Her Şey Değişiyor

3.1K 65 2
                                    

-1-

Artık sağlıklı düşünemediğim için, hayatım hakkında sağlam kararlar veremiyorum. Hikayemi nasıl anlatacağım, bilmiyorum.Sadece bir şeyler yazmak, anlatmak istiyorum. Psikolojik olarak hiç şanslı biri olmadım. Bir çok kriz, travma, yıkılmalar, korkular... Vücudum, kalbim bunlara karşı antibiyotik salgılıyor sanki. 20 yaşındayım ve kötü olaylar, korkular canımı acıtamıyorlar. Yalan söyledim çok yakıyor. Canımı çok yakıyor. Alıştım diyelim o zaman. Güçlü olmak istiyorum, başım dik yürümek, insanların düşüncelerini umursamamak. Sağlıklı olsaydım ya da, ruh ve beden sağlığı. Evet, evet diğerlerini boşverin. Sağlık önemli bir şey. Önemli şeylere sahip olmama konusunda çok iyiyim. Bu devirde de aklı başında olmak çok zor; aklım başımda ama deli gibiyim. Ne yapacağımı kestiremiyorum, ani tepkiler veriyorum. Aslında deliler bizim göremediklerimizi görürler, duyumadıklarımızı duyarlar. Delilerden çok diğer insanları tedavi etmeliler. Sesler duyanlar bence çok fantazik ve şanslı çünkü seslerle hayatlarını sürdürüyorlar. Sesler onlara öncülük ediyor. Deli olmak isterdim, yalnızlıktan iyidir. Yalnızım diyen ama olmayan insanlarla aynı çevrede nefes alıp vermek bir intihar girişimidir. Hergün o aptalların verdiği nefes burnunu yakabilir. Aptallık nefesle bulaşır mı? İnsanın '' Yalnızım.'' diyebildiği bir insan olduktan sonra nasıl bir yalnızlıktır ki bu? Sanırım depresyona girdim. Depresyondan fazlası. Yaşamıyorum ben, ölüyüm. Nefes alıp vermek yaşadığın anlamına gelir mi ki ?

Günlerimi devinim arayarak geçiriyorum. Uzun süre hareketsiz kalmayı sevmiyorum. Bu yüzden de yürüyorum. Yaşadığım yeri hızlı adımlarla ezberliyorum. Her şeyi biliyorum. Hergün o banka oturup insanları izliyorum. Her sırrı, aldatmayı, terk edilişleri, aşkları, kötülükleri... Yaşadığım çevre çok büyük bir yerde değil aslında. Hep hatırlıyorum o sıradan yüzleri. Kimin hangi komşusuyla kaçamaklar yaptığını, kimle aldattığını, kimin evden kaçtığını veya terk ettiğini, kimin öldüğünü, kimin öldürüldüğünü biliyorum. Liseden de nefret ediyorum, gidiyorum bazen ama sevmiyorum işte. Kim sever ki zaten okulu. Derslerim iyi ama pek önemsemiyorum. Ailem şehirde yaşıyor. Annem ve babamla yaşadığım olaylardan sonra beni bu hapishaneye getirdiler. Hapishane mi dedim? Cennet burası. Her hafta olmasada ayda 1 kere ziyarete geliyorlar, her hafta para gönderiyorlar. Doktor onlarla yaşamamın tehlikeli olacağını söylemiş. Yalnızlığı sevdiğim için de itiraz etmedim. Onlarında benimle uğraşmak istemediklerini biliyorum. Beni dert etmelerini istemiyorum zaten. Aileme ihtiyacım yok. Yalnız yaşamayı seviyorum. Küçüklükten beridir bu böyle, küçükken eve geldiğimde okuldan ev boş olunca mutlu oluyordum. Şimdi de öyle dilediğim saatte yatıp, uyanıyorum. Küçüklük, çok özlüyorum masum olmayı, masumum aslında dünya kötü. Burada ne istersem yiyorum. Bazen günlerce yemeyip düşündüğüm oluyor. Yemediğimde ilaçlarımı almıyorum. Nefret ediyorum ilaçlardan. Beni somutlaştırıyorlar. Tadları günlerce ağzımdan gitmiyor. Beynimi süngerleştiriyorlar. Saçları da döküyorlarmış. Saçlarım hiç dökülmedi dökülse dert etmezdim sanırım.

İki odalı, ufak bir dairede yaşıyorum.Dairemi '' Sokağa atılmış bir kutu '' adını verdiğim bir tarzda döşedim. Giysilerim çok değil ama çok güzeller.Annemlerde bazen gönderiyorlar. Arada sırada, benim pek de anlam veremediğim tuhaf bir suçluluğa kapılarak bana yardım gönderiyor. Geldiklerinde plastik kaplar içinde, soğumuş ev yemekleri getirirler. Huzursuzluk içinde bir süre konuşmaya çalışırız. Konumuz genelde buralarda neler olduğu, kardeşlerimin okulu, başarıları, benim durumum oluyor. Annemle babam artık beni pek görmek istemiyor, çünkü onlara suya düşen umutlarını ve hayatın beklenmedik bir anda insana yüklediği mutsuzluğu, umutsuzluğu hatırlatıyorum.Kardeşlerim su ve elektrik faturamın ödenmesini unutmamamı sağlıyor. Sanırım onlar beni seviyorlar. Tüm ilaçlarımı kesinlikle alıp almadığımı ise tekrar tekrar kontrol ediyorlar. Bazen ağlıyorlar. Sanırım, çaresizliğe ne kadar yakın yaşadığımı gördükleri için. Ama bu onlara bir bakış açısı veriyor. İnsan, hayatta başına gelen birtakım şeyleri daha rahat kabulleniyor, tabii ilaçların etkisinin azalmaya başladığı zamanlar hariç. O anlarda anlarda hayatın bana ettiklerine çok kızıyor, fazla sinir oluyorum. Ama çoğunlukla mutlu olmasam bile anlayışlıyım.

Her Zaman Güçlü OlamazsınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin