masculizm

71 31 3
                                    

Serhat Ayan'ın "Evli Erkekler Kulübü" kitabından:" :
Yaygın kanı : Erkekler kadınları taciz eder, erkekler kadınları döver, erkekler kadınlara yaşam alanı bırakmaz, erkekler kadınları ezer, ezer, ezer...
Gerçek: Kadınlar bundan bir asır öncesinin kadınları değil. Kadınlar sosyal hayatın her alanına girdiler. (Hayır sevgili feminist hemşirelerim bu bir yakınma değil.) Erkeklerden daha "üstün" olduklarından değil, erkeklerden daha iyi "taktisyen" olduklarından günümüz çirkin kent yaşamında birkaç adım öne geçtiler.

Buna rağmen mükemmel bir şekilde üstlerindeki "ezik" kisvesini de korumayı başardılar.
Örneğin iş dünyasında kadınları yakalamak, onlarla kıyasıya yaşam mücadelesi vermek çok zor... Zira onlar, erkeklerin askerlik görevini yerine getirmeleri sırasında, böylesi bir mecburiyetleri olmadığından, aylarca öne geçiyorlar iş tecrübesinde..
Ayrıca kadınlar sosyal yaşamda erkeklere karşı birkaç gömlek üstün, yapı ve konum itibarıyla... Kadın, ulaşılması imkansız güzel varlık...Erkeğe yaklaşmak isterse yaklaşır. Erkeğe (maddi ve manevi yönden) dokunmak isterse dokunur.
Oysa erkekler kaba saba, seks düşkünü, kötü mahluklardır. Bir kadına (maddi veya manevi yönden) dokunduklarında eğer şanslılarsa bir sorun çıkmaz. Ama -Allah korusun- bir kadın vık vık yaptığında eşyanın tabiatı olarak erkek haksızdır, suçludur, ailesi tarafından dahi kınanmalıdır. Kendini ifade etme hakkı dahi verilmez erkeğe. "İğrenç adam, pis seks düşkünü neler yapmış kıza"dır onun durumu artık....
Şartlar, toplum ne kadar değişirse değişsin değişmeyen bir tek şey kaldı: Kadınların ortamı değerlendirme kabiliyetleri. Kadınlar istediği zaman ilişkiler yaşandı, kadınlar isteği zaman bitti. Evlilik kadınlar istediğinde, ayrılık kadınlar istediğinde... Her şey kadınların inisiyatifinde...
Bütün bunlar yetmezmiş gibi erkekler kendi aralarında ciddi bir bölünmeye uğradılar. Kadınların kendi aralarında konuşup bilgi aktarımı yapabilmek için kadınlar tuvaleti vardı, kuaförleri vardı, evlerde düzenledikleri günleri vardı, iş yerlerinde bir arada durmaları vardı. Oysa erkekler erkek erkeğe oturmak için ne zaan, ne mekan bulabildiler. Berberde bir kadın saatlerini geçirebilir ama bir erkek 45 dakikadan fazla içeride kalırsa karısının telefonuyla kendine gelir. (Bu arada bilmeyenler için bir 'ara not' vereyim, pisuarların başında işinizi görürken yanınızdakiyle konuşamazsınız.)
Bunun yanında erkekler "kılıbık" olabilirler ama kadınlar olamaz. Kadınların güçsüz olup sinirlerinin boşalması için bir şeyler yapmaya hakkı vardır, erkekler erkek gibi durur. Kötü bir olay yaşandığında erkekler taş gibi, kaya gibi olurlar, kadınlar kenidlerini yerden yere atarlar.
Sonuç olarak ortaya şöyle bir şey çıkıyor: Erkekler dayanışmalı! erkekler kendi gibi olanları bulmalı! Erkekler bu dünyada başına kötü şey gelen tek adet görmeyen yaratık olmadıklarının farkına varmalılar ! Bu yüzden Evli Erkekler Kulübü var.
Bu yüzden Evli Erkekler Kulübü, Erkeklerin Son Kalesi...

Alanında ilk kitap: Gültekin Avcı "Kıyamet Kadınları" :
Yazarı Gültekin Avcı: İzmir'de savcılık yaparken eleştirilerinden dolayı Kars'a hakim olarak atanan eski bir Savcı.
Avcı'ya göre "Artık hem İslamcı kadın ve hem de modern / seküler kadın öz kimliklerinden kopmakta ve kadınlık orjinini terk etmekte....Onun vermediği ve istemediği bir eşitliği ve özgürlüğü, bir başörtü ve üç beş kitap okumakla değiştirme temennisi, elbetteki islami sistemle bağdaşmaz. Kadın-erkek eşitliğini kabul eden hiçbir ülkede orduların yarısı kadın, yarısı erkek değildir. Neden spor müsabakalarında kadınlar ayrı, erkekler ayrı yarışır?"0

masculizmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin