Hızlı adımlarla okula yürümeye çalışıyordum. Tabii bir yandan kolumdaki saate bakıp bir yandan da elimdeki kağıtları düzenlerken bu biraz zor oluyordu. Annem yüzünden geç kalmıştım. Derin bir of çekerek yürümeye devam ettim. Şu anda ne kadar rezil göründüğümü bilemezdiniz. Kağıtlarımı belli bir düzene soktuktan sonra çantamdan çıkardığım dosyanın içerisine sabitlemiştim. Dosyayı kolumun altına koyduktan sonra koşmaya başladım. İlk dersin neredeyse yarısına gelmişlerdi ama ben daha okulda bile değildim.
"Pekala! İşte geldin Marissa!" Dedim kendi kendime binaya girerken. İçeriye girdiğimde kimse koridorda yoktu. Etrafıma bakındıktan sonra solumdaki merdiveni kullanarak yukarıya çıktım. Sınıfa ilerlerken lanet okumayı da ihmal etmiyordum. Tam kapıya varmıştım ki çalan zil ile kapı suratıma çarptı. Ben yere serilirken elimdeki dosyada bulunan kağıtlarda yine darmadağan olmuştu.
"Lanet olsun!" Dedim doğeulmaya çalışırken. Sınıftan çıkanlar bana bakıyorlardı. O sırada içeriden Bayan Kieran da çıkmıştı. Beni ve kağıtlarımı gördüğünde durumu anlamışcasına başını salladı.
"Bayan Wellington? Neden kağıtlarınızla birlikte odama uğramıyorsunuz?"
Suratına bakarken kafamı salladım ve doğruldum. Yerdeki kağıtlarımı arkadaşların da yardımıyla topladıktan sonra ayağa kalkmıştım. O sırada gözüm yan tarafındaki Lisa'ya takılmıştı. Bayan Kieran yanımızdan ayrılır ayrılmaz bana yaklaştı.
"Neler oluyor Marissa? Neden bu kadar geç kaldın? Bu kadının dersindeki tutumunu biliyorsun."
"Evet biliyorum...ama benim suçum değildi. Uyuyakalmışım."
"Seni ne için çağırdığını merak ediyorum doğrusu." Dedi ellerini önünde bağlayarak. Dudağımı büzdükten sonra sırtıma taktığım çantamı düzelttim ve karşıma baktım.
"Herneyse! Ben gidiyorum."
"Eğer işin ders başlamadan biterse seni kafeteryada bekliyor olacağız."
Kafamı salladıktan sonra oradan ayrılmıştım. Bayan Kieran'ın odasına ilerliyordum. Koridordan döndüğümde kapısı ile karşı karşıya kaldım. Derin bir nefes alıp boğazımı temizledikten sonra kapıyı çalarak içeriye girdim. Her tarafı deri kaplı odada yalnızca ikimiz vardık.
"Gel Marissa." Dediğinde tam masasının karşısında durmuştum. Ellerimi önümde birleştirerek ona baktım. Bilgisayarına biraz daha baktıktan sonra klavyeye bastığı son tuş ile birlikte bana bakmıştı. Saçlarının arasına karışmış olan gözlüğünü çıkarttıktan sonra ellerini masanın üzerine koydu.
"Öncelik olarak bu sabah biyoloji dersine neden geç kaldığını merak etmiyor değilim. Açıkla. Üstelik bugün neredeyse iki hafta önce verdiğim ödevlerin toplanacaklarını da biliyordun."
"Gerçekten çok üzgünüm Bayan Kieran. Bu bir bahane sayılamaz ama uyuyakalmışım. Dün bütün gece ödevimi toparlamak için uğraştım. Her seferinde sıraya sokmak zor oluyor."
"Ödevini görebilir miyim?" Diye sorduğunda çantamdaki dosyayı çıkartıp kağıtları ona uzatmıştım. Kağıtlara bir göz gezdirdikten sonra başını sallayarak bana baktı.
"Araştırmanın çok sağlam olduğunu söyleyemeyeceğim. Aynı zamanda...burada yeni bir şey görmüyorum." dediğinde gözlerimi büyütmüştüm. Tamam belki çok renkli bir öğrenci kariyerim yoktu ama bu ödev öğrencilik hayatımın dışında kalan bir şeydi.
"Bunun için iki haftadır uğraşıyorum. Bayan Kieran lütfen..lütfen hepsine bakın!"
"Dediğim gibi yeni bir şey yok." Dedi ve kağıtları bana doğru uzattı. Yere bakarak onları geri aldığımda Bayan Kieran derin bir nefes almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL
VampireYıllar önce vampirlerin aralarında ortaya çıkan olay bugünü de etkilemektedir. Aralarındaki rekabet ve ölüm korkusu ile yüzleşen vampirler, kendi türlerine güvenemezler çünkü bir vampirin daha da güçlenmesi için insan kanı dışında başka bir vampirin...