Batman'li Kırmızı Baxer

9 1 2
                                    

Sabah gözlerimi alarmın sesiyle açtım. Şaka şaka Itır 'ın horlama sesiyle uyandım. Bu kız aynı yayla horozu gibi.Belki inanmayacaksınız ama Itır her gün düzenli olarak saat 8'de horluyor. Biz de bu yüzden alarm kurmaya gerek duymuyoruz. Kafamı ranzadan aşağıya sarkıttığımda Itır ayıcığına sarılmış uyuyordu. Nefes de her zamanki gibi müzik dinlerken uyuyakalmıştı. Bu kızı kulaklığı olmadan uyuduğunu hiç görmedim. Her şey bir yana çok güzel bir kızdı Nefes. Turuncumsu saçları ve beyaz teniyle bütün dikkatleri üzerine çekebilecek güzelliğe sahipti.
Düşüncelerimi bir kenara iterek üstten aşağıya atladım ve banyoya gittim. Ilık bir duşun ardından okul formalarımı giyip, Derin'in odasına gittim. Bulunduğumuz ev kira değil. Ailelerimizin yardımıyla kendimize ortak bir ev aldık. Bu duruma karşı çıkan komşularımız olsa da biz birbirimizle çok mutluyuz. Üst katta iki oda var. Bir odada biz kızlar, diğer odada da erkekler yatıyor. Alt katta mutfak ve oturma odası var. Evimiz oldukça şirin en az bizler kadar.
Odaya girdiğimde Derin'in yatağının kenarına oturdum. Kalkması için onu dürttüğümde mızmızlanmaya başladı. Burnuna minnak bir öpücük kondurdum. Tek gözünü açıp bana baktığında oturur pozisyona geçti. Bende ellerimle ağzımı kapatıp sessiz sessiz kıkırdamaya başladım. Derin ellerimi ağzımdan çekti ve
" Böyle daha güzel gülüyorsun"
Dedi. Derin'in adı kadar güzel gözleri vardı. 5 saniyeden uzun süre bakınca hep içimde tuhaf şeyler hissediyorum onu tanıdığım günden beri.
" Derin kahvaltı hazırlamam için sana ihtiyacım var biliyorsun değil mi?"
Diye masum masum yüzüne baktım. Bana asla hayır diyemezdi. Kabul edeceğini biliyordum. Ellerini saçlarımda gezdirdi ve daha sonra kafasını geriye atarak kendi saçlarını karıştırdı :
" Tam bir baş belasısın cüce "
"Derin seni yerim lan sen benim en en en eeeen sevdiğim arkadaşımsın "
Diyerek sessizce ( tabi mutluyken ne kadar sessiz olabileceksem ) odadan çıktım. Merdivenlerden popomun üstüne oturup kaya kaya aşağıya kadar indim. En alt basamağa geldiğimde ayağa kalkıp elimle popomu sıvazladım. Acıdığını bildiğim halde vazgeçemediğim tek alışkanlığımdı bu şey. He bu arada kahvaltı için neden Derin'i çağırdın diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Her gün sırayla kahvaltı hazırlıyoruz ve ben hala yemek yapamıyorum. Kahvaltı da yemek mi yenir diyecekseniz demeyin lütfen. Çünkü sadece zeytin, salam, peynir ve ekmekle kahvaltı yapmak bir müddet sonra sıkıyor insanı. Bu yüzden sıra bana geldiği zaman herkesten gizli Derin'i uyandırır ve ona omlet, menemen vs. şeyler yaptırım. Ben aşağıya indikten 10-15 dakika sonra Derin geldi ve beraber kahvaltı hazırladık. Ardından diğerlerini de kahvaltıya çağırdık.
Herkes aşağıya indiğinde hergün olduğu gibi matrak halimizi bulmuştuk.
Itır ağzına peynir tıkıştırırken :
" Bugün temizlik günü kızlar. Çamaşırlar bende"
Dediği sırada hepimiz birden karşı çıktık. Böyle bir şeye 2.kez asla izin veremezdik.
Doğa elindeki çatalla Itır 'ı nişan alırken :
"Geçen sefer benim batmanlı baxerımı sevdiğim kızın balkonuna düşürdüğünü unutmadım."
Diyip yemeğine odaklandığında Savaş lafa atladı :
" Ulan pezevenk bi de Savaş 'ın donu diyip almıştın Hacer teyzeden."
Dediğinde kahkahamı tutamayıp bende lafa atladım
" Sonra Eda batman'i sevdiğini söylediğinde Doğa'nın tepkisini hatırlıyor musunuz?"
Bu sefer hep birlikte anırarak gülmeye başladık. Doğa Eda'dan baya hoşlanıyor ve ona bir türlü açılamıyor ve ilk defa ortak noktaları çizgi film karakteri olduğunu öğrendikleri zaman, Doğa heyecandan Eda'ya giymiş olduğu batmanlı kırmızı baxerını göstermeye kalktı. Savaş ve Derin, Doğa'yı Hacer teyzenin elinden zor almışlardı.
Ilk dersimiz boş olduğu için bugün okula geç gidecektik. Bu yüzden ağır ağır hazırlandık. Normalde kahvaltı yapmaya bile zamanımız olmuyordu. Saçlarımı her zamanki gibi at kuyruğu yapıp hafif eyeliner sürüp aşağıya indim. Nefes ve Savaş tartışıyordu. Tahminen Savaş yine yerli yersiz kıskançlık yapmıştır diye düşünüp onları kendi hallerine bırakıp Doğa' nın yanına gittim. Itır 'da Derinin yanındaydı. Biz bir yere.gidecek olursak asla birbirimizi yalnız bırakmayız 2şerli yürümek bizde alışkanlık oldu. Okulun kapısının önünde bekçi Mehmet amcayı gördüğümüzde selam verip içeri girdik. Arkamı döndüğümde Savaş ve Nefes'i göremedimama pek de umursamadım. Belki de yalnız kalıp ilişkileri hakkında konuşmaya karar vermişlerdir diye düşündüm.
"Derin"
Diye seslendiğimde arkasını dönüp
"Efendim cüce "
Dedi.
" Bugünkü coğrafya sınavında ne yapmayı düşünüyorsun? "
" Valla Allah ne verdiyse sallayıp çıkmayı düşünüyorum. "
Dedi ve kulağıma eğilip
" Her zamanki yerde bekliyorum. Sınavdan erken çık"
Dediğinde elimle asker selamı verdim. Sınıfa girdik ve 5 dakika sonra ders zili çaldı. Dersimiz Matematikti ama sınav haftası olduğu için öğretmenlerimiz ders işlemiyordu. Ders başladıktan 20 dakika sonra içeriye Savaş ve Nefes girdi. Savaş kendinden hiç beklenmeyen bir biçimde hocadan özür dileyip yanımıza oturdu. Onun bu yaptığına bütün sınıf şoklar içinde bakıyorduk. Hocanin attığı fırçaları önemsemeden önümde oturan Savaş 'ı dürttüm. Tepki vermedi. Savaş bugün gerçekten normal değildi. Teneffüs zili çaldığı zaman Derin Savaşı kenara çekti ve bir şeyler konuştular. Tabi bende Nefesle konuştum.
" Nefes Savas'in neyi var? "
Diye sorduğumda
" Duyduğu şeyler ağır geldi demekki"
Diyip gözlerini sildi.
" Ah be kızım yine ne dedin de üzdün çocuğu daha ne yapması lazım seni sevdiğini kanıtlamak için "
" Güneş anlamıyorsunuz beni. O gün o kız bana o lafları söylediğinde benim dünyam yıkıldı. Bende Savaş 'ı çok seviyorum ama olmuyor ben Savaşa her baktığımda o kızın söylediklerini hatırlamak istemiyorum."
Dediğinde ağlamaya başladı. Ona sarılıp sakinleştirmeye çalıştığım sırada Itır beni kenara itip;
" Kanka insanlar stresliyken sevdiği şeylere dokunurmuş istersen bu seferlik beni ellemene izin verebilirim"
Dediğinde Nefes'i güldürmeyi başarmıştı. Tabii siz konuya yabancı kaldınız. Hemen açıklıyorum. Nefes'in bahsettiği kız olayı şöyle ki; Savaşın eski sevgilisi psikopatın tekiydi. O kızla sadece 1 hafta çıkmalarına rağmen kız Savaştan iki senedir vazgeçmiyor. Vazgeçmemekle kalmıyor, Nefes ve Savaşın da arasına daha büyük duvarlar örüyor. Geçen ay Savaş, Nefes için sürpriz yapacaktı. Benim bundan haberim vardı çünkü fikri ben vermiştim. Nefes Savaşa nereye gittiğini sorduğunda Savaş şaka anlamda " sevgilimle buluşmaya "demişti. Bu olayın ardından akşama doğru Nefes savaşı aradığında telefona bir kız çıkmıştı ve Savaşın şuanda kollarında uyuduğunu söylemişti. Ama olay Nefesin bildiği gibi değil. Olayın aslı şu; o gün Savaş sürpriz yapacağı için alışveriş merkezine gitti. Tesadüfen orada Sümeyye ile (eski sevgilisi) karşılaştı. Sümeyye Savaşa telefonunu evde bıraktığını ve acilen babasını araması gerektiğini söylemiş. Savaş reddedince sümeyye de acıtasyon yapmış. Tam Savaşın telefonunu aldığı zaman Nefes aramış ve telefonu sumeyye açmış. Aralarını bozmak için de boyle saçma salak bir yalan uydurmuş. Ben bu olayı Savaş 'la konuştuğum zaman Nefes'e neden anlatmadığını sorduğumda
" Demekki güvenecek kadar sevmiyormuş beni bırak istediğine inansın" demişti.

