"jeongguk,
iyisin değil mi?""evet taehyung iyiyim."
neden yalan söylüyorum ki.
"yarın sabah kaçta gelmemi istersin?
sen uyanmadan gelmek istemiyorum.
uykundan olma."sen,
sen çok narinsin.
seni üzecek olmak..
"şey,
ben yarın tüm gün uyumayı düşünüyordum.
istersen yarın kendine zaman ayır.""tüm gün nasıl uyuyacaksın?
yüzünü görmek istiyordum.""görüşeceğiz.
daha sonra yani.""nasıl olsun istiyorsan öyle olsun.
nasıl rahat ediyorsan.
ben buradayım.""teşekkür ederim."
"seni seviyorum."
"bende.
bende seni seviyorum."ellerini tutmak güzel olabilirdi.
keşke yapsaydım.
sarılmak.
keşke.
✿
jeongguk telefonu eline aldı ve taehyung'a
mesaj atmak için biraz düşünmeye başladı.son mesajı.
cümlelerini yazdıktan sonra gönderdi ve cevap için beklemeden yatağına oturdu.
onu düşündü.
güzel yüzünü, sıcak kalbini.
çok üzüleceğini düşündü.
kendisi de üzüldü.
böyle olsun istemezdi.
kimseyi kırmadan veda etmek istemişti hayatına.
ama sonra o geldi.
ona bağlanmamak için elinden geleni yaptı.
arkasında onun için üzülen birisini bırakmak.
ve o kişinin taehyung olması.
jeongguk, hüzünlü bir gülümsemeyle elindeki bıçağı bileğine var gücüyle bastırdı.
gideceği yerde babası vardı.
ve o babasını çok severdi.
✿
taehyung titreyen telefonu eline alıp okuduğu kitabı masaya bıraktı.
jeongguk.
gözlerin deniz kadar güzel ve eşsiz.
ama ben denizden korkuyorum taehyung.
✿
aklıma gelen ilk konuydu ve bölümleri art arda yazdım
okuyan herkese teşekkürler<3