Abisinin arkadaşı Sinan'ı gördü bir ara, sonra arabada gittiğini, hayal meyal başka şeyler . Kendine geldiğinde Defne yanındaydı ağlıyordu...
''Sen nasıl geldin?''
''Aradım Sinan açtı olanları anlattı hemen geldim merak etme.
Kalkmak istedi olmadı."
"Efe... Efe nasıl, nerede? Bana onu söyle... Ona git çabuk, yalnız şimdi."
"Tamam sakin ol abim yanında, ameliyattan daha çıkmadı. Çıkınca bize hemen haber verecek."
"Abin orada da sen neden burdasın? Defne sen onun kardeşi değil misin? N'olur abime git, abime git..." bayıldı yine... Kendine geldiğinde Defne yoktu, başkası vardı. Telefonla konuşuyordu.
"O civardaki bütün kameralara bakılacak. Her şey, her yer, tek tek kontrol edilsin. En ufak bir atlama istemiyorum..." Döndü Esma'ya baktı. ''Sonra ararım seni.'' dedi kapattı.
Esma acele kalkmaya çalışıyordu. Neden yatıyorsa, neden buradaysa? Efe olsa onu yalnız bırakıp rahat rahat yatar mıydı?
"Dur kımıldama sakin ol..."
"Ne saçmalıyor bu, neden sakin olacağım, neden duracağım? Abime gitmem lazım, beni bekliyordur. Neden gelmedi diye merak ediyordur."
"Sen kimsin karışma bana!"
"Ben Defne'nin abisi bana güvenmemişsin. Defne Efe'yi bekliyor, bende buradayım. Seni yalnız bırakamazdık." Tamam diye başını salladı. Sandalyeye oturmasına yardım etti ve ''Sen sakin oluyorsun bende seni abine götürüyorum ameliyat bitmek üzeredir şimdi."
Ameliyathanenin kapısında amcası, Sinan ve Defne vardı. Diğerlerinin yokluğu hiç aklına gelmedi. Yengesi, Zafer, Pınar umurunda değiller. O aklımı oynatmadan abisinin iyi olduğunu söylesin birileri... Kapı açıldı. Bir doktor çıktı üzgün mü sanki?
"Üzgünüm hastayı kaybettik..." Kimi kaybetmişler başkasıda mı varmış orada...
"Defne bana bakıp durma! Abimi sor, başkalarından bize ne? Abim değildir o, Efe'yi sor. Efe değildir o...
Zaman... Zaman... Acıları yaşarken dakikaları yıllarla çarpan mutlulukları çabucak bitiren zalim zaman. Abisine nazlanırdı şımarırdı ne kadar olmuştu ki, ne kadar geçmişti ...
''Efe deyince kızıyor musun doğruyu söyle.''
''Neden soruyorsun şimdi.''
''Kızıyorsan hep abi derim.''
''Kardeşlerin prensesi, abiymiş, Efeymiş, oymuş buymuş hepsi hikaye. Abi diyenimde çok Efe diyenimde. Sen de her şey güzel ya sen kafana göre takıl. Yaşıyorsam mutluysam, sen varsın diye..." Kocaman gülümsedi. Efe kocaman gülümserdi ona, konuşur, dinler, anlardı onu. Ruhunu okurdu o. Annesi, babası, abisi, sırdaşı her şeyiydi o. Ne kadar kolay söylediler. ÖLDÜ= KAYBETTİK= Esma bitti. Haberleri yok ki. Esma öldü...
"Babacım gitmesen olmaz mı? Ben seni çok özlersem ağlarım biliyorsun."
"Gel bakalım kıvırcık bir sarılalım senle, ben yokken Efe ile sarıl, bana sarılmış gibi olursun zaten..." Annem... Yok... Babam... Yok... Efe... Yok... Efe yok..!
"Esma kendine gel..." Defne sarsıyordu onu, oysa tekrarlıyordu... "Efe yok." Sağa sola bakıyordu. Sinan... Sinan yanında ve silahı... Sinan'dan silahını hızlı bir şekilde aldı. Ama bir el ondan daha hızlıydı. Elinden hemen aldı.
Gözlerini açtığında yine O vardı Defne'nin abisi:
"Kalk artık topla kendini. Abini son yolculuğuna sensiz mi gönderelim. Yapayalnız. O seni yalnız bıraktı mı hiç?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Sevda
No FicciónEfe'nin ölümünden sonra yalnız kaldığını sanıyordu yalnız ve korumasız .....Abisinden kalan farklı bir mirasla ölümünden sonra bile abisinin kendisini koruduğunu anladı.Ondan geriye kalan canı pahasına kardeşini koruyacak arkadaşıydı .....