ŞİRİN'İN AĞZINDAN
Arjantin , Arjantin tatile gidiyoruz hah . Herkes bu denli mutluyken bir benim mutsuz olmam. Sanki beyazın içinde ki siyah gibiyim o denli yalnız. Evet bir ailem var , ama eski ailemi hatırlatırmışcasına Arjantin'e gidiyor olmak çok fazla canımı sıkıyor."Şirine ne oldu yine , neden somurtuyorsun bakalım?"
Tebessüm edip Umut'a döndüm, ben ona öylece bakarken yanaklarımı sıkıp sırıttı. Bir şey anlatmak istemediğimi anlayınca her zaman ki gibi o da ciddileşip bir noktaya sabit bakmaya başladı, aynı benim yaptığım gibi.
Alışkındır Umut bu hallerime ve yine beni rahatlatmak için telefonla kulaklığını çıkarttı. Kulaklığın bir ucunu bana verirken diğerinide kendisi takmıştı. Belki açtığı şarkıları bilmiyordum ama bana her seferinde huzur verirdi fakat bu huzurum çok uzun sürmedi ."Oo yine mi triplerdesiniz Deniz Hanım?"
İşte yine başlıyorduk. Aras ve Urazla uğraşmak istemiyordum ama ben ne kadar susuyorsam o kadar da üstüme geliyorlardı. Sakince onlara döndüm, ne Umut'un dediklerini ne de Aras ve Uraz ikilisinin dediklerini umursamıyordum.
"Derhal burdan uzaklaşın . Duydunuz mu beni Aras ve Uraz?"
Üstüne bastıra bastıra adlarını söyleyince gülüp yine o saçma laflarını duyacakken annemin sesiyle kendime geldim. Yine 'sıradan kavgamızı mı?' Yaptığımızı sormuştu . En hassas konum bile herkes için artık sadece 'sıradan' bi konu haline gelmişti. Sıradanlık nedir? Alışkanlık mıdır ? Hiç sanmıyorum. Sadece çevremizdekiler için alışkanlıktır ama insan kendi yarası olunca ne zaman hatırlasa pek de sıradan olmadığını o acıları o duyguları her seferinde taze bir şekilde yaşadığına şahit olur . Söylesenize cidden acılarımız sıradan mıdır?
Gözlerimin dolduğunu hissettim işte. Umut bunu hissettiğinden midir bilmiyorum ama bi an da beni oturduğum yerden kaldırıp sarılmıştı , ee tabi bu da pek uzun sürmedi. Bugün neden bana iyi gelen şeyler bu kadar kısa sürüyordu ?
Babam bu görüntüden pek de hoşlanmadığından olsa gerek Umut'a odaklanmıştı."Şirin annen çağırıyor , bavulunu hazırlaman gerektiğini söyledi."
Hiçbir şey demeden yanlarından uzaklaştım. Eve girdiğimde annem etrafı topluyordu, geldiğimi bile fark etmedi sanırım. Odama geçip bavulumu yavaş bir şekilde hazırlamaya başladım. Annem odama geldiği an beni görünce şaşırdı.
"Kızım az daha hızlı ol tamam mı bitanem ? Uçağımız iki saat sonra kalkıcak."
Başımı sallamıştım sadece. Moralimin bozuk olduğunu anlayınca gelip yanaklarımdan öpüp sarılmıştı. Umarım bu sefer Arjantin'e gittiğimde de tahlilsiz bir olay yaşamamam dileğiyle.
🙏🏻🙏🏻🙏🏻
Yağız amcamın espirisi ile kendime geldim ve 1 dakika boyunca hayattan soğuduğumu hissettim. Uçak yolculuğumuz biraz yorucu geçmiş olsa da odalarımıza dağılmak yerine bir cafeye gelmiştik. Aileleri arasında ki muhabbetlerle keyfim yerine gelmişti. Umut'a uçaktan inerken ki sözümü kendime hatırlatıp duruyordum. Bu hayatta hep sözünü tutan biri olmuşumdur , bu sözümü de tutmaya söz vermiştim.
MELEK'İN AĞZINDAN
"Ay hayatım o gün yaşamadığım kadar adrenalin yaşamadım ben."
Tunayla tanışma hikayemizi düşündükçe gülümsüyordum. Gülümserken dalmış olmalıyım ki aşık olduğum adam beni izliyordu.
"Anlatmak ister misin Tuna?"
Herkes bize odaklanmış tanışma hikayemizi dinlemeyi bekliyorlardı . Tuna söze girince bende o günlerimize düşünmeye başladım.
"O zamanlar Önemli bir vaka üzerinde aylarca çalışıyorduk, şansa dışarıdayken sokakta bir olay çıktı ve bu olayda aylardır aradığımız adamında parmağı da varmış ve biz o gün adamı yine yakalayamadık. Kameralardan şüpheli gözüken kişileri bakıyorduk ki Melek'in koşuşturarak arabasına binip kaçtığını gördük böylece onu da şüpheli olarak görmeye başladık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ'İN SONSUZLUĞU
RandomAşk, umut, rüya bu kitapta birleşiyor. Üç aile Arjantin'de tatil yapmanın bu kadar korkunç olacağını hiç düşünmemişlerdi. Üç ailenin bu maceralı hikayesine katılmaya var mısınız?