Soğuk Merdivenler.

35 4 2
                                    

HEP MAVİLİĞE GÜLÜMSERLERDİ,SİYAHLIĞI BİLMEDEN...

-Seher Güldibi

Yine her zaman ki gibi soğuk merdivenlerde uyanmıştı.Kardeşlerine baktı.Yine aç yatmıştı.Kardeşleri doysun diyerek aç kalmıştı herzamanki gibi.Zaten alışıktı bünyeside,Bazı geceler yarı tok yarı aç yatardı.

 Kardeşleri uyanmadan merdivenleri çıktı.ELine aldığı mendillerle yola koyuldu. Bügun biraz daha fazla satarsa kardeşlerine birer çikolata alacaktı.

 Ana caddeye çıktı. Arabaların arasına karıştı,ezilme korkusu olmadan. Alışıktı sokaklara.

 Bir arabanın önüne geldi ve gülümseyerek mendili uzattı.Camı açan güneş gözlükleriyle daha da güzelleşen kadını gördü.

 Elinden iki tane mendil aldı ve iki mendil parası yerine daha fazla verdi.Gözleri doldu küçük kızın ve fısıldayarak minnettar şekilde ''Teşekkürler'' dedi.

 Kadında gülümsedi. Fakat içinde bir burukluk oluştu.Canı acıdı onun gibi bir kızın böyle çaresizliğini görünce.

 Elini uzatmak istedi,bu bataklıktan kurtarmak istedi ama yapamadı.Korkaktı.Evet sadece kabullenemiyordu.Yeşil ışığı yandığını arkadaki arabaların kornasıyla anladı. Uzaklaştı oradan. Küçük kız hemen parayı gizli cebine koydu.

Evet bugün kardeşleriyle karnını doyuracak  ve onlara çikolata alacaktı.Her zaman yaptığı gibi bir kısmınıda en zor zamanlar için sakladığı yere koyacaktı.

 Ne olursa olsun ölüm döşeğine gelmeden o paraya dokunmayacak dokundurtmayacaktı.

 Şansına bugün daha fazla mendil satmış ve elinde yiyeceklerle ara sokakları geçti,kendi merdiven altına geldiğinde barışın uynamış battaniyeye sarıldığını gördü. Huzur yine herşeyden habersiz adı gibi bir uykuya dalmıştı.

 Keşke diye geçirdi kendime değilde onlara yeni bir hayat verebilseydim.Sonra bu düşüncelerinden uzaklaştı ve barışa sarıldı.

 Kendi battaniyesini de huzura örttü.Montu hiç olmazsa sıcak tutuyordu. Simidin tekini ve sütü barışa verdi.

 İki tanede kendisi yedi.Barış doyduğunu söyledi.Ama ablası en iyi bilirdi açlığı.Bir simiti daha yedirdi barış'a,henüz 10 yaşında olmasına rağmen kocaman yüreği vardı onun.Derken huzur daldığı rüyadan

uykusundan uyandı.Ablası yanına gidip onu battaniyelere dahada sardı.Eliyle simitleri ona yedirdi ve sütünü içirdi. Ablası ona sevgi dolu gözlerle baktı.Ve uyuması gerektiğini söyledi.

 Barış , huzurun uyuduğu sırada ablasına seslendi '''Artık gidelim abla,yoksa geç kalacağız.'' Ablası olumlu şekilde kafasını salladı.

 Huzuru alnından öptü ve poşetleri parayla birlikte gizli yerlerine saklayıp yola çıktılar. Aklı ona sabah merhametli gözlerle bakan kadındaydı. Çok farklı bakmıştı.

 Merhametli ama acıyarak değil. Sanki,sanki gurur duyarmış gibi. Anlam veremediği bir sıcaklık doğdu bir daha göremeyeceği o kadına , kadınında onun gibi şeyler hissettiğinden habersiz.

Aklına annesi ve babasıyla geçirdiği yaz akşamları geldi birden. Barış henüz 3 yaşında kendisi 10 yaşındaydı ,huzur henüz aileye katılmamıştı.

 Salıncakta sallanırdı,annesi barışı zaptetmeye çalışırdı. Gözlerinin aniden dolduğunu hissetti. Gülümseyerek barış'a baktı ve sonra kolyesindeki anne ve babasının resimlerine baktı özlemle. Hayat bazen değilde her zaman adaletsiz oluyordu.

 Aklına albüm geldi. Kendisinin doğumundan başlayan 15 yıllık bir albüm ,en son huzurun 5  yaşındaki kendisinin barışın anne ve babasının olduğu piknik yaparken çektirdikleri fotoğraf geldi aklına.

