y/n: hey there demons its me ya boy,,, geri döndüm jxjjfz notun çok aptalca diğer yarısı için aşağıya bekliyorum jdjxj :*
-
Onu bulanın Zayn olacağını biliyordu. Çünkü Niall çoktan beş burbon gömmüş olmalıydı. Oli’nin en yakın arkadaşının içine düştüğü bu kara delikten haberi bile yoktu. Perrie ve Jesy ise denemekten sıkılmışlardı.
Durum şuydu ki, Louis Tomlinson bu gece nişanlanıyordu. Ani bir karar değildi bu. Hakkında uzun süre düşünmüş, en sonunda yapayalnız kalktığı bir ekim sabahında hayatına birini sokması gerektiğine karar vermişti. Tam 35 yaşındaydı, flörtlere ve tek gecelik ilişkilere olan ilgisi azalmıştı ve artık yalnızlığı sabahın beşinde içki dolu masalarda şaka konusu olacak kadar bile komik değildi. Bıkmıştı. Her sabah yanında gördüğü boş yastıktan, boş odalardan, boş salonundan ve lavaboda duran tek bir kirli tabaktan usanmıştı. Hayatına böyle devam edemezdi.
Tanıdığı hemen herkes bu kararından memnundu. Kız kardeşleri bunun ona iyi geleceğinden emindiler. İş arkadaşlarından her gün tebrik mesajları alıyordu. Niall bile bir süre sonra bunun Louis’nin verdiği en korkunç karar olmadığını kabullenmek zorunda kalmıştı.
Tereddütle aldığı her kararda olduğu gibi şüphelerini saklayamadığı tek kişi Zayn’di. Zayn’in bir çeşit ondan saklanan her şeyi görüp sakin bir anda onları acımasızca yüzünüze vurma yeteneği vardı. Kararını ona açıkladığında tabii ki ilk söylediği şey Louis’nin en çok üstüne düşünmemeye çabaladığıydı.
“Onunla evlenemezsin.” demişti keskin gözlerini Louis’ninkilere dikip. “Başka birini özlediğini biliyorum, ikinize de haksızlık edeceksin. Bu hiç adil değil.”
Haklıydı. O Zayn’di ve bir şekilde her zaman haklıydı fakat bu sefer Louis’nin göstermeye korktuğu devasa bir sırrı öylece ofisinin ortasına yayıvermişti. Kaçmaya çalıştığı bir korkuyla yüzleştirmişti, kapana kıstırmıştı, canını yakmıştı.
Louis ofisi hiçbir şey demeden terk edip gittiğinde ikisi de bu konunun bir daha asla açılmayacağını biliyordu.
Onu bir bar balkonunda gecenin bir yarısı uğurladığından beri Louis için yaşayabilmenin en kolay yolu Harry’yi hiç tanımamış gibi davranmaktı. Onu bekleyeceğini söylemişti. O an söylenecek en doğru şeymiş gibi gelmişse de gözüne, Louis bunu yapamıyordu. Onu bekleyemezdi. Onu öptükten sonra Harry’nin de ondan böyle bir şey beklemeyeceğini bir şekilde biliyordu. O gece yaşananlar bir vedaydı. Louis bunu kabullenmiş ve hayatına devam etmişti.
Parmağındaki nişan yüzüğünü bir tur çevirip hayatına devam ediş şekline baktı. Keşke zamanı ileriye sarabileceği bir çeşit makinesi olsaydı. O zaman yıllar sonraya gidip bugün yaptığı hatanın büyüklüğünü öğrenebilir ve eğer bundan hemen şimdi vazgeçmesi gerekiyorsa geçerdi.
Ama öyle bir makinesi yoktu. Onun yerine Zayn’i vardı.
Yanına oturan arkadaşına bakmadı Louis, yüzüğünü çevirmeye devam etti. Bir süre sessizce oturup önlerindeki şehrin ışıklarını izlediler mart rüzgarı eşliğinde. Sonra Zayn ona bir sigara uzattı. Louis düşünmeden kabul etti.
“Güzel bir akşam.” diye konuştu Zayn sigarasını yakması için çakmağı uzatırken. Louis başıyla onayladı, çakmağı alıp sigarasını yaktı ve uzun zamandır aldığı en derin nefesi çekti ciğerlerine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smarty
Fanfiction"O kadar da büyük değil biliyorsun." Dudakları hafifçe Harry'nin alnına değdi. "Londra." Harry, başını biraz kaldırıp gözlerini mavi irislere dikti. "Belki de ben çok küçüğümdür." Louis'nin ince dudakları kıvrıldı. "Büyüyeceksin." dedi ve bu sefer d...