Neler Oluyor?

330 22 1
                                    

Annabeth kılıcını bana doğrultmuştu. Siyah saçlı çocuk:

-Annabeth ne yapıyorsun?!

+Rica etsem kılıcını boğazımdan çekermisin?

-Kılıcı gördüğünü söylüyor duymuyormusun.

-Annabeth?

-Ne var Kıvırcık?

-O bir canavar değil olsa anlardım. Annabeth kılıcını çekti.

-Merhaba. Ben Kıvırcık. Bunlarda arkadaşlarım Percy ve Annabeth. Seenn... Nası demeli...

+Neden mi burdayım?

-Şey aslında tam bunu söyliyecektim. Onlara olanları anlattım. Tabi pek doğru olduğu söylenemez.Şu kelimeleri söyledim galiba:

+Evden atıldım. Halamın yanına Long Island'tarafına gidiyorum. Fakat yolu pek bilmiyorum. Annabeth:

-Bu yaratık ya da mele... Percy:

-Annabeth! Biraz yavaştan alsan. (Kıvırcığa döndü) Şimdi ne yapıcaz abicim? Onu kampa mı götüreceğiz?

+E keşke kamp kelimesini nasıl anladığını söyler misin. Hani ön bilgi. Annabeth:

-Hadi onu götürelim.

-Hop hop kim kimi nereye götürüyor?

-Yapma ama yalanın ap açık ortada, dedi Anabeth. Durdum düşündüm. Acaba gerçeği söylemeliydim? Ya da söylememelimiydim... Onlara olan biteni anlattım. Bana sanki çok normal şeyler söylemişim gibi şimdi anlaşıldı dediler. Tabi cevap anormal derecede normal (!) bir şekilde geldi. Abuk subuk saçma saçma tuhaf tuhaf şeyler söylediler. (gerçi bende çok normal bişey anlatmamıştım ama.)

- - -

Yolda en az sorduğum zibilyon sorudan sonra neler döndüğünü anladım. Hemen atlamadım tabi ki. Bana son haftalarda zır deli olduğumu sanmama sebep olan yaratıkları falan anlattılar. En sonunda kabullendim.

Sanırım varmıştık. Burası bir kamptı. Bildiğimiz yaz kampı gibi , hani kulübeler kamp ateşi falan.Tek fark zibilyon soru adlı sorgumdan anladığım kadarıyla etrafta satirler nimf mi ne ondan ve birsürü şey vardı.

Percy ve Annabeth başka bir yöne gittiler. Biz Kıvırcıkla büyükçe bir eve girdik. Yine zibilyon soru adlı sorgumu yaptım ve dönenleri anladım. On bir numaralı kulübeye gittik.Tanım: Göremiyorum çünkü gözlerimi açacak yer yok. Burası tıkış pıkış. Kıvırcık beni taktim edip gitti. Tabi ki de herkes beni çok sevdi... Aslında işin doğrusu kimse beni tınlamadı. Zaten tınlanmamaya alışkındım o yüzden pek problem olmadı. Boş bir yer olmadığı ve oksijen olmadığı için kulübeden çabucak çıktım.

Kimsenin olmadığı boş bir köşeye çekildim. Zaten hep öyle yapardım böylece sıkıcı hayatımdan uzaklaşıp hayallerimdeki heyecanlı dünyaya dalardım. Orda ne beni yargılayabilecek ne de suçlayabileyecek (özelliklede duvara yapıştırabilecek !!1!11!) biri veya birileri vardı. Neler oluyordu neredeydim ben?! Ne yapıyordum ciddi bir şekilde kendime bunu sordum. Nerede olduğumu bile bilmezken kimlerle olduğumu bile bilmezken burada ne yapıyordum? Mantıklı bir şekilde tekrar düşündüm ve deli olduğuma karar verdim. Evet, evet ya ben deliydim ya da bu bir rüyaydı. 1.Olasılık; Ben bir deliyim ve bunları hayal ediyorum. 2.Olasılık; Bu bir rüya ve şu anda rüyadayım. Her ne kadar 2. olasılığı istesemde bir yandan gerçek olmasını istiyordum bu saçma hikayenin. İçimden bir ses.. bir ses buraya ait olduğumu söylüyordu fakat beynim bunu adeta yalan olduğunu haykırıyordu. Ne yapacaktım buna hemen karar vermeliydim... Hemde hemen!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 23, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kardeş " Percy Jackson "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin