Hey hey bu ne ya? Of lanet olsun . Güneşten nefret ediyorum! Ah tanrım bu ses de ne ? Gözlerimi zorlukla araladığımda katyin dolabımı karıştırdığını ve ne çıkarıyorsa lanet okuyarak geri koyduğunu gördüm.
Tanrım uykumda kaçırmıştı bu kız.
"Katy ne oluyor sabahın köründe? "
"Sabahın körümü? Tanrım saat 7.00 avril!"
" Aa ben nasıl farkedemedim . Çok uyumuşum! şimdi gözlerimin altı kırış kırış olacak! Olamaz!"
Alayla karışık cümleme katyin verdiği tek cevap şu olmuştu.
"Dalga geçme av."
Katy azıcık kalan uykumuda kaçırmıştı. Ayıcıklı patiklerimi giydikten sonra banyoya saçımı karıştararak varmıştım. Dişlerimi fırçalarken kötü koktuğumu hissetmiştim. Küvete girip duş almamı öneren iç sesime uyup banyoya girdim. Hindistan cevizi ve vanilya kokulu duş jelerimi vicuduma bocala ettikten sonra saçlarım nane kokulu şampuanımı sürdüm. Vicudum kırış kırış olana kadar suda kaldıktan sonra buz gibi su ile tekrar yıkandım. Şimdi neden soğuk su ile yıkandığımı düşüneceksiniz değilmi? Çünkü soğuk su vicudu sıkılaştırır. Iyice yıkandıktan sonra dolabımdan temiz bornozumu ve iç çamaşırlarımı giyerek aşağı indim. Kıyafetlerimi giymeyecektim çünkü katy bana kendi dolabından bir kombin oluşturarak vereceğini söylemişti. Aşağı indiğimde mutfaktan çıkan buharları ve hindistan cevizi ile vanilyanın birleştiğinde oluşan o kokuyu bile büyük fark ile geçen o kokuyu içime çektim. Bu yemek kokusuydu. Ve benim hayatımda en çok sevdiğim hobim yemek yemekti. Ne kadar yemek yemeyi sevsemde, tam olarak formumdaydım. Ben düşüncelerimle boğuşurken mutfağa girdiğimi ve gözlerim ile ellerimi krep tabağına bilinçsizce uzattığımı katyin elime attığı tokat ile fark edebilmiştim .Acı bir inlemeden sonra ölümcül bakışlarımı ona doğrulttum. Ikimiz uyumlu bir çifttik o yemek yapmayı bende yemeyi severdim . Hata bu konuda tek farkımız çıkan bulaşıkları ve masayı toplamayı ikimizde sevmezdik. Bir günaydın faslından sonra katy bana uyumladığı kıyafetlerini verdi.
"Oha bunları ben giymem. Şu gömleğe bak hiç giymeseydim hele pantolona bak yırtık moda olabilir katy. Ama bu fazla değilmi biraz?"
"Pantolon isteyen sendin av. Mızıkçılık yapma."
"Iyiki bir pantolon istedik."
Katyin dediği şeyden sonra hemen üstümü giyindim. Aşağı indiğimde elinde silah olan ve hırsıza doğrultan polis gibi oda elindekiler makyaj malzemeleri ile beni bekliyordu.
"Oh hayır."
"Kaçamazsın av çabuk gel sadece parlatıcı kalem ve rimel sürücem ha bide allık"
"Sadece mi eminmisin?"
"Off hadi "
Katy makyajımı yaptıktan sonra onun mini cuper jeep ine bindik. Bu arabayı seviyordum. Bana oldukça şirin geliyordu.Ajansa geldiğimizde buranın nekadar büyük olduğunu düşündüm
"Hadi av. Seni daha fazla beklersem anca beni sulamaya gelicekler.Ağaç oldum burda ."
"Çok komik kat."
Yapmacık bir kahkağa attığımda ajansa girmiştik. Oldukça işi olan bir bayana katy odayı sorduğunda 34.katta olduğunu duyduğumda kendimi eşek sesi diye adlandırdığımız sesi söylemekten kendimi alamadım.
Burası çok büyük bir göktelendi. Uzun bir asansör faslından sonra -asansörün benim odam kadar olduğunu söylemeden edemeyeceğim- odaya ulaşabilmiştik kapıyı çalıp içeri girdiğimizde oldukça güzel giyinen tasarımcılar ayrıca 3 tane sekreter dosyaları gözünden ayırmayan sekreterler müdür ve müdür yardımcılarını gördüğümde yuh be istesem hepsini bir araya getiremem bir iş görüşmesi için fazla değilmi diye söylenmekten kendimi alamadım. Baya bir iş görüştüğumuzde kimlerin sahneye çıkacağını tekrar busefer müdürden dinlemiştim. 10.gün kimsenin bilmediği bir şarkıcı çıkacağını ve bizim anca o gün bunu öğrenecğimizi belitmiştiler. Sözleşmeyi imzalıyıp tasarımcılar ölçümüzü aldıktan sonra yarın ilk defileye çıkacağımı öğrenmiştim . Eve gittiğimizde yemek yedikten sonra ve katy ile iyi geceler diledikten sonra derin bir uykuya daldım. E tabi öncesinde evrene yarın için iyi bir gün olması dileğimden sonra..