wattpad:sekai

*f i n i s h*

Jongin, birazdan Sehun'un yanında olacağı düşüncesiyle yavaş yavaş kafayı sıyırmaya başlarken aynı zamanda da tırnaklarını yeme alışkanlığı olmasa bile tırnaklarını yemeye başlamıştı.

Bu onu ikinci görüşü olacaktı, belki de ikinci ve son görüşü olarak kalacaktı, bilmiyordu.

Bir ay içerisinde olanları düşündü sonrasında genç çocuk, kafasından onu son görüşü olabilecek ihtimalleri askıya alıp.

Kendisinden fazla değer verdiği kişiyle onun yüz kez ben Oh Sehun'um demesine rağmen inanmayıp, ciddiye almadan onunla konuşmaya devam etmişti. Güldü, garipti.

"Gülümsemen sayesinde dünya birkaç saniye daha da güzelleşti galiba."

Yan tarafından gelen tanıdık, tanımayı çok sevdiği sesi duyunca yerinden sıçrayıp hışımla o tarafa döndü, esmer genç.

Sehun'un gülümseyerek onu izlediğini görünce kalbi birkaç saniye atışını durdurdu. Bu duruma hiçbir zaman alışamayacaktı sanırım. Elini yavaşça kalbinin üstüne koyarken korkuyla sordu.
"Ne zamandır oradasın?"

"Sehun'la görüşeceğim diyerek çığlık çığlığa çocukların arasında koşuşturduğunu falan görmedim, merak etme."

Eh, işte bu Jongin'in tam olarak utanması için gerekli bir nedendi, yerinden hızlıca doğruldu.

"TANRIM," altına etmemek için kırk takla atarmış gibi bir hale bürünüp yerinde zıplayıp durmadan önce bağırdı. "GELDİĞİNİ SÖYLEMELİYDİN, BEN ONLARI YARIM SAAT ÖNCE YAPMIŞTIM, AĞLAYACAĞIM."

Yere çöküp yüzünü elleri arasına aldı ve ayaklarını çimlere vurmaya başladı. "Utanıyoruuuum."

Sehun, karşılaştığı tatlı tepki sayesinde gülümsemesini iyice büyüttü, ikisi de sosyal hesaplar dışında oldukça zıt duruyorlardı. "Aslında, sadece şaka yapmıştım." kısıkça güldü. "Ciddi olduğunu bilmiyordum, beş dakika önce geldim."

Jongin, tükürüğünde boğulmak üzereydi. "BENİMLE DALGA GEÇMEKTEN UTANMIYOR MUSUN, ŞEREFSİZ?"

"Hoşgeldin, Kim Jongin." Sehun, yüzündeki gülümseyi bozmadan konuştu. "Dönmeni bekliyordum."

"Hala dalga geçiyorsun."

"Üzgünüm, gel buraya." ve Oh Sehun'un Kim Jongin'i kolundan çekip kafasını göğsüne yaslayarak sarılması bir olmuştu böylece.

Jongin'in kalp atışları yeniden hızlanmaya başladığında dudaklarını ısırdı. "Yaşadığıma inanamıyorum."

"Ölmen için henüz çok erken, daha yapacağımız şeyler var." dahasında ekledi. "Yeni başlıyoruz."

Jongin, doğru söylüyordu. Bu ikinci görüştükleri zamandı ama Jongin aynı zamanda yanılıyordu.
Bu son görüşmeleri olarak kalmayacaktı. Üçüncüye geçmek için gereken ikinci görüşmeydi, sonu olmayacaktı.

"Maskeni neden takmadın? Fotoğrafların yarın sabah tüm sosyal medyayı ele geçirecektir, eminim."

"Ben açıklamadan ilişki haberimiz çıkabilsin diye."

"Sarıldık diye ilişki haberi koyacak değiller."

Sehun, dudaklarını karşısındaki dolgun dudaklara yakınlaştırırken konuştu. "İlişki haberi koymaları için başka bir planım vardı zaten."

"Neymiş o plan?" Jongin, gülümseyerek sordu. Halbuki anlamıştı.

ve Jongin'in tam da o sıra dudaklarının üstündeki baskıyı hissetmesi bir olmuştu.

Bu bir son değil, tam tersine yeni bir başlangıçtı.

-

Okuduğunuz için teşekkür ederim öpüyorum yanaklarınızdan başka hikayelerde görüşmek üzere muah