Öncelikle herkese merhaba! Ben bir süredir instagramda minik minik YılKe kurguları paylaşıyordum (hesabım, wattpad_yilke) Vee, EvaSherwood9 çok ısrar etti bir YılKe kitabı yazmaya başladım. Hikayemi de ona ithaf ediyorum. Seni çok seviyorum birtanem!♥
-
Yıldız sıkıntıyla iç geçirdi ve faytonun dışarıyı gösteren tarafına doğru başını eğdi.
"Sıkıldınız mı?"
Yıldız gözlerini devirerek karşısında oturan Mustafa Sami'ye baktı.
"Biraz durup, hava alalım mı?"
Mustafa Sami gülümsedi ve Yıldız'ın ince elini kavrayıp varla yok arası bir öpücük bıraktı.
"Sen nasıl istersen zevcem."
Yıldız gülümsemeye çalıştı ve Mustafa Sami'nin komutuyla hemen faytondan indi. Yüzüne çarpan soğukla omuzlarında bir ceket hissetmesi bir oldu . Arkasını döndüğünde Mustafa Sami'nin gülümsediğini fark etti. Tepki vermeden yürümeye başladı. İkisi de hiç konuşmadan yürürken büyük bir uğultunun yayılmasıyla sesin geldiği yöne doğru döndüler. Mustafa Sami, Yıldız'ı kolundan çekip bir ağacın arkasına götürdü.
"Yunanlar, gelmiş!"
Yıldız endişeyle ağacın sol tarafından kafasını uzattığında yunan üniformalı askerleri gördü.
"Ne olacak şimdi?"
Mustafa Sami kafasını sallayıp bilmediğini belli edince Yıldız derin bir nefes alıp ağaca yaslandı. Etrafa silahlardan gelen ateş sesleri yükselirken Mustafa Sami onların arkasından başka bir faytonla gelen arkadaşını yerde hareketsiz gördüğüne yemin edebilirdi. Önüne dönüp cebindeki tabancasını çıkarttı. Tekrar ağacın yan tarafından baktığında yerde yatanın arkadaşı olduğunu anladı ve kendine hakim olamayarak oturduğu yerden kalktı. Arkadaşına doğru koşarken önüne çıkan birkaç yunan askerini vurdu. Yıldız kendine gelince Mustafa Sami'nin arkasından koşmaya başladı. Mustafa Sami arkadaşına ulaşınca yere çöktü ve onlara koşan Yıldız'a bağırdı.
"BİR ŞEYLER YAP YILDIZ!"
Yıldız onların yanına ulaşabildiğinde eğildi ve yerde yatan adamın karnındaki kurşun yarasına baktı. Çantasındaki bezi çıkardı ve kanayan yerin üzerine koydu. Etrafa tekrar kurşunlar yağdırılırken ikisi de başını eğdi. Yıldız yaralı adama müdahale etmeye çalışırken bir ateş sesi çok yakınında duyuldu. Yıldız eşarbından çıkan saç tellerini elinin tersiyle itti ve eline bulaşan kanlara baktı.
"Çok kan kaybediyor, burada onu kurtarmam imkansız! Bana yardım etmen gerek."
Yıldız, Mustafa Sami'den ses gelmeyince bağırdı.
"BANA YARDIM ETM-"
Yıldız arkasını döndüğünde Mustafa Sami'nin de vurulmuş olduğunu fark etti. Birkaç adam üstlerinde asker üniforması olmamasına rağmen Yunan askerleriyle çatışmaya girmişti.
"HAYIR!"
Yıldız tam Mustafa Sami'nin yanına gidecekken omuzlarından tutulup kaldırılmasıyla kendini Yunan askerlerinin yanında buldu.
"BIRAKIN BENİ ALÇAKLAR!"
Yıldız çöktüğü yerden kalkacakken omuzundan bastırılmasıyla kalkamadı. Bir yunan askeri ona doğru eğildi ve,
"Kumandanın oğlu yaralandı, sen hemşiresin belli ki. İyileştireceksin onu."
Yıldız önünde acıyla kıvranan adama baktı. Üzerinde bir yunan üniforması yoktu.
"ASLA! ASLA YAPMAM!"
Kafasına birden birkaç silah dayatılınca gözlerinden akan yaşlara izin verdi Yıldız. Yavaşça adama doğru ilerledi ve ceketinin yakalarını ittirdi. Gömleğinin düğmelerini hızlıca açıp yarasını inceledi. Derin ve zor bir yara olduğu anlaşılırdı elbet. Çantasından bir bez daha çıkartıp kanları yavaş yavaş temizledi. Kanamanın yavaşladığını fark edince eşarbının bir kısmını yırttı ve biraz adama doğru eğilerek karnını eşarbıyla sardı. Daha sonra askerlere dönerek,
"Hastaneye gitmesi gerekiyor!" dedi. Başlarında duran asker işaret verdiğinde adamın koluna girerek faytona bindirdiler. Yıldız yerden kalkıp kaçacakken asker onu kolundan yakalayıp faytona bindirdi.
"Hastaneye kadar onunla ilgileneceksin."
Yıldız karşısındaki askerin kendisine doğrultmuş olduğu namlusuna baktı ve Allah'tan sabır diledi. Yanına yatırılan yaralı adamın karnındaki bez'e götürdü elini. Adam gözlerini hafifçe araladı ve karnındaki eli göğsüne koydu. Tam kalbinin üstüne.
"Lütfen beni kurtarma. Daha fazla dayanamıyorum. Lütfen kurtarma beni."
Yıldız dudaklarını aralamışken namlunun tekrar doğrultulduğunu fark etti.
"Konuşamazsın. Ali Kemal Bey'e tek kelime dahi edemezsin."
"A-Ali Kemal mi?"
Ne yani, hayatını kurtardığı bu adam Türk müydü? Yıldız kafasındaki karmaşalarla tekrar yaralı adama döndü.
"Kurtarmak zorundayım." diye fısıldadı.
İşte ikisininde hayatının hikayesi başlamıştı, tam burada. Kalplerinde, yaralarında ve kaderlerinde. Onlar çoktan bir bütün olmuşlardı..
-
Umarım, beğenmişsinizdir! Yorumlarınızı merak ediyorum♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtarış & YılKe
Fiksi PenggemarYıldız ve Ali Kemal aslında birbirlerini hiç tanımasalardı, kader onları birleştirseydi? Bu hikaye @EvaSherwood9 'a ithaf edilmiştir.