 Hepsi ne güzelde gülümsüyorlardı gökyüzünün mavisine doğru. Hayatın siyahlığından habersizdi o zamanlar hepside. 

Ve her zamanki gibi yerlerinde işlerine başladılar barışla. En azından sıcaklık vardı bu bulaşıkhanede en azından yanlız değildi. Hiç değilse yanlız değilim diyerek işine devam etti.

------------------------------------

‘’Şebnem hanım Acaroğlu şirketin muhasebecisi Faruk bey toplantı odasında sizi bekliyor.’’ Diyen sekreterine döndü Şebnem.

Aklı o küçük kızda takılı kalmıştı.Acaba ne yapacaktı? O kızı bulmalıydı.Kendisine ne kadar da benziyordu.O'da bir zamanlar sokakta mendil satan o küçük çocuklardandı.Acaba o kızın nasıl sorunları vardı,ailesi varmıydı,yoksa zorla mı gönderiyolardı? Tüm bunların cevabını o kızı bularak ve yanına alarak gerçekleştirecekti.

O kız farklıydı,masumdu,küçüktü,muhtaçtı. Gözlerinde ki sevgiyi görmüştü küçük kızın gururunu görmüştü.Gerçekliklerin içinde kaybolmak için çok gençti.O daha mavi hayaller kurma yaşındaydı.Çok erken tanışmıştı hayatın siyahlığıyla.Kendisi gibiydi.Gözlerinde ki gurur kendini belli ediyordu her halükarda.

Belki diye düşündü Şebnem,ona yardım edebilirim. Kendisi gibi hayatın siyahlığında boğulmaması için kurtaracaktı o küçük kızı , kendisi gibi zorluklar yaşamaması için.

Toplantı salonuna geçtiğinde Faruk bey hemen sunuma başlamıştı. Fakat şebnemin aklı hala o küçük kızdaydı.Bu yüzden dikkatini bir türlü toplayamıyordu. Faruk bey'in sorusu üzerine aklındaki düşüncelerden sıyrıldı.

''Şebnem hanım eğer sizde kabul ederseniz burada konutları iki katına çıkarmayı planlıyoruz , ne dersiniz?''

''Afedersiniz Faruk bey ne demiştiniz anlamadım?'' diyen Şebnem ,Faruk beyin kuşkulu halini izledi.

''Bir sorun varsa haftaya çarşambaya erteleyebiliriz toplantıyı.Bu arada bir kahve içmeye ne dersiniz?'' diyen Faruk bey'e döndü Şebnem. Aslında işleri vardı. İş değilde,AH! işte o küçük kız aklından çıkmıyordu onu bulmalıydı.Zaten aşk'a kapatmıştı yüreğini o koca yangından sonra.Aslında yakışıklıydı da Faruk bey fakat şuan hiç sırası değildi.

''Teşekkürler fakat benim gerçekten önemli işlerim var.Haftaya çarşamba toplantıda görüşürüz Faruk bey'' teklifini kibarca reddeden şebnem hızla odadan ayrıldı.Gerçekten en son isteyeceği şey iş arkadaşlarıyla flörtleşmekti.

----------------------------------------------

Derin ve Barış işlerini bitirdikten sonra günlük paralarını alıp huzur'un yanına gittiler.Her zaman ki gibi battaniyesinden çıkmış topuyla içerde güreşiyordu. Kız tebessümle huzur'a baktı.Sonra birden etrafın gerçekten soğuk olduğunu anladığında huzur'un yanına gelip onu yatağa geri yatırdı. Aldığı yiyeceklerle iyice karnını doyuran küçük ailesine sabırla baktı küçük kız. Barış , huzurla yatağa geçmiş uyumaya hazırlanırken kendiside montunu çıkarıp askılığa astı.

Gözleriyle iki kardeşine baktı.Ne kadar da masum ve saflar diye düşündü.Halbuki onların şuan burda değil sıcacık bir evde meyve yemeleri gerekiyordu.Onlar hayatın siyahlığına hazır değillerdi.Onlara gösteremezdi gerçekleri.Onlar daha pembe hayaller kurup,yaşamayı öğreneceklerdi.

Bu düşüncelerle kardeşlerinin yanlarına doğru uzandı battaniyeleri ve yorganları örttükten sonra,her zaman olduğu gibi barış ve huzurlu bir uykuya daldı.

Aklımda ki kurgu gördüğünüz gibi biraz değişik beğenmeniz umuduyla.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

KALP SOĞUKLUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin