Genç adam oturduğu yerde öylesine derin düşüncelere dalmıştı ki, uzaktan onu izleyip resmini çizmeye çalışan kızı fark edemiyordu. Kız, onun ne düşündüğünü öğrenmek için telefonuna sarıldı. Adamın telefonundan gelen ses, bir anlığına ürkmesine neden olmuştu. Elinde olmadan gülümsedi mesajın kimden geldiğini gördüğünde.
Minik Bulut: Ne düşünüyorsun?
Parmakları hızlıca gezindi telefonun pürüzsüz yüzeyinde.
Gök: Yalnızca, karşıma çıkacağın için heyecanlıyım.
Minik Bulut: Ben öyle bir şey söylemedim.
Gök: Söylemedin mi?
Minik Bulut: Yalnızca ima ettim. :) Asma suratını.
Gök: Yani karşıma çıkmayacak mısın?
Minik Bulut: Yanına geliyorum.
Gök: Geliyorsun mu sen yanıma? Ne?
Minik Bulut: :)
Genç kız tam saklandığı yerden ona doğru bir adım atmıştı ki, genç adamın da ayaklandığını gördü. Ardından, kızın göz bebeklerini sonuna kadar açmasına sebep olacak bir şey meydana geldi.
Gök, olduğu yere yığıldı. Muhtemelen bayılmıştı.
Minik Bulut, gülse mi ağlasa mı bilememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik Bulut -texting-
Short StoryTamamlandı. 05...: Kalabalıkta gözlerini bir yere sabitleyip kapılarını kilitlediğin mabedine bir "Merhaba" ile girebilir miyim? Gök: Güzel bir ilk mesaj. Sevdim. 05...: İki yıldır üzerinde düşünüyorum, güzel olsun bir zahmet. 05...: Ee, ne diyo...