söylenti

116 11 24
                                    

Bu hikaye aslında ruh ikizi konusunu ele alıyor. .. Birini görmeden sevmektir aşk , sevdiğin insan daha ilk dakikadan seni etkilemelidir... Hiç kimsenin yaşatmadığı duyguları yaşatmalıdır sana ... İhtiyacın olan seni seviyorum kelimesiyse bunu söylemelidir sana ...

Belki bir gün aşktan umudunuzu kaybettiğiniz anda kapınızı ruh ikizi niz çalar ... Daha ilk dakikalarda birbiriniz için yaratıldığınızı anlarsınız ... Sizi etkiler, başka birinin etkilemediği kadar ...Sizi mutlu eder başka birinin mutlu etmediği kadar... Size başkalarının yaşatmadığı nı yaşatır ... Hemen özlersiniz onu ... Hani aşık olunca karnınızda kelebekler uçar ya , ruh ikizinizi bulduğunuzda o karnınızdaki Kelebekleri kontrol edemez hale gelirsiniz , öyleki arada karnınızı tutmak zorunda kalırsınız ...

Bu hikayeyi ben gerçek bir yaşantıdan ilham alarak yazıyorum... İlk kelimesi ruh ikizini görünce erkeğin prenses olmuştu... Erkek ,Robin Hood gibi yeşil gözlü , sarı saçlıydı ... Bu hikayede benim aklımada bu iki genç tanıştığı ve birbirlerine daha ilk dakikada aşık olduğu gün aklıma geldi ... Bu Hikayenin başını kurguladım ama sonunu nasıl yazıcam bilmiyorum... Sonunu kurgulamadım... Belkide sonu daha yaşanmadı demeliyim ...

Hikayemi ruh ikizini bulan insanlara adıyorum...

Şimdi hikayemize dönelim ...

