lucky one °sekai

suyum oldu aşım oldu ama aşksızdım

"Sehun sen aptal mısın?"

Kaşlarımı sinirle çatıp dudaklarımı büktüğümde mırıldandım. "Takipçilerin azalacak."

"Mandalinalı sodam kendini ne sanıyorsun sen, emo saçlı şak şakçı tiplerden birisi olduğunu falan mı?"

"Uh, bilmiyorum Minseok. Tamam, fotoğraf çekilmeyi seviyorum ama Instagram hesabında o kadar güzel ve yakışıklı modellere yer verirken benim de fotoğraflarımı sitene koyacağın akıl kârı gözükmüyor," Sonra kaşlarımı iyice çatıp ekledim. "Hem limonlu soda varken mandalinalı soda mı seviyorsun cidden? Zevksiz şey seni."

Sürekli çok güzel olduğumu vurgulayıp popomu havaya kaldırdığı için çok sevdiğim arkadaşım turuncuya boyattığım saçlarımı düzgün şekle sokmaya çalışırken sırıttı. "Sevmiyorum ki."

Sanırım artık onu sevmiyordum.
"Senden cidden nefret ediyorum."

Saçlarıma uygun kıyafeti ayarlayasıya kadar aramızdaki atışma devam etmişti ve ben cidden poz verirken bile yorulmaya başlamıştım. Sonunda uygun olduğunu düşündüğü üç fotoğrafımı seçtiğinde siteye koymak için telefonuna fotoğrafları atıp parmaklarını kütletti.
"Takipçi kasacağım, hissediyorum."

"Beni kullanıyorsun."

"Evet, seni kullanıyorum."

Minseok, fotoğraflarımı en sonunda paylaştığında üstünden yük kalkmışcasına koltukta geriye yaslandı ve sırıttı. "Bakarsın böyle talip buluruz sana, hah?"

Elimi ağzıma kapatıp gülmeye başladığımda konuştum.
"Bana kim talip olsun, Tanrı aşkına?"