Kardeş " Percy Jackson "

1K 25 7
                                    

Merhaba.Ben Red. Birkaç gün önce bir rüya gördüm ve sanırım bu rüya hayatımı değiştirecekti fakat keşke bunu önceden bilseydim. Rüya şöyleydi:

Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Neyden kaçtığımı bilmiyordum ama arkamdan kükreme sesleri geliyordu. Ara ara kesitler hatırlıyorum. Bir kamp gördüğümü hatırlıyorum. Birde bir çocuk. Bana "Koş-Çabuk ol" gibi şeyler söyliyordu. Çocuğun siyah saçları ve yeşil gözlerini hatırlıyorum. Fazla ayrıntı hatırlamıyorum ama benim önümde bir çocuk daha vardı. Ama normal bir çocuk değildi , yani bacakları sanki,sanki keçi bacağaydı. Sonuçta bir rüyaydı değilmi?Sonra bir ağaca çarpıyordum sanırım ve rüya bitiyordu.

Şu anda bi sokak köşesindeyim.Evden kaçalı iki gün oldu.Aslında evimden ve annemden gayet memnundum ama iki gün önce eve geldiğimde evim kapısı yoktu ayrıca heryer darmadağandı.Tabi doğal olarak annemde yoktu. İlk başta herkesin düşünebileceği gibi kaçırıldığı için çok endişelenmiştim ama sonradan annemin eşyalarının yerinde olmadığını anladım , dağası montu ve ayyakkabısı da yoktu. O anda gittiğini anladım. Ve komşulara sorduğumda annemin ben evden birşeyler almak için çıktığımda gittiğini öğrendim ama yanıklardan çıkan buharlara bakılırsa bu dağınıklık yeni idi. Ne yapcağımı blmeden birkaç dolar ve bir çanta alıp dışarı çıktım. Öylece oturamazdım değil mi? İlk olarak evime ne olduğunu ve annemin nerde olduğunu bulmalıydım.

Tuhaf bi şekilde ayaklarım beni Long Island'a gitmek için zorlıyordu. Tabi ki de sırf o yöne doğru yürümek istiyorum diye gitmiyordum. Yani o yöne gitmem için tek sebebim bu değildi. Sanırım bir hafta önce Long Island'a gitmemi söyleyen bir rüya görmüştüm. Zaten gidecek biryerim yoktu. Bende bir yer bulma umuduyla yola çıktım. İkinci günün sonuna doğru kendimi halsiz ve aç bulmuştum. Evden aldığım yirmi dolara baktım. En sonunda Amerika'nın her yerinde bulabileceğiniz McDonald restorantlarından birine girdim. Karnımı doyurdum ama hala yorgununum. Sanırım bugün sokakta yatıcağım. Zaten birkaç gündür sokakta kalıyorum.

Kendime rahat bir köşe ararken tuhaf birşey oldu. Kimsenin göremeyeceği gölgeli bir yere yerleştim. Çok geçmeden benim yaşlarımda üç çocuk gördüm. Beni görmemeleri için iyice gömüldüm. Bir kız ve iki oğlan vardı. Kızın sarı saçlarını karanlıkta zar zor seçtim. Diğer çocuklardan biri topallıyordu. Yağmur sesinden dolayı fazla birşey duyamadım ama sanırım anahtar kelimeleri duymuştum. Bir kamptan bahsediyorlardı. Long İsland'a gideceklerini duydum birden ilgimi çekmeye başlamıştı. Yarın yola çıkacaklardı. Onlar uzaklaşınca yerimden çıktım çünkü birden aklıma gelmişti üçüncü çocuk rüyamdaki çocuktu!

Ne yapacağımı bilemediğimden daireler çiziyordum. En sonunda onları takip etmeye karar verdim. Koşarken koyu kahve hafif dalgalı saçlarım yüzüme çarpıyordu. Yağmur yüzünden epey ıslanmam da ayrı bir meseleydi. Ama en sonunda onları buldum. Hayır! Tabikide onlara farketirmeden takip ettim. Arada bir sokak değiştirdim böylece takip edildiklerinide anlamadılar. Sarı saçlı kızın adını diğerlerinin seslenişinden Annabeth olduğunu anladım. Fakat bildiğim tek bilgi buydu.

En sonunda benim gibi kalacak yerleri olmadığı için kavherengi ahşap duvarlı eski hatta çökmek üzere olan bir otele girdiler. Otelin adı neon tabelayla yazıldığı için disleksim neredeyse beni öldürecekti. Ve evet adını bilmediğim bir otele girdim. Ceplerimi karıştırdım hiç param yoktu. Neyseki sonradan montumun cepimde kırk iki dolar buldum. Otele gereken parayı verdim artan parayı sonraki gün yolculuk için götüreceğime o kadar emindim ki. Her neyse , kafamı yastığa değdirdiğimde gözlerim kapandı.

Uyandığımda birşeyi fark ettim çocukların benden önce otelden ayrılma gibi bir olasılığı vardı. Ah benim şu kafam! Hızlıca hazırlanıp lobiye koştum. Bugün şanslı günümdeydim galiba. Çünkü lobiye vardığımda çocuklar lobideki koltukların birinde oturuyordu. Sanırım beni hala fark etmemişlerdi. Bunu tartışmalarına bağlıyorum. Bereli çocuk becermediğini anlatan şeyler zırvalıyordu. Diğerleriyse dinlemekten bıkmişçasına ofluyordu. Annabeth denilen kız bana tuhaf bir şekilde baktı. Sonra diğerlerini dürttü ve kafasıyla kapıyı işaret etti. İçimden "Eyvah" dedim. Galiba takip edildiğini anlamıştı. Dışarı çıktıklarından bir buçuk dakika sonra bende çıktım. Fakat kendimi duvara yapışmış buldum.

Kardeş " Percy Jackson "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin