MinGi: Günaydın
MinGi: Uyandırma servisimiz devreye girmiştir
JKookie13: Beni rahat bırak hyung
MinGi: Sen iste yeter
*Yoongi, birkaç dakika sonra Jungkook'u arar*
''Ne istiyorsun hyung? Sabahın köründe hem de?''
''Sesini duyayım dedim. Uzun zamandır mahrum olduğum bir şey sonuçta.''
''Beni rahat bırak. Anlamıyor musun cidden ya?''
''Imm, bakalım. Hayır? Anlat ki anlayayım.''
''Ben yokken ne içtin? Hayır hayır asıl soru; pencereye kaç sefer kafa attın?''
*Yoongi sesli bir kahkaha atar ve boğazını temizleyerek ciddi olmaya çalışır.*
''Jungkookie, senin bu hallerini özlemişim.''
''Kardeş, bak beni rahat bırakman için ne kadar vermeliyim?''
''Kardeş? Rahat bırakmak? Vermek? Yokluğumda iyice delirmişsin. Komik, seni rahat bırakacağımı falan mı düşünüyorsun?''
''Heh, evet?''
''Güzel düşünce. O zaman bana bir şeyler ver ve ben de seni rahat bırakmayayım. Nasıl fikir?''
''Berbat.''
''Tadın hala dudaklarımın üstünde duruyor. Yenilemek istemez misin?''
''Hayır.''
''Peki, boynundaki izler hala duruyor mu?''
''Hayır.''
''O zaman ben yenileyeyim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow Preachers | YoonKook (Texting)
FanfictionJKookie13: Sana öyle bir sarılacağım ki kemiklerin kırılacak Min Yoongi. MinGi: Öyle mi? MinGi: Gel de yakala o zaman