Adsız Bölüm 1

13 1 0
                                    


........... Yaz, sıcak, İzmir. Son yıllar içinde  restore edilen tarihi havagazı fabrikasının toplantı salonu ....

yüksek tavanlar gösterişli perdeler , daha önce hiç sevişemiş gibi bakan,'burada otorite benim' oturuşlu bir çok bay  insan kaynakları uzmanı ve bir miktar dar etek ve yüksek topuklu ayakkabıyla baş etme yetisini kazanmış kadın...

( ki ;bu hanımlar  aynı zamanda yemek yiyip, sohbette edebiliyorlar üstlerindeki tüm darlara rağmen.

...Dar ayakkabı, dar etek, slim sigara ve onun içine konduğu çok gösterişi fakat korse niteliğindeki çantalar ,sıkı topuz ...


Tüm cv yi doldurmuştum. Uğruyu bölümüne TC yazdım sıkıntısız. 

Daha öncede sayısız  yazmıştım çünkü aşığı olduğum bu vatanın kısa yazılışını

Ayrıca bir kutucuk vardı cv de sağ yukarı tarafta ,tebanız! da değil tebası !

teba ne demekti ?

Ben neden ilk kez duymuştum teba kelimesini ?

Teba kendimle ilgili bilmem gereken bir bölümdü ve ben bunu bilmiyor muydum acaba ?

Acaba benim dışımdaki adaylar o bölüme ne yazmışlardı?

Diğer adaylar bu kelimeye ne kadar vakıftı ?

Kriz yönetimi eğitimleri, öfke kontrolü teknikleri ,okuyarak öğrendiğim çok şeyin o kadar da çok işe yaramadığı nadir anlardan biriydi.

Bu konuda herhangi bir adaya danışmayı kendine yediremeyen ben,

( benim bilmediğim  birşeyi onlar nasıl bilsin ki ukalığıyla, bir yandan da görünmez olmayı dileyerek )

başvuru yaptığım firmanın insan kaynakları müdürüne usulca sokulup sadece yetkilinin duyabileceği sesle sordum :

 -pardon bana bir yardımcı olur musunuz ?

Baştan ayağa süzüldükten sonra insan kaynakları uzmanının kendi aklında beni tanımlayan kısa klibi çekişini bıyık altı gülümseyerek izledim.

Sonra senyör Hamitten( yaka kartında yazıyordu adı) beklenen atak geldi , buyrun sizi dinliyorum ...

Gözlük cerçeveleri çok pahalıydı , takım elbisesi ise çok iyi bir markanın ütücüden yeni alınmış kötü taklitiydi.Beyaz tenli kel kafalı ,45 yaşlarında ,sesini kendi denetiminden asla bir başkasına bırakmayacak tonda kullanan ,açık büfe hizmet veren otellerde sıranın en sonuna geçip ,insanı işatıhından sebep kötü hissettirecek sabırlı kararlı bir havası vardı...

_ Akıllı telefonum yoktu . Çok akıllı telefona karşıydım . öyle ya akıl bana gerekirdi telefona değil amacını aşmamalıydı telefon.Çok akıllı telefon beni aptal kılardı gibi tüm karşı oluşlarıma karşı çıktığım anın resmiydi teba ...

Yüzlerce kişi arasından elenen ben, bu kısa zaman zarfı içinde soracağım sorunun repliğimi oluşturdum . Basitçe sorulan soru en doğru sorudur' mantığından yola çıkarak.

Teba nedir ? dedim . Cevap gelene kadar olan süre yüzyıldı bana göre...

nerelisiniz diye soruyor hanımefendi !

-yazmıştım hepsini doğum yeri İzmir yaşadığım şehir İzmir-

ikinci şok gelince cevap verdim :- bunlar cv de yazıyor

-öyle değil anneniz babanı nereli mesela

--onları da yazdım beyefendi izmir

-canım şimdi diye başladı ve nereden gelmişler İzmire ? dediği an devreyi tamamlamaya başladım ama yanlış anlamış olmayı o denli istiyordum ki, tüm nezaketimle devam ettim.

_ Göçmeniz girit ,kavala anne tarafımda Karadenizden göç var dedim ve

( hadi şimdi beni sonuca götür bakışını fırlattım)

-- Tamam canım o zaman çekinecek bir şeyiniz yokmuş yazın tebanıza göçmen Türk diye

bizim bu konuşmamız sırasında bir çok kişi cv yi teslim etmek için gelmiş ve konuştuğumuz için beklemeye başlamışlardı ve  aynı zamanda dinlemeye

-masanın etrafındaydılar-

cv yi elime aldım yanmış sayılırdı artık. Sorduğum o sorulmasından hiç hoşlanılmayan sorularımdan birini

--nereli olsaydım çekinmeliydim mesela ya da saklamam gerekirdi ?

Tüm dişlerle beraber, perdelere ve tüm adaylara kadar her yerin,herkesin, kasıldığını ,hatta o dar etekli maharetli hanımların yok olduğunu hissettim.

Masanın etrafı yığın olmuştu . Adaylar, firma yöneticileri bir mahkemeyi izler gibi bizi izliyor ve dinliyorlardı.

Hamit bey başını sağ yana çeviriyor tekrar aynı noktay geri getiriyordu . Cevap arıyordu firmasının bu anlamsız ötkileştirme için tasarlanmış sorusuna

teba !

ses yok

sertçe tekrar sordum

--japon, ingiliz, fransız ,ortadoğu, afrika, kürt, göçmen, çerkez, laz .

Seçin bir köken Hamit bey sizi hangi teba rahatsız ederdi, hangisi etmezdi?

Çok terledi çok üzüldü sesi çıkmadı. 

Firma poitikası diyemeyecek kadar çok firma yöneticisi vardı etrafında,adaylardan utandı. Adaylardan biri hırsla çıkardığım dolgu topuk terliklerimi bir kıyıya kaldırdı, bir diğeri cv yi masadan elime aldıktan sonra, yavaşça yere savurmakta çekinmediğim çantamı alıp masa üzerine koydu.

Kaleminizi verin lütfen dediğimi hatırlıyorum en son

dikkat ettim  ! 'uzanarak uzattı'

TEBA:'  dünyalı İnsan' yazıp kendisine uzattım .

Gülümsedi yere bakarak ve kendi rahatsızlığını ifaden eden ses tonuyla ,firmamız size olumlu yada olumsuz kesinlikle geri dönüş yapacaktır dedi. Üstelik ses tonu da önceki gibi mekanik değildi.

20 gün sonra firmadan mail geldi yeni cv formatımızdır. Yeni cv nin resimli bir örneği vardı ekte ve teba kısmı kaldırılmıştı .Mailin konu bölümünde ise  'Teba'sız yazıyordu.

Bana söz verdiği gibi bir dönüş yapmıştı Hamit bey hem de olumlu bir dönüş 

ölsem unutmam çok mutlu oluşumu

melike şahnaz 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 24, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TEBAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin