Issei'nin en kısa zamanda yakınlaştığı kişi Hanamaki'ydi.
Zaten okul başlayalı bir ay kadar olmuştu, ama Issei'nin gördüğü kadarıyla Hanamaki iyi biriydi; iyi bir espri anlayışı, şakacı bir konuşma tarzı vardı. Özel konuları hiçbir zaman kurcalamazdı, kişisel alana saygılıydı, ayrıca güneş altında aslanağzı çiçeği gibi parlayan saçları vardı. Havalı saçlar her zaman bir artıydı.
Tabii, Iwaizumi ve Oikawa ile de iyi anlaşıyorlardı, zamanlarının çoğunu birlikte geçiriyorlardı ama o ikisi genelde birlikte takıldıkları için, Issei şu anlık Hanamaki ile konuşmaktan memnundu.
"Peki sana şeyi anlatmış mıydım..." Hanamaki biraz durup düşündü. "Ortaokul öğretmenimin beni gey sanmasını?"
Issei gülerek başını iki yana salladı. Hanamaki'nin anıları her zaman absürt ve komik oluyordu.
"Tamam, şimdi, beni biliyorsun, sürekli birileriyle flört eder gibi konuşuyorum. Öğretmenim de bunun farkına varmış sanırım -hatta yanlışlıkla onunla bile flört etmiş olabilirim- ve dersin ortasında bir erkek arkadaşım olduğunu falan ima etti. Peki bu hikayenin en iyi kısmı ne biliyor musun?" Parmağını Issei'ye doğrulttu. "Ona ayak uydurup erkek arkadaşım var gibi davrandım. Kimse eşcinsel olabileceğimi düşünmemişti çünkü herkesle flört ediyordum -kızlarla da- ki eşcinsel de değilim."
"Düz olduğunu da hiç söylemedin." dedi Issei, aslında şaka amaçlı söylemişti ama Hanamaki oldukça ciddi algılamıştı. "Değilim çünkü." dedi omuzlarını silkerek. Issei bu cevap karşısında şaşırmıştı, aslında bu kadar dürüst olmasını beklememişti. Hanamaki aniden hızla ona döndü. "Lütfen bana homofobik olduğunu söyleme."
"Ne? Hayır! Hayır, homofobik falan değilim. Aslına bakarsan," Yutkundu. "ben de heteroseksüel olduğumu düşünmüyorum."
"Oh, kıyafetlerinin hepsi siyah ama cinsel oryantasyonun renkli demek? Sana pembe iç çamaşırı almalıyız Matsukawa, içini yansıtmalısın!" Kollarını kaldırıp abartılı, dramatik bir poz verdi.
"İç çamaşırı alırsak yine içimde kalmaz mı?"
"Voleybol üniformasının üzerine pembe sütyen giyersen eşcinsel ruhunu oldukça yansıtmış olursun bence."
"Vay canına, bu çok heteronormatifti."
"Hetero? O da kim, tanımıyorum."
Issei kahkaha attı. Hanamaki kolunu Issei'nin koluna doladı. "Kaçır beni Issei. Yasak aşkımızı Oikawa'dan uzakta yaşayalım."
"Hey! Orada benden mi bahsediyorsunuz?" Oikawa'nın yaklaşan sesini duyunca pembe saçlı çocuk yüzünü ekşitti. "İti an çomağı hazırla."
Oikawa seke seke ikilinin yanına geliyordu, birkaç metre gerisinde ise Iwaizumi takip ediyordu onu.
"Benim hakkında neler diyordun Makki? Muhteşem yüzümü mü övüyordun?"
"Ne kadar kendini bilmez bir orospu olduğundan bahsediyordum." dedi Hanamaki yüzündeki ifadesizliği değiştirmeden. Oikawa dehşet içerisinde Hanamaki'ye baktı.
"Bu iyiydi." Iwaizumi pembe saçlının omzunu sıvazladı. Makki Oikawa'ya çaktırmamaya çalışarak gülümsedi.
"Çok zalimsiniz. Sen öğretiyorsun onlara değil mi Iwa-chan? Biliyordum. Aslında hepiniz uzaylısınız ve beni kaçırma planları yapıyorsunuz ama endişelenmeyin!" Elini kalbine koydu. "Beni kaçırmanıza her zaman izin veririm."
"Bir uzaylı olsaydım seni kaçıracağıma Iwaizumi'yi kaçırırdım." diye mırıldandı Issei farkında olmadan. Herkes ona baktığında anladı dışından söylediğini. Tam kendini açıklamak için bahane üretecekti ki Oikawa başıyla onayladı. "Haklısın. Ama kendime yalan söylemekten başka çarem yok Mattsun, anla beni."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love lockdown / matsuhanaiwaoi
FanfictionO, iri gözlere ve boyası akmış, pembe saçlara aşık oldu. O, sahte gülümsemelere ve güzel yüzlerin ardına saklanan göz yaşlarına aşık oldu. O, esmer tene ve korkuları gizleyen sahte cesarete aşık oldu. Matsukawa Issei, üç farklı oğlana birden aşık ol...