Elimden kalemi bıraktım ve yazdığım saçmalıklara baktım.Bunların saçma olduğunu bile bile neden hala yazıyordum bilmiyordum ama içimdekileri dökmek iyi geliyordu.Bir şeyler yazmak istiyordum ama yazamıyordum.Kalemim tükenmişti sanki.Tıpkı ben gibi..Benim de duygularım bittiği için mi artık yazamıyordum?Belkide artık gerçek hayata dönmenin zamanı gelmiştir.İşte size biraz kendi hayatımdan bahsedicem.Daha doğrusu bana hayatta olduğumu hissetiren bir hikayeden.
Yazdıklarımı topladım ve hepsini çantama koydum.Burayı çok seviyordum.Onca insanın gürültüsünden kurtulabildiğim tek yer burasıydı.Küçük bir göl, etrafındaki yemyeşil ağaçlar ve uçuşan kuşların sesleri beni mutlu ediyordu.En azından onlar insanlar gibi değildi.Her zaman buradalardı, bırakıp gitmiyorlardı.Burada olmak beni mutlu ediyordu.Sessizdi,sakin ve etrafında olup bitenlerden habersiz.Artık dönme vakti gelmişti.Hava yavaş yavaş kararıyordu.Sandalyemi kaldırdım ve her zaman koyduğum yer olan büyük çınarın dibine onu bıraktım.Eve gitmek için bisikletimi kullanıyordum.Zira zaten buradan otobüs geçmezdi.Bisikletime bindim ve yola koyuldum.Bisiklet kullanırken kendimi özgür hissediyordum ve bu anın tadını çıkarmak istediğin için bugün çok yavaş kullanıyordum.Eve gidene kadar epeyce yorulmuştum.Bisikletimi apartmanın önüne bıraktım.Apartamana girerken karşı komşumuzu görüp ona selam verdim.Çoğu yere göre bizim oturduğumuz yer hala komşuluk ilişkilerini kaybetmemişti.Hızlıca merdivenleri çıktım.Annahtarımı aramakla uğraşmak istemiyordum ve bu yüzden zili çaldım.Annem kapıyı açtıktan sonra içeriye girdim.Ayakkabılarımi çıkartırken anneme "Anne ben çok yorgunum biraz uyumak istiyorum"dedim.Annem ise saçlarımı okşayarak "Tamam canım"dedi. Hızlıca odama doğru gittim ve üzerimi bile değişmeden öylece yattım.Ardından kulaklıklarımı taktım.İnsanı biraz olsun dış dünyadan soyutlamıyor mu kulaklıklar?Gözlerimin yavaş yavaş kapanmasıyla uyuyakalmışım.Annemin "Hadi kalk geç kalıcaksın okula"sözleriyle gözlerimi açtım.Yastığımın altındaki telefonu alarak saate baktım.Cidden geç kalıyordum.Kahvaltı yapmadan evden çıktım ve okula gitmek için bisikletimi aldım.Hızlı hızlı gitmeye çalışıyordum ve neyseki yetiştim.Okul her zaman ki gibi çok sıkıcıydı.Hele şu öğrenciler.Bazıları gerçekten çok kendini beğenmiş olabiliyor doğrusu. Okulda hiç arkadaşım yoktu.Benim zaten genel olarak bi arkadaşım yoktu.Okulun bitimi için sabırsızlanıyordum.Bir an önce buradan kurtulmak istiyordum.Okul bittikten sonra bisikletimi aldım ve gizli yerime doğru gitmeye başladım.Gölün kenarına vardığımda çok heyecanlıydım.Belki bu sefer bir şeyler yazabilirim diye düşündüm.Gölün kenarına vardığımda yüzümdeki gülümseme gitmişti çünkü artık burası benim gizli yerim olmaktan çıkmıştı.Hey buda neydi?Biri sandalyemde oturuyordu.Hemen yanına gittim."Kusura bakma ama burası benim yerim"dedim.Adam kalktı ve sırıtıyordu."Bence buranın senin yerin olduğunu gösteren bir şey yok"dedi.Dahada sinirlenmiştim."Buradaki tüm eşyalar zaten benim"diyebildim.Adam hala ısrarla gülüyordu ve onun gülüşüne sinir olmaya başlamıştım."Bak en iyisi paylaşalım burayı"dedi.Şuan için bu adamdan kurtulmanın en iyi yolun bu olduğu kanaatine vardım ve kabul ettim.İleriye doğru giderek çimlerin üzerine oturdum.Göle bakıp sakinleşmeye çalışıyordum.Nereden çıkmıştı bu adam?Burayı nasıl bulmuştu?Bir süre sonra adamın ne yaptığını merak ettim ve ona doğru baktım.Bir şeyler yazıyordu.Benim gibi düşüncelerini not eden biriydi galiba diye düşündüm.Demek benim gibi yalnız, tek dostu kalem olan baska insanlarda vardı.Adamın dış görünüşüne bakılacak olursa aslında daha çok bir şarkıcı havası vardı.Bunları düşünürken uzun süre adama baktığımı farketmemle hemen önüme döndüm.Burada her zaman yalnız olmuştum.Her zaman kendi düşüncelerim ve sessizlikle baş başaydım ama şuan biraz ötem de oturan adam,sessizliği düşünürken çıkardığı tuhaf seslerle bozuyordu.Burayı onunla paylaşmak istemiyordum.Bu göl hep benim olmuştu..Daha fazla dayanamayıp eve gitmeye karar verdim.Eşyalarımı toparlarken belki rahatsız olurda buraya bir daha gelmez diye adama ters ters bakmaya başladım.Hiç üstüne alınmış gibi durmuyordu.Hatta ona baktığımı farkedince bide gülerek "Güle güle" dedi.O kadar sinirlenmiştim ki, yumruğumu çok fazla sıkmışım ve elim çok acıyordu.Bu adama daha fazla dayanamadım ve hızlıca bisikletime doğru ilerlemeye başladım.Hala çok sinirliydim ve bisikleti çok hızlı kullanıyordum, önümdeki taşı farketmediğim için yere kapaklandım.Bu sırada yoldan geçen bir araba yanımda durdu.Aldırış etmeden dizimdeki yaraya bakmaya devam ettim.Arabadan inen kişinin yanıma doğru geldiğini farkettim ama yinede kafamı kaldırıp bakmadım."Iyi misin? Çok kötü düştün"dedi.Konuştuğunda onun erkek olduğunu anladım ve biraz irkilerek "Evet iyiyim,teşekkürler"dedim.Hızlıca bisikletimi alarak yoluma devam ettim.