Taehyung bir yılı daha doldurduğunda arkadaşlarıyla efsanevi bir kutlama yapmaya karar vermişlerdi ve şimdi buradalardı işte. Yeni yıl kutlamalarıyla birleştirdiği dehşet güzel muazzam ötesi harika partisi başlamıştı ama onlar çok öncesinden eğlenmeye başlamışlardı.
Sevdiği insanları, sadece sevdiği insanları çağırdığı partisi onu daha ilk dakikalarından itibaren inanılmaz eğlendirmeye başlamıştı ama hala bir eksiklik vardı. Eksikliğin fazlasıyla farkındaydı, küçük oyunlarını kaybeden Hoseok hyungunu eksikliği dolduracak yegane insanı karşılaması için kapıya dikmişlerdi. Aslında onu karşılayan kendisi olmak isterdi. Hatta onu buraya getiren o olmak isterdi ama biricik uçarı arkadaşları buna izin vermemişlerdi.
Kenarda daldığı düşüncelerden Jungkook ve Jimin'in barın üzerine çıkıp dans etmeye başlamasıyla sıyrıldı. Bir kahkaha atıp deli gibi tezahürat eden kalabalığa katıldığında aklı biraz olsun ondan uzaklaşmıştı. Jungkook ve Jimin'in ona özel gösterisine sevdiği gruplardan birinin üyesi Bambam ve nereden fırladığını anlayamadığı J-Hope da katılınca kalabalıkla birlikte kendisi de iyice çıldırmıştı. Aklının hala yerinde olan bir parçası Hoseok'un beraberinde kalbinin eksik parçasını da getirmiş olduğunu düşünüyordu ancak ortalık sakinleşene kadar bunu düşünmeye fırsat bulamadı.
Düşünmeye başladığı andaysa karşısında onu görmüştü zaten. Kimin ne düşüneceğini umursamadan kızı kendine çekip kalabalığa sırtını döndü. Bugün doğum günüydü, istediğin yapardı ve şu an sarılmak istediği tek insan Areum'du.
"Seni ne kadar uzun zamandır bekliyorum, haberin var mı?" dedi kollarında küçücük kalan kıza tüm gücüyle sarılırken. Bu sorusu altında derin anlamlar yatan bir soruydu. Areum'sa içten içe bu anlamı çıkarmak istemiş ancak ne düşüneceğinden emin olamayarak hafifçe gülümsemişti.
"İşte geldim Taetae." İkisinin de kalbi zıvanadan çıkmıştı. Taehyung kıza sarılırken belli belirsiz kalp atışlarını hissedebiliyordu. Bu onu daha da gülümsetmişti. Zaten iyice gevşemiş olan bedeni eriyip Areum'a yapışmış gibiydi. Neler olduğunu anlayamayan kızı bir an olsun yanından ayırmamıştı.
Areum açıkçası pek şikayetçi değildi durumdan ama oğlanın tüm bunları bulanmış bir kafayla yapıyor olmasından endişeleniyordu. Onunla her zaman böyle olmak istiyordu. Ona dilediği gibi sarılabilmek, ona istediğini söyleyebilmek.
Locada birbirlerine sarılı öylece otururken Tae'nin söyledikleri kızın tüylerini diken diken etmişti mesela. Birden kulağına eğilmişti genç adam.
"Seni seviyorum Areum," demişti. Öylece söyleyivermişti. Teklifsiz, zahmetsiz. Areum bir an için kalbinin durduğunu düşünmüştü. Müzik çok yüksekti belki de yanlış duymuştu. Dönüp Tae'ye baktığında gülümsemesiyle ve dudağına çok yakın bir yere bıraktığı öpücüğüyle karşılaşmıştı.
Bir şeyleri yanlış yorumluyor olmaktan çok korkuyordu ama ümitlenmeden edemiyordu. Bir yandan aklı en yakın arkadaşındaydı ama yanındaki adam bir yere ayrılmasına izin vermiyordu. Gerginliğini ve kafa karışıklığını alkolle dağıtmak istemişti ama bu çabası çoktan sarhoş olan Tae tarafından bertaraf edilmişti.
"Unutuyorsun," demişti. "Bu gece her şeyi hatırlamanı istiyorum." Areum içtiğinde hafızasının sıfırlandığının farkındaydı ama bu onu sadece bir kez rahatsız etmişti. Mezun oldukları gece. O gece Taehyung'un kendisini öptüğüne neredeyse emindi ama hatırlayamıyordu işte. Taehyung da ağzını açmamaya yeminli gibiydi. Bütün bu dağınık davranışlara anlam veremese de bu özel gecede kendini biraz olsun rahat bırakmaya karar verdi.
Taehyung pastasını büyük bir şamatayla kesip gece yarısının yaklaştığını haber verdiğinde tavırlarına gülmeden edemedi. Çocuğun tüm dikkati yeniden ona çevrildiğinde gözlerine iyice bakabilmek için kafasını geriye attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sky Blue | Taehyung
Fanfictionnewestidol: Gökyüzü mavi olduğu sürece yanından ayrılmayacağım, söz veriyorum beautyandthedance: Söz veriyorum #texting