*Sınavdan Sonra*

" Ulan Allahsız herif ben ne bileyim Sırbistan nerede ben Piri Reis miyim!"

Sınavdan sonra Derin'in yanına arka bahçeye çıktım. O ise sanki çok yüksek not alacakmış gibi Sırbistan'a takılmış. Allah'ım neden aramızda bir tane normal yok ? Hayır yani benim belamı bunlarla vereceksen bari taksit taksit ver. Hepsi bir anda zorluyor çünkü. 4 taksit yapabiliriz bence bunu. 'Çarpılacaksın gerizekalı' diyen iç sesime onay verip kendimi susturmak için Derin'e seslendim:

"Derin kantine çay almaya gidiyorum sende içer misin?"

" Cüce bana çay getirecekse buna asla hayır diyemem"

dediğinde elimle kalp yapıp ona yolladım. O da kollarını açıp yolladığım kalbi yakaladı. Onunla çocuk oluyorduk işte. Büyüyememiştik; aslına bakılırsa büyümekte de gözümüz yoktu.Bir kızın isteyeceği en eğlenceli ve korumacı arkadaşların hepsine sahibim.Siz olsaydınız onların yanında zaman geçsin ister miydiniz? Ah, herneyse. Çok gevezeyim biliyorum fakat konuşmama da engel olamıyorum. Çayları alıp dikkatlice arka bahçeye doğru ilerledim. Elim yanıyordu fakat bunu belli edip kendimi okulun ortasında rezil edecek değildim. Derin'in de bakışlarını üzerimde hissedince iyice şey oldum ama çok da şeyetmemeye şeyettim. Çok şükür kazasız belasız bir şekilde çayını Derine uzattım.

" Oh be Derin çok korktum çayı döküp rezil olurum diye. Bilirsin sakarlık diz boyu."

"Senin için omuz filandır hani kısasınya ;) "

dediğinde ona vurmak için ileriye adımımı attım. hay ayağım kopsaydı da atmasaydım. Elimdeki çay nasıl olduysa Derin'in üzerine döküldü.

"hiih yandın mı ? Çok mu yandın? Tişörtünü çıkar çabuk. Ya da dur hazır değilim çıkarma. Ama yanıyorsun hemde benim yüzümden. Nasıl yaptım bunu ya Derin çabuk çıkar yanıyorsun.

"Gü-"

"Hİİİİ sus sus sus ne diyeceksin konuşmayacak mısın benimle.Derin gerçekten özür dilerim bilerek yapmamıştım ki"

"E bir şey demedim ki"

Tişörtünü çıkardığı zaman kaslarına bakmamaya çalıştım.Ama sadece çalıştım. Çünkü böyle dehşet-ül vahşete bakmamak imkansız olsa gerek.

" Siz ikiniz napıyorsunuz burada? "

İşte şimdi bittiğimizin resmiydi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nuh'un SalyangozlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin