"Benimde. Ben bu hocanın var ya sülalesini dıt dıt yani. Miye gebermedi bu hoca ya o kadar beddua ediyorum nereye gidiyor bu beddualar?"
"sen daha tutacak diye benle salak."
"Bekliyorum zaten."
Gülümseyip kafamı sağa sola salladım.
"Neyse ben geliyorum birazdan."
"Nereye?"
"Sence?"
Dedim tek kaşımı kaldırarak.
"İçme lan şu zıkkımı. Ölcen gitcen sonra."
"Ne güzel işte."
"Tövbe de lan."
"Tövbe."
Diyip çantamla birlikte çatıya çıktım. Göz önünde olmayacak bir yere geçtim. Çantamdan sigaramı alıp yaktım. Gözlerimi kapatıp dumanı üfledim
(aq benden bu kadar sigarayı gerçekten sevmiyorum.)
"Ufaklık sende içiyorsun demek."
Tam karşımda arda vardı. Onun elindede vardı.
"Evetde sanane."
Ay bak şuan baya yakışıklı yanlız. Dumanı dışarı üfleyince onu sanki çok tanınan bir ünlüyü izleyen kızlar gibi izlemeye başladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. . . . . . . . . . Sılanın yüzü. . . . . .
"Bana öyle bakmaya devam edecekmisin?"
Dediğinde sırıtarak o zaman kendimi topladım.
"Nasıl bakıyormuşum ben?"
"Aşık gibi."
"He he kesin öyle."
Dediğimde tekrar sırıtıp sigaradan bir duman daha aldı.
Bende elimdekini söndürüp ayaga kalktım.
"Hadi bay bay."
Diyip yürümeye başladığım. Tam kapıdan çıkacakken kolumdan tutup duvara yaslayıp elini duvara yasladı.
"Soruma cevap vermedin?"
Ah evet dün kaçıp gitmiştim. Şimdi nasıl kaçcam acaba. Ayşe nerdesin ya en olmadık zamanda geliyon şimdide lazımsın aq.
"Sıla tamam yeter artık sana bir tane." diye açınca ayşe kapıyı ne kadar mutlu oldum anlatamam. Ayşe bizi görünce şok olmuş bir şekilde bakmaya başladı.