Sonunda akşam oldu. Eve geldim ve çantamı kapının önüne fırlattım. Hemen bilgisayarımın başına oturdum. Kai İzuru 'ya sosyal medya hesabından bir mesaj attım.
—Hey! Merhaba seni yarın desteklemek için orda olacağım.
—Sende kimsin?
—Senin bir hayranın.
—Hmm! Bu çok güzel.
—Bu yarışma hakkında birşey söylemek istiyorum.
—Söyleyebilirsin.
—Bizim okulumuzdan katılacak olan bir yüzücü var ismi Mitarai Amano kendinden fazla emin ve herkesi ezip geçeceğini zannediyor. Onu bu yarışmada ezip geç tamam mı?
—Ha? Bunu kabul edemem o kendini beğenmiş ukalaya gününü göstereceğim. Merak etme.
—Hiç şüphem yok :3
Çocukta amma aptalmış. Ahahahahahaha (kahkaha) Bu çocuk umarım Mitarai 'ye karşı baya bir dolmuştur. Umarım Kai 'nın turnuvadaki davranışları gözlemlenirken ilk şüpheli o olacaktır. Bodrum katına indim ve oradan bir zincir aldım. Çantama o zinciri sığdırmak zor oldu ama en sonunda yerleştirmeyi başardım. Mutfağa indim ve tezgahın üzerinde duran sinek ilacını kaptım ve çantama yerleştirdim. Yerde de sevgili anneciğin yere düşürdüğü bir maşa aldım bununla harikalar yaratacağım. Ve son olarak babamın bahçıvanlık eldivenini aldım. Aiko 'nun okulda çektiğim fotoğraflarını duvara yapıştırdım herbiri harika görünüyor. Aiko 'yu yarın erken görebilmek için erkenden yattım. Okula gitmeden önce ihtiyacım olan bazı şeyler vardı. Okulun yakınlarındaki bir eczacı var. Ordan ishal yapan bir ilaç aldım. Sonrada Aiko 'nun peşine takılıp okula doğru yürüdüm. İlk ders turnuvaya katılacak öğrencilerin hazırlığını bekledik. İkinci ders içinde turnuvayı seyretmek için boş bırakıldık. Hinata-sensei yarışmacılarla ilgili bişey geveledi ama umrumda olmadı. Mitarai 'nin kazanacağından şüphe yoktu. O yüzden sadece Aiko-chan Mitarai 'ye tezahürat yaparken onu izledim. Sinirim bozulmuştu ama nasıl olsa bugün o yüzücü bozuntusunun son günüydü. Doğru tahmin etmişim kazanan o 'ydu. Okul çılgına döndü bağırıp saçma hareketler yapmaya başladılar. Bende oradan uzaklaşıp yemek saat 'ini bekledim. Şu saçma barbie bebek bozuntularından Aiko' yu oyalamalarını istedim. Benim Aiko 'm hepsinden daha temiz ve güzeldi. Aiko 'ya bunu yapmak istemezdim fakat onun dikkatini dağatmayı ancak bu şekilde başarabilirdim. Aiko'nun yemeğine eczaneden aldığım ilaçtan bolca koydum. Artık Mitarai nin yanında olamaz. Kantinden bir, sandalye aldım ve yüzme havuzuna götürdüm. Sonra tekrar kantinde gittim ve onu yanıma çağırdım.
—Mitarai-kun dün yaptığı davranış için özür diliyorum. Ve ayrıca turnuva için seni tebrik ediyorum onun haricinde biraz konuşmak istiyorum beni takip edebilir misin?
—Madem özür diliyorsun peki neden olmasın?
Yüzme havuzuna kadar beni takip etti.
—Evet konuşmak istediğin nedir?
Elime eldivenleri giydim. Yerde duran demir boruyu elime aldım. Ve arkama sakladım. Diğer elimdede elimde sinek ilacı vardı.
—O elindekilerde ne?
—Bak lafı uzatmayacağım. Sadece ÖL...
Çok güçlü ve ürkütücü bir kahkaha attım. Ve gözlerine sinek ilacı sıkmaya başladım. Daha sonra yere düştü ve boruyla defalarca onun kafasına vurdum. Biraz ağırdı onu sandalyeye oturttum. Daha sonra çantamdan zinciri çıkartıp sıkıca bağladım. Sonrada burnuna bir maşa taktım. Tam suya atacaktım.
—Onu bu kadar çok mu istiyorsun?
—Hayal bile edemiyeceğin kadar.
—Sen hastasın.
Ahahahahahahhahahahahahhaahhahahahahahahahahahahahahahahahahahahahhahahahhaha.... ahahahaha.... ıhıhı (kahkaha)
"Canın cehenneme yavşak herif" dedim ve onu suya yuvarladım. Onun acı çekişi o kadar hoşuma gitti ki bir anı olarak videoya kaydettim. Daha sonra kana bulanmış demir boruyu, eldivenlerimi yanıma aldım. Ve eve doğru gittim. Geriye sadece soruşturma kısmı kaldı buradada Kai devreye giriyor. Ahahahahahaha (kahkaha)
