Bölüm 2

8 0 0
                                    

"Evet Elifciğiiiim, bugün kendini nasıl hissediyorsun"
Adının Bülent olduğunu öğrendiğim doktorum ölüm haberimi vermek için ne kadar da meraklıydı.
"Bomba gibiyim ama biraz daha burada kalırsam patlarım herhalde."
"Birileri hastanemizden sıkılmış sanırım."
Allah aşkına bu adam neden yabancı diziden fırlamış gibi konuşuyor.
"Yemekleri dışında başka bir kötülüğünü görmedim aslında."
Ben hastaneye bir laf daha atmak için ağzımı açmıştım ki içeri giren annemin kızarmış gözleri sözcüklerimin koca bir taş olup boğazıma oturmasına neden oldu.Babamınsa her halinden üzgün olduğu belliydi.
"Elifciğim,sana bir iyi birde kötü bir haberim var,önce hangisini duymak istersin?"
Yavv doktor olaya gizem katma ver haberi.
"İyi haberi alayım lütfen."
Çokta kaba olmaya gerek yok. Sonuçta vücuda hastalığı bizzat kendisi koymadı ki yani.
"Bugün hastaneden gidiyorsun."
Oh be sonunda.
"Kötü haber, o neydi peki?"
"Elif sana yaptığımız tetkikler sonucunda senin ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu öğrendik."
Vay be tek cümleyle hayatımın geri kalanı.
"Ne kadar zamanım var peki."
Dediğim de karşımdakilerin şaşkın bakışlarıyla karşılaştım.Keşke cümle kurmadan önce yalandan şaşırsaydım.
"Kızım sen yoksa..."
"Ah tamam itiraf ediyorum siz dışarıda konuşurken gizli gizli dinledim sizi.Ama ben artık çocuk değilim anne.Lütfen bana ne kadar zaman vericeğinizi söyleyin."
"Sen bir mucizesin Elif ve biz sana değil sen kendine zaman vericeksin."

OKUL
Eve daha dün gelmiştim ama beynimin bana yapacağı ufak bir sürprizle tahtalı köye gidebilirdim.Bu yüzden de evde oturmak yerine okula geldim.Okul bahçesine adım atar atmaz boynumda bir çift kol ve burnum da keskin bir koku hissettim.

"Elif canım geri dönmene çok sevindim.O gün sana çarptığım için çok üzgünüm."

Bak sen şu Burcu'nun uyanıklığına iki yalakalık yapıp kurtulucak ve bende buna izin vericem! Çok beklersin.

"Ben iyiyim Burcu ama senin yüzünden bir haftadır müzikal için ne çizim yapabiliyorum,ne de para         biriktirebiliyorum.Yani bu soruna bir çözüm bulabilirsen iyi edersin."


Gayet açık olan tehdidimin Burcu üzerindeki etkilerini beklemeden yürümeye başladım.Bizimkileri bahçenin en uç köşesinde koyu bir sohbet ederken buldum.O kadar dalmışlardı ki beni farketmediler bile.Biraz daha yaklaşıp kulaklarının dibinde düdük çaldığım zaman dünyaya da dönmüş gibileri.

"Arkadaşlar bu ne hal ya.Yapmamız gereken bir sürü iş var siz burda goy goy peşindesiniz."

"Elif hastaneden mi kaçtın?"

"Neden 1 haftadır salmadılar seni?"

"Şu an iyi misin?"

"Salmak ne ya koyun muyum ben hee inek miyim?"

"Gerçekten iyileşmiş arkadaşlar dağılabiliriz."

"Afişler , davetiyeler , müzikler ve dansları , kısa film için oyuncu seçmeleri..."

"Ve bunlar için gerekli olan para."

Dınınınım... Evet, eğer ki devlet liseli ve 17 yaşındaysanız hayat gerçekten çok zor.Arkadaşlarımın dalgınlıklarının sebebini şimdi anlamıştım.

"Paramız şimdilik yok. Aklımdaki projelerimi hayata geçirdiğim zaman ikinci müzikali bile yaparız."

"Bir müzikal için hiç adam kaçıramam tatlım kusura bakma."

"Muratcığım  espiri yapmak için harcadığın bu eforu gösteri içinde harcamanı istiyorum."

Murat'ın bana yeni bir laf yetiştirme girişimi zilin çalmasıyla bertaraf edildi.Bizde kızlar önde erkekler arkada yürüyüp okula giriş yaptık.Üst kata adım atar atmaz sınıfa koştum ve çığlık çığlığa
"Güüüünaaaaydıııııınn" diyerek geldiğimi sınıftaki herkesin 5 duyu organına ilettim.

  Dersten sonra tuvalete gitmek için sınıftan çıktım. Koridorda ilerlerken karşımda devasa bir varlık belirdi kafamı kaldırdığımda bunun bir insan olduğunu anladım.

"Geçmiş olsun Elif, nasılsın?"

"Ben iyiyim şey...!"

"Üst sınıflardan Güney ben."
Diyerek elini uzattı.

"Memnun oldum Güney."
Diyip uzattığı elini hafifçe sıktım.

"Şey benim şimdi gitmem gerekiyor."

"Ah tabii, sonra görüşürüz o zaman."

  Sadece gülümseyip hızla tuvaletin yolunu tuttum.Neydi şimdi bu.Hem ben bu çocuğu 3 senelik lise hayatımda neden hiç görmedim.Ben neden onunla görüşeyim.Şu kısacık hayatımda onca işimin arasına sürpriz yumurtalar kaynak yapmasalar iyi olur.

   Yorucu geçen günün sonunda eve geldim.Yastığa kafamı koyar koymaz odamı ne kadar çok özlediğimi hatırladım.Acaba odamda beni özler miydi? Bu hayata bir kere gelmişken öylesine yaşamak istemiyordum.Bir yerlerde iz bırakmak,kalıcı olmak istiyordum.Onun içinde bu müzikal olmalı, en azından  arkadaşlarım kurtulmalıydı...

ZAMAN SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin