Sarışın çocukla konuşalı iki hafta olmuştu. Annem uzaklaştırma cezasını öğrenince yemediğim kadar çok terlik yedim. Onca ton lafından sonra beni serbest bırakınca odama çıktım. Bu hallerine alışmıştım. Aslında sinirlenince çok şirin oluyordu. Onu ne kadar sinirlendirmek istemesem de sinirlenince onu görmek beni gülümsetiyordu.
Odama çıkmadan önce mutfaktan annemin yaptığı pilav ve patates püresini tabaklara koyup yedim.
İki gün içinde konuları kaçırmamak için bir kaç saat ders çalıştım. Ardından pes edip yatağıma uzandım.
Uyandığımda saat 3 idi. 2 saat uyku ne kadar yetmese de uyandım. Esneyerek soğuk parke üzerinde yürümeye başladım anne evde yoktu anlaşılan. Elimi yüzümü yıkayıp atıştırdıktan sonra yaptığım hatanın farkına vardım. Yemek yedikten sonra uyumuştum yine! Bu bana 100 grama mâl olacaktı.
Odama çıkıp altıma siyah tayt ve uzun gri bir tunik giyip dışarı çıktım. Yürüyüş parkına doğru ilerlerken önündeki tadilat yazısını görünce yolumu değiştirip boş caddede yürümeye başladım. Yaklaşık bir saatin ardından okulun önüne gelmiştim. Rana'nın çıkmasını beklemeye koyuldum.
Rana'yı kapıda görünce tam yanına gidecektim ki yanındaki çocuğu fark ettim. Bu o sarışın çocuktu... Onu görünce kısa süreli bir şok geçirdim. Ardından yanlarına gittim.
"Rana bu kim?" Dedim imalı bir şekilde.
"Aaa sarışınım nereden çıktın sen bak bu Efdal yeni sınıf arkadaşımız. Üstelik üçümüz beraber biyoloji projesini yapacağız hoca grup yaptı da. Neyse bak bu da Ayla, Efdal. Ayla şirin bir kızdır aslında yani şuan ki gibi değil yani huysuz anlamında yani huysuz görünüyor ay ben ne çok yani dedim. Neyse konuştukça batıyorum." Diyerek utanç ile yüzünü kapattı. İlk kez bu kadar çok konuşmuştu. Efdal söze atladı.
"Nefes al Ranacığım. Biz zaten tanışıyoruz değil mi Ayla?" Diyerek yandan bir bakış attı ona attığım bakış her nasılsa bir anda kahkaha atmaya başladı. Gülümseyişi çok güzeldi.
"Ayla kanka siz nereden tanışıyorsunuz ha? Benim neden haberim yok?" Diye çemkirince elimle ağzını kapattım.
"Sus biraz Rana çocuk haklı nefes al. Biz tanışmıyoruz şaka yaptı galiba arkadaş." Diyerek Efdal'e öldürücü bakışlar attım.
"Ya biz sokak arasında tanıştık aslında ama mâlum biraz kaçıyor Ayla. " Diyerek çapkın bir gülümseme attı.
"Aaaa olur mu öyle şey seni şakacı arkadaş!" Dedikten hemen sonra kolunu çimdiklemeye başladım.
"Neyse ayak üstü konuşulmaz hadi Frekans'a gidelim olur mu noolur!" Diye yalvarınca Efdal kabul etti ama ben kabul edemezdim.
"Rana olmaz siz gidin ben zaten yürüyüşe çıkmıştım hoşçakal dedikten sonra kaçar adımlarla uzaklaşmaya başlamıştım ki Efdal önümde bitiverdi.
"Nedenmiş o hanımefendi?" Diyerek tek kaşını kaldırdı.
"Yanımda param yok telefonum yok anneme haber veremem. Ve de çok terliyim duşa girmem lazım." Diyerek kendimi açıkladım.
"Benim yanımda para var telefon da var ve kötü kokmuyorsun yani gidince duş alabilirsiniz!" Diyerek ısrar eden Efdal'e gülümsedim.
"Nasıl isterseniz öyle olsun ya tamam sustum haydi" dedikten sonra birlikte Frekans'a gitmek için yola koyulduk.
Kafe'nin önündeki sıralardan dışarıya bakan bir masa bulduğumuzda Efdal'in telefonundan annemi arayıp haber verdim. Numaranın kim olduğunu sordu bende Rana numarasını değiştirmiş diyerek bir yalan uydurdum. Önce biraz kızdı habersiz çıktığım için sonra Rana'nın yalvarışlarına dayanamadı ve izin verdi. O sırada garson geldi.
"Efendim ne alırsınız?" İnce bir sesle konuştu.
"Ben White Chocolata Moka alabilirim." Dedi Rana
"Ben sütlü kahve alacağım şekersiz olsun" diyerek gülümsedim.
"Ben de o zaman bir latte alacağım benimki de şekersiz olsun." Diyerek gülümsedi Efdal de benim gibi
"Efendim tatlı olarak bir sey ister misiniz?" Diye aynı incelikle sordu garson kız. Rana hemen
"Tiramisu olsun çok severim de!" Diyerek kahkaha attı.
"Ben bitter çikolata alabilirim. 3 parça yeterli olur." Dedim
"Bende o zaman lavantalı sütlaç alayım." Diye Efdal de siparişi verince sohbete başladık.
Kısa sürede Efdal kendini tanıttı.
"İsmim Efdal Sarnıç. Sarnıç üniversitesinin Rektörü babam olur. Babam ne kadar beni devlet okuluna göndermek istemese de halka karışmak istiyorum. Bu yüzden sizin okula başladım. Annem kısa süre önce vefat etti." Diye acı bir tebessüm yüzünü esir alınca Rana ile geçmiş olsun dileklerinde bulunduk.
"Bende Rana. Rana Özdemir babam avukat annem ev hanımı okulun civarındaki sitede kalıyoruz. Mutlaka beklerim. " Diyerek gülümsedi.
"O zaman bende Ayla Akın. Babam astsubay annem hemşire. Orta halli bir aileyiz. Bende Rana ile aynı binada kalıyorum. Ayrıca ilerideki kitapçıda çalışıyorum. Aslında ihtiyacım olduğundan değil de kitapları sevdiğimden dolayı. " Diyerek kendimi açıkladım.
"Mutlaka uğrarım bir ara. Eee kankalarım? Ayla kız sen okulda niye yoktun bu gün?" Dedi kız sesi ile. Hepimiz kahkaha attık. Sempatik bir çocuktu. Tam kafalık.
"Uzaklaştırma aldım iki gün." Dedim hüzünlü bir ses ile.
" Niye kız kimi yedin?" Diye dalga geçti.
"Dalga geçmesene ya of! Kızın birini dövdüm. Hak etti ama kusura bakmasın. " Diye somurttum.
"Olsun kankacım bu arada yanında oturuyorum." Diyerek kahkaha attı.
"Tamam olur." Dedim.
"Ya sen kaç yaşındasın?" Dedi Rana meraklı bir sesle "baya büyük gösteriyorsun da"
"Ben küçük hanım 20 yaşındayım. 1 yıl barajı geçemediğim için yeniden 12yi okudum. Bir yıl da annemin vefatı olduğu için okulu dondurdum. O kadar işte şimdi burada 12. Sınıfım. Siz?"
"Ben bir yıl istediğim puanı alamadığım için yeniden okudum." Dedim.
"Bende barajı geçemedim yaa! " Diye üzgün bakışlar attı Rana.
"Olsun kankacım birde aynı üniversiteye düşüyoruz harika olurdu! " Diyerek Efdal hayaller kurmaya başladı.
Cidden iyi bir çocuktu. Yaklaşık bir saat sohbet ettikten sonra bizi siteye kadar bırakıp uzaklaştı. Zengin çocuktu vallahi! Ama tek farkı halktan birisi olması idi. Zengin züppeleri gibi değil de, daha çok annesinden bol terlik yemiş bir çocuk gibiydi.
Rana ile de vedalaşıp eve girdim. Annem hala evde yoktu. Ona bir sürpriz olarak domates soslu uzun makarna yaptım. En sevdiği şeydi. Babam maalesef uzun süredir gece nöbetine kalıyordu. Yorgun düştüğü için uyuyordu. Yemeği hazırlayıp tabakalara koydum. Annemi aradım... aradım...aradım. Açmadı. Bende babamı uyandırdım yemeğimizi yedik.
Bulaşıkları yıkayıp yerlerine dizdikten sonra. Odama çıktım. Laptopta biraz yabancı dizi izledikten sonra annemin geldiğini fark ettim. Hemen odadan çıktım.
"Anne! Neredeydin sen seni çok merak ettim." Diyerek ona sarıldım.
"Acilen çıkmam gerekti abartma Ayla" diyerek beni tersledi. Mutfağa gitti bende arkasından gittim. "Ayla sen makarna mı yaptın! İnanmıyorum canım çok istiyordu bugün! Hayatım!" Diyerek bana sarıldı. Bende karşılık verdim. Her akşami aynı şeyleri yapıp uyudum.
Bir bölüm sonu daha beyler hanımlar! Öncelikle bölümü beğendiyseniz vote ve yorumlarınızı esirgemeyin 💓💓
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fok Balığı
ChickLitFok balığı kitabı size Türk kültürüne eşlik ederken hemde kilolu bir kızın problemlerini konu almıştır. Bir o kadar eğlenip bazen de üzüldüğünüz sahneler olacak. Unutmayın siz varsanız ben de varım!