Sadece Birkaç Saniye

136 29 40
                                    


"Aklımı yitirmiş olmalıydım.

Sanki damarlarımdaki bütün kanı çekmişlerdi. Ellerimi veya herhangi bir uzvumu hissetmiyordum. Özellikle kalbimi.

Vicdanım susmuştu ve beynim çalışmıyordu. Her şeyi yitirmiştim.

Kalbim atışlarını kesmemişti ama ben ölü gibiydim.

Ruhumu almışlardı ve ben bunun farkında değildim. Sadece farkında olmayı bekliyordum, olamayacağımın farkında olmayarak. Bu garip bir duyguydu. Üstüme sıçramış lekeleri görmeyi reddediyor oluşum, gözlerimin önündeki görüntüyü silmiyordu veya yaptığım şeyin olmamasını sağlamıyordu.

Olmuştu.

Ve ben ne olduğunu anlamıyordum bile.

Sadece birkaç saniye..."

"Evet," diye fısıldadı kadın mavi gözleri dolarken ve ardından yutkunarak devam etti sözlerine: "O günü bana anlatmıştı."

Gözleri uzaklara dalmıştı, her şeyi yeniden yaşarken bunları karşısında birdenbire beliren adama anlatmak çok zordu onun için.

Cooper tavrından ödün vermeyerek kadının konuşmasını sürdürmesini bekledi. Claire ile uzun zamandır iletişime geçmek için çabalıyordu ve hikâyenin aslını merak ettiği için nihayet onu bir sohbet adına ikna edebilmişti. Bu yazdığı roman için oldukça etkileyici bir kurgu olacaktı.

"Derrick çok temiz kalpli biriydi. Birbirimizi gerçekten seviyorduk." Masada duran bardağı eline aldı ve soğuk suyun boğazından geçmesine izin verdi. Tüyleri ürpermişti, sanki hâlâ buradaymış gibi.

"Ailesiyle sorunları vardı ve ben o zamanlar ona çok baskıcı davranıyordum. Ortak bir kız arkadaşımız vardı, beni onunla aldattığını düşünüyordum. Her gece eve geç geliyordu, beni umursayan o adam gitmiş; yerine hiç tanımadığım biri geçmişti. O zamanlarda Juanita'ya hamileydim, bilirsin zaten duygusal olduğum zamanlardı..."

Cooper, elindeki küçük deftere belli başlı notları almaya devam ediyordu. Odanın havasının gittikçe değiştiğinin farkındaydı ve bu her ne kadar hoşuna gitmese de devam etmek istiyordu. Claire'i zorladığının farkındaydı ama sınırları aşmadığı sürece sorun olacağını da düşünmüyordu.

"Bir gün çok sıkı bir kavgaya tutuşmuştuk ve o gün onu, beni aldatmakla suçladığımda bana vurmuştu. Adeta gözü dönmüştü, ne beni görüyor ne de kendi yaptıklarının farkına varıyordu. Ardından evden çekip gitmişti zaten, o gün onu hiç görmedim. Telefonlarıma cevap vermedi, ben de bilerek yaptığını sandım ve sonrasında onu aramayı bıraktım. İşe gitmem gerekiyordu, evden erken saatte ayrıldım."

Claire, ayağa kalkarak karşısında duran camı açtı ve derince nefes aldı. Çam kokusu burnunu doldururken aklına gelen güzel düşüncelere engel olamamıştı. Umut, artık var olmayan birinin arkasından edilebilecek en büyük hakaret bile olabilirdi. Aşk iki kişilik yaşanıyorsa, bir ruh olmadan umutlara tutunamazdı; bu saçmalıktan öteye gidemezdi.

"Bazen onu hiç suçlamamış olmayı diliyorum, böyle bir şey yapmayacağından emin olabilirdim ama aklım öylesine karışıktı ki kendimi alıkoyamadım. Sürekli üst üste gelen şeyler vardı. Patronum beni işten atmayı düşünüyordu, maddi sıkıntılarımız çok fazlaydı ve ikimiz de yeteri kadar para kazanamıyorduk, ayrıca Derrick'in annesi son zamanlarda her kusurumu yüzüme vurmaya başlamıştı; artık katlanamaz haldeydim."

"Zavallı Claire." diye düşünmesine engel olamamasına sinirlendi. Karşısında üzüntüden yıkılabilecek bir kadın dururken nasıl onu zavallılıkla küçümseyebilirdi? O, öylesine güçlü bir kadındı ki şu zamana kadar çocuklarına tek başına bakmış ve eşinin yokluğunda ne bir başkasına el açmış ne de birine boyun eğmişti. Tek başına savaşmış ve onu hiçbir şeyin yıkamayacağını herkese kanıtlamıştı. Kanıtlamak bazen gerçekten yaşayabilmek için yetersiz olsa da.

Sadece Birkaç SaniyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin