Yazar notu: Bu hikayede geçen Colin St. Athens isimli kişi @armynavycaty'nin karakteridir. Kesinlikle bu karakter bana ait değil ve kullanmak için izin aldım.
İyi okumalar ^-^
Yazar notu 2 numara: Multimedia'da gördüğünüz kız Florencia oluyor ehe.
Tanrı sessizdi.
Kız elindeki silahı kafasına yerleştiriken dünyanın başka bir yerindeki hastane hücresinde bulunan çocuk sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu.
"O gerçek değil."
Kız elindeki silahı daha sıkı kavradı.
"O gerçek değil."
Kız gözlerini acıyla sıktığında göz yaşları yanağından aşağıya elmas parçaları gibi döküldü.
"O yalnızca bir hayal."
Silahın kulakları sağır eden sesi Tanrı'nın sessizliğini böldü.
"O gerçek olamayacak kadar güzel. O benim zihnimin yaratamayacağı kadar güzel. O Tanrı'nın bile yaratamayacağı kadar mükemmel."
Kızın kafasından akan kan tahta zemini kırmızıya boyarken hastane hücresindeki çocuk aynı şeyleri söylemeye devam etti.
"O benim hayal ettiğim en güzel şey."
* * * *
Kız karanlıktaydı. Kaybolmuştu. Kendini hafif hissediyordu. Göremiyor, duyamıyor, koku alamıyordu. Ama bu hafiflik hissedilmeye değerdi. Bütün gücüyle etrafına bakındı. Siyah saçlarını gördü önce. Tanıdık uzun, siyah saçlarını. Kendine dair bir şeyler hatırlamaya çalıştı. Adı, Adı Florencia'ydı. Florencia Martyn. 17 yaşında, Fransız. 1.73 boy. Soğuk mavi gözler. Hastalıklı, ölülere yaraşır bembeyaz bir ten.
Adı Florencia'ydı. Ve soğuk bir aralık gecesi, kafasına sıkarak intahar etmişti. Yaşamı soğuk silahın ucundan çıkan sinsi bir mermiyle sona ermişti. Kendine dair hatırladığı en net şeylerden ilkiydi bu.
İkincisi ise, o çocuktu.
Ölürken görmüştü o çocuğu. Silahtan fırlamış merminin kuvveti beynini parçalamış olabilirdi. Ama bu bile o çocuğu unutmasını sağlayamamıştı.
Çocuğun bir yeteneği vardı. Ölüleri görmek.
Ama insanlar bunu anlayamamış çocuğu deli, problemli, şizofren gibi kalıplara sığdırmaya çalışmışlardı.
Çocuk odada tek başınaydı. Sarı saçları birbirine girmişti. Vücudunda kesik izleri vardı. Yüzünde, bacaklarına, kollarında. Hatta ve hatta boynunda. Odada ışık sağlayacak her hangi bir şey yoktu. Çocuğun yeşil gözleri dışında. O lanet yeşil gözler öylesine parlaktı ki, Florencia gözlerinin odayı aydınlattığına yemin edebilirdi.
Ve çocuk o mükemmel gözlerine yazık ediyor, var gücüyle ağlıyordu.
* * * *
"Bu gün kendini nasıl hissediyorsun Colin?"
Colin kafasını kaldırıp uzun süre açık tutmaktan acımaya başlayan gözlerini ovuşturdu. "Daha iyi." Koltuğa yerleşirken yalan söylemenin verdiği rahatsızlıkla kızardı. "Görüntüler uzun süredir beni rahatsız etmiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Before The Dawn Heals Us // Oneshot
RomansTanrının sessizliğini 3 el silah sesi bozdu. Ve sonra her şey tekrar sessizliğe gömüldü.