Robin Hood prenses Maria 'nın adını ilk defa duyuyor du... arkadaşları ona bugün pazarda söylenen bir söylentiyi anlatıyorlar dı...
Olay şuydu
Şerifin askerlerin den biri
, yaşlı bir adamı sokak ortasında kırbaçlıyor du , sebebi de vergi vermek istememesiydi. Aslında yaşlı adam haklıydı, çünkü o zamanın yöneticisi Lord Edward halktan , halkın ödeyecek bileceğin den daha fazla vergi istiyor du ...Bu yaşlı adamın bakması gereken 6 torunu , 2 dul kızı (kızlarının kocaları şefkatli kral lakaplı kralın öldüğü savaşta , savaşa katılarak hayatlarını kaybetmişlerdi ... 5 yıl önce) vardı... Eğer bu vergiyi öderlerse kalıcaklardı...
Sadece "Hayır" demişti yaşlı adam , şerifin askeri de onu meydan da , insanların ortasında , kırbaçlamaya başlamıştı... Prenses Maria da o gün Saraydan gizlice çıkıp , şehri dolaşmaya çıkmıştı . Kalabalığın arasında dolaşırken , birinin acıyla bağırdığını duydu o tarafa yöneldi ... Yaşlı adamın kırbaçlandığını gördü.
Koştu ... Yaşlı adama vurmaması için askerin bileğini tuttu.
Dudaklarından cesurca "DUR" kelimesi çıktı ...
Asker prenses Maria ' yı itti ... İlk defa onun işine karışan biri olmuştu ... Öfkeyle " benim işime Karışma kadın " diye bağırdı ...
Ama prenses Maria durmadı , askerin önüne bir adım daha yaklaştı , hafifçe güldü , sırtını dikleştirdi " burda emirleri sen bana değil , ben sana veririm , haddini bil " dedi...
Asker ilk önce şaşırdı sonrada yaşadığı olayın şokuyla kahkaha atarak gülmeye başladı. ..
Ama prenses Maria gülmedi , sertçe " yüzüme bak " dedi ... sesinde ki kararlılık ve cesaret insanların damarına kadar işliyordu. Öyleki kimse ağzını açıp bir şey diyemiyordu... Sadece izliyorlar dı ...
Asker sersemledi , bu cesaret ve kararlılık karşısında napıcağını bilemedi... Sadece başını yavaşça kaldırdı kendisine bağıran kadının yüzüne bakmak için ...
Prenses Maria askerin yüzünü görmesi için başından başlığını indirdi ... Birkaç saniye sonrada askerin korkusunu hissedince başlığını tekrar başına geçirdi ...
Askerin Gözleri şaşkınlıktan kocaman açıldı , diz çöktü , yalvarmaya başladı " ah prenses Maria affedin efendim , sizin olduğunuzu bilmiyordum "
Bu sözün ardından Kalabalıktan fısıltılar yükselmeye başladı " prenses Maria' mı , şefkatli kralın kızı mı , nekadar da büyümüş , en son onu 5 yıl önce baloda görmüştük , nekadar da cesur , gözü pek ve kararlı değil mi ... "
Prenses Maria " kırbaç ını bana ver " deyince ortalığı tekrar bir sessizlik sardı. ..
Herkes prenses Maria ' yı izleyip , napıcağına bakıyordu ...
Asker ; belkide hayatında ilk defa bu kadar çok korkuyordu... Prenses Maria ' nın onu kırbaçlıyacağını düşünüyordu ... Belkide son bir umut olarak yalvarmaya başladı...
"Prensesim , lütfen acıyın bana , siz şefkatli kralın kızısınız , onun gibi şefkatli olup beni affedin lütfen efendim ... "
Prenses Maria acıyla yumruğunu sıktı , dişlerini birbirine kenetledi , güçlü olmalıydı bu adama bir şey demeliydi...
Hafifçe güldü " Ben babam kadar şefkatli değilim , ama sizin kadar acımasız ve adaletsiz de değilim "
Derin bir nefes alıp verdi prenses Maria sonra da " bana çabuk kırbaçını ver " diye bağırdı ...
Asker istemeyek kırbaçını uzatırken korkudan ağlıyordu.
Zaten hep suçlular insanların önünde ağlar diye düşündü prenses Maria ve askerin kendisine uzattığı kırbaçı aldı ...
Belinden bir hancer çıkardı prenses Maria , o hançerle kırbaçı ikiye ayırdı ...
Elinde ki iki kırbaç parçasını yere fırlattı " Halkımın bu silahlarla birbirlerini öldürmesini istemiyorum ben , birbirlerini korumaları nı istiyorum. " sesinde ki merhamet ve acı insanların kalplerini okşamıştı ... "Hadi kalk ve git ..."
Asker Kendine denileni yapıp , kalktı , prenses Maria ' nın yanından yürürken" Bu iyiliginizi unutmayacağım prensesim , eğer yardıma ihtiyacınız olursa bana gelin , artık Lord Edward yok benim için siz varsınız ... " dedi...
Prenses Maria 'nın yüzüne bir gülümseme yerleşti , kendisi bir kalp kazanmıştı , kuzeni Edward ise bir kalp kaybetmişti... Zaten halktan hiç kimse Edwar'dı sevmiyordu...
Asker prenses Maria ' nın yanından geçerken , askerin kendisi gibi genç olduğunu fark etti...Prenses Maria onun kolunu tuttu. Ve kulağına "tamam ama sakın beni pazarda gördüğünü kimseye anlatma , sonra başım belaya girer " diye fısıldadı...
Sonrada kolunu bırakıp gitmesine izin verdi ...
Yaşlı adama yöneldi prenses Maria , yerden kaldırdı onu ...
Meydandaki insanlar onu görünce eğilip Selam verdiler . Prenses Maria da kendisine Selam veren insanlara dönerek " halk prensesin önünde eğilmemeli , prenses halkının önünde eğilmeli " dedi ve önünde ki insanlara eğilerek Selam verdi ...

Su almak için sarayın mutfağına gitmiştim... Ha bu arada ben prenses Maria 'yım ... mutfağın Kapısı açıktı, içerde konuşulanları duyabiliyordum, hizmetçi teressa'ayla yeni gelen hizmetçi sanırım adı Sally ' di , Robin Hood adında bir adamdan hararetli bir şekilde bahsediyorlardı...
Ben çok meraklı bir insanım, meraktan yerimde duramadım ve içeri daldım, Robin Hood'un adını ilk defa duyuyordum . Bu adamda kimdi? Neden hizmetçiler onun hakkında konuşuyorlar dı? Bu adam ne yapmıştı ki böyle onların dilindeydi ? Öğrenmeliydim...
" Merhaba ben de sohbetinize katılabilir miyim ?"
Hizmetçi teressa beni tanıyordu - yani sadece beni prenses olarak değil , arkadaş olarak tanıyordu , ben sosyal bir insanım , sarayda arkadaş olduğum hizmetçiler vardı, onlarla arada sohbet ediyordum. Bu sıkıcı sarayda yapıcak başka bir şey yok ki. -
Benim için gösterdiği yere geçip oturdum . "Ne konuşuyordunuz , Robin Hood' da kim ?"
Sarayda yeni çalışmaya başlayan hizmetçi Sally benim bu samimiyetime çok şaşırmış gözüküyor du. Hizmetçi teressa'da bunu fark etmiş olmalı ki, kahkaha atarak gülmeye başladı " o diğer soylular gibi değil Sally, o içimizden birisi "
" Evet Sally sana sıcak, sevecen ve samimi davranıcam, çünkü ben öyleyim, senide bugünden itibaren arkadaşım olarak kabul ediyorum. "
Bu sözlerim Sally ' yı rahatlatmışa benziyor du , öyleki mutluluktan kıpırdanmaya başladı. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti "ayrıca ben karşımda kendim gibi insanlar görmekten hoşlanırım, sende bana samimi bir şekilde davran lütfen " Bu sözlerimi tüm içtenliğimle söylemiştim , içine yalan karıştırmadan .

Sally'nin yüzüne de kocaman bir gülümseme yayıldı " tamam " dedi mutlulukla .
"Eee ne konuşuyordunuz " teressa 'nın yüzüne bir Anda endişe yayıldı " Bu sizi mutlu eder mi bilmiyorum prensesim ama Lord Edward ' dın  hiç hoşuna gitmeyecek bir olay "
İçten bir kahkaha patlattım orda " inan onu mutlu etmeyen bir olay  beni çok mutlu eder ."
Hizmetçi teressa'da gülümsedi bu sözümün ardından. Artık üçümüzde gülümsüyorduk "Eee hadi başlayalım anlatın n'olmuş ."
"Aslında sokakta duyduğumuz bir söylentiyi konuşuyorduk. "

Merak ediyordum, başımı sallayarak devam etmesini işaret ettim. Sözün bir an önce Robin Hood adlı adama gelmesini istiyordum , kimdi bu adam?
" Şerifin adamları küçük bir çocuğu at arabasının arkasına bağlayıp sürüklüyormuş , tamda orman yolunda , Robin Hood ve adamlarıda arabanın önünü kesmiş, Robin Hood yayıyla bir ok atıp atların ipini kesip onları serbest bırakmış. Adamlar Robin Hood'u görünce arabadan atlayıp kaçmışlar . Onlar gidince Robin Hood'da çocuğun iplerini kesip çocuğu serbest bırakmış. Çocuğun yüreyebilecek hali yokmuş ayakları kan içindeymiş . Robin Hood çocuğu kucağına alıp, onu kasabaya kadar getirmiş , onca yolu çocuk için yürümüş. Kasabaya gelince çocuğu annesine teslim etmiş . Annesine de çocuğun tedavisi için biraz para vermiş "
Kanım donmuştu , küçücük çocuğu arabaya bağlayıp sürüklemek, demek bunlarıda yapmaya başlamışlardı, bugün hem sokakta bir yaşlıyı kırbaçlamışlar , hemde ormanda küçücük bir çocuğu arabaya bağlayıp sürüklemişler di , artık burda insanlara hiç değer verilmiyordu...
" peki neden çocuğu arabaya bağlayıp sürüklemişler "
Teressa üzüntüyle gözlerini yere indirmişti " Annesi istenilen vergiyi ödeyememiş. "
" Hımm yine vergi meselesi değil mi. " Derin bir nefes aldım " Dünya artık sevgiyle değil, parayla yürüyor "
"Sally üçümüzede kahve yap lütfen, bu gece konuşucağımız önemli şeyler var ..."

İlk Bölüm bu kadar . Prenses Maria ve Robin Hood ilk defa birbirlerinin adlarını duydular , söylentiler sayesinde . Kader onların yollarını bir söyletiyle kurdu .

Eğer beğendiyseniz lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

prenses Maria ve Robin Hood Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin