Bir Gün Anlarsın / 4(Veda)

199 21 27
                                    

Sevgili Günlük,

     Son kez buluşuyoruz galiba. Anın önemine upuzun yazılar yazmak isterdim ama kollarım izin verir mi bilmiyorum.
  
      Mezuniyet Balosu vardı dün. Zar zor izin alıp gittiğim balo. Yaa başım çok ağrıyor. Yeter ama canımı al artık Allahım. Yüz bin umudumu da kaybettim bu sabah.

     Ben süslenemedim baloda. Herkesten uzak durup, pastalardan hiç yiyemedim. Dönem başından ne heveslerle aldığım elbise hiç giyilmedi. Ali ise yepyeni bir kızla katıldı baloya. Sapsarı saçları, omzuna geliyor; elbisesi göz kamaştırıyordu. Aynı ligte bile değildik. O masal prensesleri gibiydi ben ise yolu düşmüş de uğramış gibiydim.

     Hoca dayanamadı öyle durmama. Elimden tuttuğu gibi piste götürdü. Her  şeyden  haberdarmışcasına Ali'nin kollarına bıraktı. O an dünyanın en mutlu insanıydım ama sadece o an. Ali tuhaf bakışlar atıyordu. Sessizce,
"Hasta bakıcısı mıyım ben ? " dediğinde dizimin bağı çözüldü. Bir anda burnumdan kanlar geliyor her hücrem ayrı ayrı sızlıyordu. Ali korkuyla eğildi. İlk kez gözleri gözlerimi bulmuştu belki de. Ben alışıktım bu durumlara günlük, onun bana bakmasına değildim sadece. Öyle derin bakıyordu ki gözlerime, hasta olmasam beş sayfamı alırdı anlatmam.

    Akan kanlar yere dağılan saçlarımın arasına karışırken kendini toparlayan Ali ikinci darbesini vurdu.
"Of itici saçların uzun olmasa kanı daha rahat görebilirdi . Şimdi her yerde. "
Ve ben tam da o an öldüm günlük. Tam da o an veda ettim dünyaya ruhen. Beden ölümüm de gerçekleşince büsbütün kopacaktım bu iğrenç yerden .

      Sarı saçlı kızın elbisesi uzun olduğu için mi rahatsız olmuştu kandan bilemesem de bu sabah kuaför aldı saçlarımı. Birkaç saat sonra hastaneye gidiyoruz. Son umudu kullanacağız galiba . Daha doğrusu annemin son umudunu. Annem, babam her şeyim ama ölüyorum, bunu saklayamam öyle değil mi?

      Şimdi o nefeslerin tutulduğu ana geliyoruz. Can dostum, her derdimi dinleyenim,  ilk aşkımın ilk şahidi hoşcakal. Geçen sefer dediklerim hâlâ geçerli. Veda denmesin buna yine güzel olalım yine çiçek.

      Son kez Sezen şarkısı ile veda edeceğim sana,

"Vazgeçtim gözlerinden 
Vazgeçtim sözlerinden 
Bir ah de yeter 
Sessizce, kimsesizce gönderdim dudaklarımı 
Öpme, al yeter "

   Mavi gözlü  adamın kuruyan göz pınarları tekrar faaliyete geçti. Kalbimi al diye bağıran adam şimdi de ruhunu al diye bağırıyordu. Yaşlı kadının da ondan bir farkı yoktu.

"O şimdi nerede? " varla yok arasında sorduğu soru karşısında yaşlı kadın daha da şiddetlendirdi ağlamasını.

"O yirmi yıldır melek."

   Bu cümle ile daha ne kadar yanabilirse o kadar yandı kalbi.
Yaşlı kadın bu mahzunluk üzerine devam etti cümlelerine.
"O-o çok er-erken gitti. Elbisesi var-vardı mezuniyet i-için giyemedi. Saçını yapmadılar onun. Her - herkesin yaptılar. Onun sa-saçları en...."
Kadın devam edemedi, sadece ağlıyordu sadece.

Adamın hüznü ise bambaşkaydı. Ölü birine aşık olunabilir miydi? Acıyor muydu , seviyor muydu ?

"Ben çok özür dilerim." dedi zar zor. Yaşlı kadın adamın mavilerine dikti gözlerini.
"Ama o geri gelmedi."

Adam taşıyamıyordu büsbütün. Canı çok yanıyordu.

Tam o sırada yaşlı bir adam geldi yanlarına. Yaşlı kadının kollarına girerek söylendi bir yandan.
"Dayanamadın değil mi ? "

"Bil-bilsin,  kızıma ne-neler yaptığını..."
Yaşlı adam zar zor susturdu kadını. Onlar uzaklaşırken kafayı yeme aşamasına geliyordu mavi gözlü adam.

Yiyordu belki de. Kendisini böylesine seven bir kıza yaptıklarını duyunca kafayı yiyordu. Kendini hissetmiyordu artık. Pişmanlıkları çelme takıyordu ona , ayakta kalmasına imkan vermiyordu. En ağırı da  ölen birine aşık olarak kafayı  yiyordu.

      Keşke diyordu, ölmeseydi.  Ne hayaller kuruyordu içinden. O gece diyordu sarılsaydım ona diyordu. O gece olmasaydı diyordu. Kafasını meşgul eden hep o oluvermişti birden.

      Günlüğün son sayfasında kısa bir notu gördüğünde hazine bulmuşcasına sarıldı nota.

Sevgili Ali

        Son olarak sana da yazmak istedim uzunca cümleler. Fakat ne yazsam Ümit Yaşar Oğuzcan yazmış kadar yerini bulmayacaktı muhakkak.
"Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın. "

İkinci kez bir hikayenin sonuna gelmiş bulunmaktayım. İnşallah beğenirsiniz 😍❤💕💎

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Alsel Hikayeleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin