Yıllar Sonra: Değişmiş miyiz?

237 13 1
                                    

Yeni bir gün ama 1 saat erken kalktığım bir sabah. Neden mi? Çünkü bugün çok önemli bir toplantı var. Ah doğru! Size kim olduğumu anlatmadım. Ben özel bir şirket sahibinin asistanıyım. Asistanlık işini 2 yıldır yapıyorum. O gitti, ben yaşadığımız o şehri terk ettim. Ee, terk edince geçim derdi yüzünden bu işe başladım. Biraz yorucu ama sevdiğim bir iş olduğu için hiç zorlanmıyorum. Aileme gelince beni sırf O'nunla birlikteyim diye reddettiler. Ama O da tıpkı ailem gibi bir sabah beni terk etti. Tek başımayım şimdi arada Londra'da yaşayan arkadaşlarımla buluşup, eğleniyorum. İş yerinde ise asistanım diye fazla konuşan yok, neymiş benim bir rütbem varmış benimle konuşmaya çekiniyorlarmış. Saçmalık.
Sizinle konuşurken çoktan hazırlanıp, evden çıktım. Nerede kaldı bu araba? Telefonumu elime alıp, şoförü aradım.
-"Ross? Nerede kaldın? Kapının önünde seni bekliyorum. Toplantıya geç kalırsam Bay Tommy beni öldürür."
-"Özür dilerim Isabella. Trafiğe takıldım. Eğer imkanın varsa taksiyle git. Ben şirketi arayıp, durumu bildiririm."
-"Tamam taksiyle gidiyorum. Görüşürüz."
Telefonu kapatır kapatmaz taksiyi aradım. Yarım saat sonra sonunda şirkete geldim. Toplantıya son yarım saat kaldı. Bay Tommy son kez toplantı için konuşmaları ve en önemli noktaları bana tekrarladıktan sonra toplantı odasına geçtik.
-"Sana güveniyorum Isabel."
-"Bu ortaklık olacak Bay Tommy."
-"Sana kaç kere birlikteyken Bay kelimesini kullanmaman gerektiğini söyleyeceğim."
-"Kusura bakmayın alışkanlık."
-"Baş başa olduğumuz zaman resmiyet istemiyorum."
-"Pek..."
-"Bay Tommy. Milward şirketi geldi."
-"Buyursunlar."
Ben yerime yani Bay Tommy'nin başucuna geçtim. Gelenleri selamladıktan sonra kapıyı kapatacaktım ki tanıdık bir ses beni şok altına almıştı.
-"Bir dakika kapıyı kapatmayın."
Kafamı aşağı doğru indirdim, yüzümü görmesin diye ama galiba o çoktan anlamıştı benim olduğumu ya da ben öyle sandım.
-"Teşekkürler." diyip, içeriye girdi.
-"Önemli değil." olduğu yerde durup, bana baktı. Uzun bir süre.
-"Oğlum otursana toplantı başlayacak."
-"Adınız Isabella mı?"
Hayır bu şuan konuşulacak bir konu değil. Önce Tommy'ye sonra O'na baktım. Ne diyecektim şimdi ben?
-"E-evet Bay Harry."
-"Toplantı sonrası konuşmanıza devam etseniz." babası beni tanımış olmalı ki konuyu hemen kapattı.
Uzun süren toplantı boyunca ne Harry ne de ben başka bir yere odaklanmıştık birbirimizden başka. Hiç değişmemiş oysa ben azda olsa değiştim. Saçlarımı kestirdim en önemlisi sonra rengini değiştirdim. Ama galiba O en önemli şeyde değişiklik yapmış. Parmağındaki yüzük her şeyi değiştiriyordu.
-"O zaman sözleşme imzalansın." Sözleşme kağıdını çıkartıp, Tommy'e verdim. Ve o kağıt imzalandı. Yani artık Harry Styles ve Tommy Docker ortaktı.

*1 saat sonra*

-"Harry seni nereden tanıyor?"
-"Eski oturduğum yerde komşumdu."
-"Peki 1 saattir ne konuşuyordunuz?"
-"Öylesine 2 senedir ne yaptık ne yaşadık. Pardon Bay Tommy ama neden soruyorsunuz?"
-"Asistanım olduğun için." diyerek odadan çıktı. Ben eşyalarımı topladım ve eve gitmek için hazırlandım.
Şimdi size ne konuştuk anlatayım.
Toplantı bitti ve herkes odadan çıkarken O ve Bay Tommy kaldı.
-"İzninizle, asistanınız Bella ile konuşmak istiyorum."
-"Tabiki buyurun." diyerek eliyle beni gösterdi.
-"Yalnız başbaşa." uyarıcı bir ses tonu ile konuştu.
-"Peki." Tommy ayağa kalktı ve sinirli gözlerle bana baktı.
-"Oturmaz mısın?"
-"Amacın ne senin?!"
Şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Böyle bir tepki beklemediği meydandaydı.
-"Konuşmak."
-"Yıllar önce defolup gittin. Şimdide karşıma geçip, sadece konuşmak diyorsun."
-"Sakın! Sakın gözlerin dolmasın."
-"Çok mu umrunda sanki. Eğer umrunda olsaydı beni 2 sene önce bırakmazdın. Ben senin için neleri göze aldım ama sen en ufak pürüzde kaçtın." Gözümden damlalar akmaya başlamıştı.
-"Ben..."
-"Sus! Ortada hiç bir sebep yoktu ya ufak bir kıskançlık sorunuydu. Sırf sen iyice sinirlenme diye ben o gün işi bıraktım. Bunu sana sabah kahvaltısında söyleyecektim. Ama uyandığım zaman yanımda sen yoktun. Gitmiştin. Her şeyi silip, gittin." adımlarımı O'nun yanına yönelttim.
-"Zorundaydım."
-"Değildin! Lanet olsun ki değildin. Sen benim sevdiğim adam değildin. O günden sonra değildin. Şuan bile DEĞİLSİN! DEFOL GİT!" Elimle kapıyı gösterdim. Çıkmasını istiyordum, hıçkıra hıçkıra ağlamayı. Zaten yaptığım başka bir şey yoktu. Ayağa kalktı ve gözlerimin içine baktı.
-"Sende benim aşık olduğum kadın değilsin." hızlıca önümden geçti, kapıyı çarpıp, çıktı. Oturdum ve dakikalarca ağladım. Nasıl derdi bunu? Onca yıl yaşadıklarımız ne olacaktı. Ben gitmesi yüzünden 'değilsin' dedim, peki ya O neden dedi? Kendimi toparladım ve odadan çıktım, sonrasını biliyorsunuz işte. Bay Tommy ve konuşmalarımız.

Şunu öğrendim ki kimse tanıdığınız gibi kalmıyor bu hayatta. Aşık olduğunuz. Her şeyden çok sevdiğiniz kişiler bile değişiyor. Peki ya biz bundan sonra yeni kişiliklerimiz ile nasıl yaşayacaktık. Sonuçta ortak şirketler ve her zaman bir araya geleceğiz.
Ben halen daha sırılsıklam O'nu severken nasıl dayanacağım. 2 yıl sonra O'nu bulmuşken sarılıp, öpmeden hasret olduğum kokusunu almadan nasıl yaşayacağım. Tüm bunlar keşke rüya olsa ama değil.

harrehhyeahh bu bölüm senin içindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

harrehhyeahh bu bölüm senin içindi. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim. 😊
Ve siz diğer okurlarım lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

One Direction İle Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin