Dün yüreğim sende tutsaktı,
Şimdi bedenim dört duvara.
Ne yapsan ne etsem fayda etmez,
Bu nemli koğuşlarda.Bir yudum demli çay,
Bir dal sigara,
Nefes nefes consumersir seni, Geçen'in dakikası
.Gün batar kapıya kilit vurulur.
Bir avuç gökyüzünde var,
O yok yok olur.
Kaparsın gözleri uykuların kâbus,
Kâbusların zulüm olur.Yozgatlı Asım, mektup yazar yavuklusuna,
Bir de çiçeği vardır adı: Asiye
Asiye ölmüştür, Asım bilmez! .
Habire mektup yazar, cevabı gelmez.Bir de, bir de
Garip Mustafa vardır burada, Henüz yirmi yaşlarında,
Kimseyle konuşmaz, derdini anlatmaz.
Bir tesbihi var, elinden hiç bırakmaz,
İçin için ağlar, ara sıra.Bingöllü Mehmet, kan davası kurbanı,
Tutuşturmuşlar eline silahı.
"Aha, aha vur
ona " demişler, Çekip vurmuş Mehmet,
Ama, ama niye vurduğunu,
Mehmet de bilmez.Bense gülüm,
Bugün biraz yorgun gibiyim.
Ömrümden ömür alıyor,
Her gün onu hayallerim küçülüyor.
Bu dört duvar var ya gülüm,
Galiba, galiba benim ecelim oluyor,
Galiba ecelim oluyor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni hiç unutmayacağım
PoetryDünya döndükçe sen hep bana DÖNMEYE. Başını her yastığa koyduğunda beni GÖRMEYE. Her kahkahamda göz yaşı DÖKMEYE. Ben yaşadıkça sen ÖLMEYE Mahkumsun...