☆six☆

4.4K 560 512
                                    

Bölüm Şarkısı;
Lora - Sen Beş Kuruş Etmezsin

O zaman şarkı benden tüm antilere♥

İstek şarkılar buraya !

★★★

Gelen çığlık sesiyle ikisi de arkasını dönmüştüler.

Kızın biri zıplayarak bağırırken arkasındaki kalabalık topluluk ondan farklı değildi.

"Burda olduklarını biliyordum."

"Jin Oppa!"

"Oppa seni seviyorum!"

Bağırmaya devam ederlerken Jin yapabileceği tek şeyi yaparak Namjoon'un elini kavrayarak koşmaya başlamıştı.

Okuduğu hikayelerde de bazen böyle şeyler oluyordu.

Ve genellikle bir çıkmaz sokak bulup orda gereğinden fazla yakınlaşıp güzel anlar yaşıyorlardı ve kızlar da onları tanımayıp devam ediyordu.

Koşarken etrafa bakınmayı ihmal etmiyordu.

Çıkmaz sokak tabelasını gördüğü anda olan hızını sonuna kadar kullanırken peşindeki bedeni de sürüklemeyi ihmal etmiyordu.

Sokağın başına gelince çöp kutuları olduğunu gördü.

Çöpün yanındaki atılmış büyük iki kapaklı tahta dolap onlara gereken saklanma anını yaşatacak türdendi.

Hızla çıkmaz sokağa girip dolabın yanına ilerledi tam çöp konteynerının yanında olduğu için küçük bir ara kalmıştı ve ikisi oraya rahatça sığar gibi görünmüyordu.

Namjoon'u içeri itip önündeki yerini aldıktan sonra soluklanmaya başladı.

Güzel anı bozan tek şey Jin'in yüzüne batan Namjoon'un şapkasıydı.

Şapkaya elini uzatıp önünü aşağı eğerek Namjoon'un zaten az görünen yüzünü burnuna kadar tamamen kapanmıştı.

Ve görüş açısında sadece dudakları kalmıştı.

Uke olmadığını her zaman biliyordu.

O bir seme kadar güçlü  kuvvetli ve korkusuzdu.

"Buraya doğru koştuklarına eminim."

"İlerideki markete bakalım belli ki bir şey alacaktılar."

"Ne alaka?"

"İnsan bu sıcakta başka neden dışarı çıkar?"

"Haklısın."

Kızların sesleri onlar uzaklaştıkça azalmıştı.

Jin gülümserken birkaç dakikadır karşısındaki yüze baskı yaptığı şapkayı çekmeyi akıl edebilmişti.

Şapkayı kaldırdığında kızarmış bir yüz beklemiyordu.

Hah tam ukeye göre bir davranış.

"Utandın mı?"

Suratındaki gülümseme büyümeye devam ederken Namjoon çıkmak için Jin'in göğsüne ellerini çıkararak hafifçe itti.

Jin ellerini Namjoon'un ellerinin üstüne sabitlerken tekrar sordu.

"Utandın mı dedim sana."

"Çekil."

Namjoon zorlanmış bir ifadeyle konuşurken Jin'in sinirlerine dokunmaya başlamıştı.

"Neden?"

Alay edermişçesine sordu.

Namjoon Jin'i iterek çıkmış ve üstünü silkelemişti.

"Hadi eve gidelim."

Önden yürümeye başlayınca Namjoon arkasından ilerlemeye başladı.

"Süt almayacak mıyız?"

"Yoongi vermiştir ona sütü." (Yoonginin sütü çok acı :d)

Gülerek söylerken Namjoon'un şapkasını kafasına geçirdi.

"Ne?"

"Hiçbir şey bugün krep yemesek de olur."

Evin önüne gelince kapıyı tıklayarak beklemeye başladılar.

İkisi de yanına anahtar almamıştı.

Jungkook kapıyı açtıktan sonra içeri geçtiler.

Herkes salonda koltuklar kurulmuş otururken tek bir kişi yoktu.

Jimin.

"Jimin nerede?"

Jin içeri girip koltukta uzanan Taehyung'un yanına gidip bacaklarını çekmesi için bacaklarına vurduktan sonra oturmuştu.

"Odasına kitledi kendini çıkmıyor"

Hoseok'un verdiği cevap üzerine Jin tekrar sordu.

"Neden?"

Soruya Yoongi hariç herkes bilmiyoruz dermişcesine omuz silktikten sonra belli bir süre sessizlik olmuştu.

"Jin sa ğolsun beni üstüne fırlatınca istemeden bir şey oldu."

Herkes aynı Yoongi'ye 'Ne oldu?' dermişcesine dönünce Yoongi sesli bir nefes verip devam etti.

"Yanlışlıkla öpmüş olabilirim."

★★★

Kendimi dizinin en güzel yerinde bitiren yönetmen gibi hissediyorum.

Ve bir şey farkettim çoğu yazar bölüm öncesi ve sonrası benim gibi konuşmuyor sizi sıkıyorsa söyleyin direk bölüme geçebilirim :/

Önümüzdeki bölümden sonra textinge dönüyoruz grubu özlediniz umarım.

Yorumlarınızı bekliyorum ♥

Fake Account | Namjin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin