🔃YAŞA KADINIM🔃

192 33 541
                                    

Koray'dan

Karımın hasta olduğunu öğrendiğim zaman yıkılmıştım adeta. Ona çok aşıktım ve onu kaybetmekten çok korkuyordum. Geceleri hiç uyuyamayıp daima onu düşünüyordum. O benden giderse nasıl nefes alabileceğimi bilmiyordum. Bir kez daha baktım gözlerine hiç bir umut kırıntısı yoktu. Hastalığı sürekli ilerliyordu. Ben her ne kadar ona umut olmaya çalışsam da iyi olacaksın desem de o her şeyin farkındaydı​.

"Yanılıyorsun Koray. Senin Hayatın, bana bağlı olmamalı. Elbet bir seneye kalmaz öleceğim ve benden sonra kendine yeni bir hayat kurmalısın"

"Yapma Hazal. Konuşma böyle. Sensiz yaşayamam biliyorsun."

"Hayır! Hayır! Bunu söyleme yaşayacaksın daha iyi, daha güzel bir kadınla belki daha da mutlu olacaksın."

"Ben senden başkası ile mutlu olmayacağım Hazal. Sende bunu aklına sok!"

Yanından kalkıp dışarı çıktım. Biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Onun bu umutsuz konuşmaları canımı çok yakıyordu. Onsuzluk olmazdı. Onsuzluk çok zor bir duygu olacaktı. Hava çok soğuk olduğu halde sokağa çıkıp üzerimde ki gömlekle yürüdüm. Hazalı tek başına evde bıraktığım için kendime kızsam da onun da biraz yalnız kalıp, kafasını dinlemeye ihtiyacı vardı.
Rastgele bir parka geçip oturdum. Rüzgâr sert bir şekilde esiyor, içimi ürpertiyordu. Yaklaşık bir saat düşündüm. O olmadan ne yapacaktım, o ev, o sokak, araba, bu şehir hatta bu dünya bana dar gelmeyecek miydi.

Ondan sonra kalbimin başkasına çarpması ona ihanet olmayacak mıydı? Ve bu durumda ben kendimi affedebilecek miydim.

Ona umutsuz diyordum ama ben ondan daha umutsuzdum. Umutsuzdum çünkü doktor bunun bir çaresi olmadığını söylemişti.
Hazal ile ilk tanıştığımız günü hatırlıyorum. İki yıl öncesi idi. Rastgele bir parkta dolaşırken Hazalın birkaç kız arkadaşı ile oturup gülüştüğünü gördüm. Diğer kızlar da güzel ve ilgi çekici olabilirlerdi belki ama Hazalın o kocaman, dolu dolu, içten gülümsemesi farklıydı. Bi süre onu öylece izlemiştim. Onun bana baktığını fark ettiğimde kendime geldim neden takılmıştım.
Hazal ve arkadaşları oradan ayrılırken ben de ellerim cebimde arabama doğru yürüdüm.
Birkaç gün sonra, yağmurlu bir sonbahar günüydü. Aksine arabam bozulmuştu ve bu yağmurda taksi bulmak gibi bir saçmalık yapmayacaktım. Mecburen otobüse binecektim. Benim yaşadığım sokağa yakın duran bir otobüse bindim.
Bindiğim sırada arka tarafta ayakta duran kız gözümden kaçmamıştı. Hazal masum bir şekilde durmuş camdan dışarı bakıyordu ve bu ona çok yakışıyordu.
Arkadan gelen insanlar olunca biraz arkaya doğru yürüdüm. Hazalın yanında durunca da enteresan şekilde kalbim atıyordu. Tutunmak için elimi bir demire koyduğumda elimin altindaki yumuşak şeye şaşırdım. Ne yani kızın elinin üstüne mi koymuştum elimi. Elimi hemen geri çektiğimde kızın yani Hazalın bana baktığını gördüm yanlış mı anladı acaba diye düşünürken neyseki evime yakın bir yere gelmişti otobüs. Otobüsten inince arkamdan inen Hazala kaydı gözlerim o da mı oturuyordu burda.

Fark etmeden Hazalın yanında yürüdüğümü gördüm. Hazal durup bana baktı.

"Beni mi takip ediyorsunuz"

"Hayır. Evim buralarda. Tabii sen beni takip ediyorsan iş değişir."

"Ne münasebet evim burda işte bu." Gösterdiği eve baktığımda onu biraz gıcık etmeyi düşünmüştüm.

"Amacın beni evine davet etmekse kusura bakma çok işim var"

"Nasıl bir insansın sen." Deyip bana kızgın bir bakış attıktan sonra içeri geçti. Bende gülüp yoluma devam ettim.

Daha sonra ki bi kaç hafta yine sırf onunla karşılaşmak için aynı otobüse biniyordum ve onunla evine kadar yürüyordum. Zaman geçtikçe ismini öğrendim o güzel ismini. Her geçen gün biraz daha tanıştıktan sonra kendimi ona aşık buldum. Koray Aydemir aşık olmuştu.

Hazal evde tek başınaydı. Korkardı. Oturduğum yerden kalkıp eve doğru yürüdüm.
Yanımda ki anahtarla kapıyı açtığımda salondaki ışık açıktı. Ama Hazal salonda yoktu. Odamıza gittiğimde uyuduğunu gördüm. Eğilim saçlarından öptüm. Üstümü değiştirdim ve ben de yanına yattım.

Sabah uyandığımda Hazal yanımda yoktu. Doğrulup aşağı indim. Hazal kahvaltı hazırlıyordu. Gidip ona arkadan sarılıp

"Günaydın" dedim. Elindekileri bırakıp yönünü bana döndü.

"Dün gece sen gidince ne düşündüm..."

Sözünü kesip

"Özür dilerim ikimizin de yalnız kalmaya ihtiyacı vardı."

"Hayır ondan bahsetmeyeceğim. Diyorum ki biraz uzaklara mı gitsek?"

"Nereye gitmek istersin?"

"Bilmem yurt dışında bir yerlere olabilir mesela."

"Tamam ben bugün hallederim."

Hazal gülümseyince, bende alnına bir öpücük kondurup salona geçtim. Bir kez daha farkettim ona gülmek çok yakışıyordu.

"Koray hemen buraya gel."

"Ne oldu hayatım."

"Biri var orda" mutfağın kapısını işaret ettiğinde hemen çıkıp dışarı baktım.

"Haydar abi sen miydin ya?"

"Bir sorun mu var Koray Bey?"

"Yok yok bi sorun." Haydar abi bizim Bahçıvan dı. Hazal la evlendikten beri bizimle çalışıyordu. Tekrar mutfak kapısından içeri geçtiğimde. Hazal telaşlı gözler ile bana bakıyordu.

"Korkma güzelim Haydar abiymiş." Hazal bir oh çektikten sonra kahvaltıyı masaya koydu.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra ben, bilet işini halletmek üzere dışarı çıktım.
Uçak işini hallettikten sonra iş yerine uğradım, ordaki işlerimi hallettikten sonra eve geri döndüm. Kapıyı çaldığımda Hazal gülümseyerek açtı.

Birlikte içeri geçince

"Hallettin mi?"

"Hıhı ettim yarın yolcuyuz"

"Nereye gidiyoruz peki?"

"Newyork a"

"Harika. Kaç gün kalıcaz"

"İş nedeniyle sadece bir hafta"

"Olsun yeterli. O zaman ben gidip hazırlanayım. Senin bavulunu da hazırlarım. Ekstra istediğin bir şey var mı?"

"Yok canım.".....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

🔃Yaşa Kadınım 🔃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin