Eşinden yeni boşanan bir baba alternatif bir tatil için oğluyla birlikte karavan seyahatine çıkmış. Yol güzergahı belirlemedikleri için macera olsun diye ana yoldan çıkarak dar bir yola girmişler. Uzun bir mesafe katettikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bir müddet sonra adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açarak en yakın yerleşim yerini aramışlar. Ancak benzini biten karavan yolda kalmış. Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Bulundukları yerden hiç hoşlanmayan çocuk babasına kendisini de yanında götürmesi için yalvarmış. Adam ise çocuğun kendisini yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek ayrılmış. Ayrılmadan önce cep telefonunu çocuğa bırakmış.
Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Aradan bir kaç saat geçip babası geri dönmeyince uyuyakalmış. Bir süre sonra, karavanın tavanından gelen “pat pat pat” sesleriyle yatağından sıçramış. Korkusu artan çocuk hemen telefona sarılarak eyalet polisini aramış. Bir süre sonra şerif karavana ulaşmış. Polisler kapının kilidini kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının benzin almaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış. Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın tepesindeki ağaç dalına bakıyormuş.
Yardımcısına “hemen çocuğu buradan uzaklaştırın” deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve manzarayı görünce düşüp bayılmış. Ağacın dalında sallanan kafası kesik cesedin kanı karavanın tepesine damlamaya devam ediyormuş