Sabah gözüme giren güneş ışınları yüzünden değil camımdan gelen seslerden dolayı uyandım.
Kalkıp perdeyi açtığımda beklediğimin aksine sabah değil gece olduğunu fark ettim
"pişt"
gelen sesle başını aşşağıya eğdiğimde sevgilim Caner olduğunu gördüm
"Bebeğim?"
uyku mahmuru sesimle Caner'e cevap verdim.
"Seni özledim geleyim dedim bitanem aşşağıya gelsene."
İki dudağımın arasından çıkan kıkırtıya engel olamayarak
"geliyorum sevgilim"
Parmak uçlarımla merdivenden aşşağıya inerek kapıya ulaştım parmak uçlarımda yürümemin sebebi ailemden gizli çıkıyor olmam değildi böyle şeyleri sorun eden bir ailem yok aksine babam diyarbakırın önde gelen bi aşiretin eski ağası olmasına rağmen kesinlikle feminist bir düşünce yapısı var
sadece onları bu saatte rahatsız etmemek için parmak uçlarımda yürüyorum dışarıya adımladığımda Caner'i göremedim
"nerede bu çocuk ya"
diye sitem ettiğimde biraz ileride hamağa oturmuş olduğunu gördüm onun yanına ilerlediğimde kollarının birini açıp beni yanına çektiğinde hamakta oturmuş onun bir kolunun altındaydım.
"Sevgilim"
"Söyle Adem"
"Bu saatte hayırdır"
"Babamla tartış...."
Canerin sesini bölen bahçe kapımızın şiddetle açılması ve kapının duvara vurarak çıkarttığı tok ses oldu.
Endişeli bakışlarımı kapıya çevirdiğimde
içeriye adımlamış bir adam gördüm.Koyu lacivert hafif darlığında pantolonu beyaz spor ayakkabılar beyaz gömlek ve elinde bir tabanca.
Gördüğüm tabanca korkulu gözlerimi adamın yüzüne çevirmeme neden olduğunda kasılmış çene kasları simsiyah saçları ve esmer teni özellikle sinirden kısılmış koyu kahve gözleri endişemi korkuya çevirmeme sebep olmuştu.
sesli bir yutkunmaya engel olamadım
Korkudan ne konuşabiliyor ve bir tepki verebiliyordum henüz ilk defa gördüğüm 25 yaşlarında olabilecek bu adam korkudan dilimi kenetlememe sebebiyet vermişti.
Zorlukla bulduğum sesimle
"Can...Caner"
korkumu oldukça belli eden ses tonuyla canerin kolunu sıktığımda bakışları bize dönmüştü bir an bile duraksamadan adam bize doğru adımlamaya başlamıştı.
Önümüze doğru sert ve büyük adımlarla ilerlerken ben Caner'in kolunu sıkmaya devam ediyordum.
Adam birden kolumdan tutup beni kaldırdığında tepki verememiştim çünkü şuan damarımdaki kanların yerini korku aldığına eminim. Caner'le ne olduğunu anlamak istercesine birbirimizin gözlerine bakarken gözlerimizin ayrılmasına sebep olan şey
Sert ve yabancı bir ses tonu "Bana bak puşt"
Bakışlarımı o adama çevirdim bu büyük adamın ellerinin arasında bedenim kaybolmuştu.
Gözleri benim yüzümün aksine Canerin üzerindeydi"Hemen buradan siktir olup gitmezsen beynini delecek olan bir mermiyle karşılaşacaksın.
Caner şaşkın gözlerini bana çevirdiğinde üzerindeki şoktan çıkmış bir şekilde hamaktan kalktı ve korkusuz bedenini adamın önüne dikti
"Haklısın aslında beynimi delecek bir mermi istemem sevgilimden ellerini çek ve gidelim"
"Zorluk çıkartma lan pezevenk, siktir git"
hırlarcasına çıkan ses tonunu benim gözlerime bakarak söylese korkudan bayılırdım herhalde Caner eski kendine güvenini kaybetmiş şekilde 2 adım geriledi ve tereddüt akan ses tonuyla
"Aden'in üzerinden ellerini çek "
büyük adam elindeki silahı Caner'e doğrultmuştu ki sonunda bulduğum ses tonumla ufak bi çığlık kopartıp
"Sevgilim lüt..lütfen git"
"Aden bu adam kim! Tanıyormusun sen bunu??"
Büyük adama gözlermi çevirdiğimde benim aksime hala Canere silahını doğrultmuş
"Caner sana git dedim"
Caner gözünü adama çevirdi sonra tekrar bana döndü ağzını birşey söylemek istiyor gibi açtı fakat sonra tekrar kapattı arkasını dönüp uzaklaştı.
Yanlış anlamıştı bu tanımadığım adamla aramda birşey var sanmıştı
Yüreğim Caner gitme diye bağırabilmek için Caner beni bu adamla bırakma korkuyorum beni de götür ben bu adamı tanımıyorum sevgilim diyebilmek için haykırdı ama tek yaptığım gözlerimdeki yaşı silmek oldu.
Çünkü biliyorum ki bunları söylesem Caner gitmez ve o adam onu vururdu. Gözleri korkusuzum ben diye bağırıyordu cani adamın
Caner gitti bu adamla yanlızsın Aden büyük bi adamla yanlızsın..
"Be..benden ne is..tiyorsun"
"Senden birşey istemiyorum Aden Karahan seni istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİRET-bir berdel hikayesi-
ChickLitNasıl bir şeyin içine düşürdün sen benim Abim? Ah bir bilsen benim hissettiklerimi. Ah bir bilsen içimdeki acıyı, dışıma bir türlü atamadığım o feryadı. Gözlerimden de mi anlamadım be abim. Bilmezmisin ben karşı gelmeyi bilmem. Bilmezmisin öl desen...