I Would

383 7 2
                                    

Pekala bunun şu ana kadar gördüğünüz 80.239'uncu Marcel hikayesi olduğunu biliyorum ama lütfen derin bir nefes alın ve Marcel'i bir de benim bakış açımdan okumayı deneyin lütfen. Açıkçası şu hayatta Harry'den daha çok sevdiğim bir erkek varlık varsa bu da Marcel'dir sanırım. ;) Tuhaf bir şekilde ona bayılıyorum. Keşke ciddi anlamda Harry'nin kardeşi veya kuzeni falan olsaydı ya da gerçekten öyle birisi olsaydı demediğim zaman yok sanırım. :) Bu resmi olarak yayınladığım ilk hikaye ve ben bunu benim için özel olan bir kişi için yazdığım bu hikayede deneyimlemek istedim açıkcası.

Bunun yayınlamaya cesaret ettiğim ilk hikaye olduğunu açıkladım burada diyede hemen kapatmayın lütfen. ;P Açıkçası biraz denemek amaçlı yayınladım bu hikayeyi yani bunun anlamı 0 okuyucu bile olsa ben belirli aralıklarla yeni bölümü yayınlayacağım demek oluyor. Ama hani orada bir yerlerde tesadüfende olsa birileri okumuşsa yorum yapmasını çok isterim gerçekten hepinizin hikayeler konusunda uzmanlaşacak kadar çok okuduğunu biliyorum hatalarımı yüzüme vurma konusunda çekinmeyin iyi-kötü her türlü yoruma açığım.

Son olarak bu hikaye bir Harry Styles fanfiction'ı değildir sadece Harry'yi BSE'daki hikayeminde çıkış noktası olan Marcel karakteriyle düşünün diğer karakterleri sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

1. BÖLÜM

"Peki ya sen?" dedim gözlerimi utanmazca suratına dikmiştim. "Bilmem" dedi "nasıl anlamam gerektiğini hiç bilmiyorum". "Gerçekten aşık olup olmadığın hakkında bir fikrin yok mu?". Arsız bir merak içimi kemiriyordu her şey iç sesimin bana aşık olup olmadığını merak etmesiyle başlamıştı ve ben şimdi ona aşkın nasıl bir şey olduğunu anlatıyordum.

Gözlerime suratını inceleme emri verdim. Dudakları, burnu, gözleri, gülünce ortaya çıkan dünyanın en güzel kusuru olan gamzeleri işte aşkın tarifi buydu benim için aşk oydu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve onun gibi gözlerimi yıldızlara sabitledim. "Aşk" dedim. Bakışlarını bana kenetlemişti hafif hafif verdiği nefesler nazikçe yüzümü okşayıp dağılıyor ve kafamı toplamamı zorlaştırıyordu...

Sabah güneşi kara yağmur bulutlarının arasından aşıp tam da benim gözlerime vuruyor ve "Uyan artık koca bebek sabah oldu" cümlesini kendi kendime tekrarlamama neden oluyordu. Zorla gözlerimi aralayabilmiş üşüyen, tutulmuş, kısacası akşamdan kalma vücudumla yeni güne merhaba demiştim. Her zaman uzandığım yatağımdan daha çok sevdiğim beton zemine ve çıkmaz sokak olduğunu haykıran üstü amatör sokak sanataçılarının çizdiği grafitilerle dolu olan duvara bir 'hoşçakal canım' bakışı attıktan sonra evime -sözde evim dediğim yer- doğru yürümeye başladım. Daima paspasın altında duran anahtarla açtığım kapıdan içeri girdim. Her zamanki uzun hole hoşnutsuz bir bakış atıp doğruca odamın olduğu üst kata yöneldim. Bu tutulan omzu sadece sıcak bir duş yumuşatabilirdi.

Banyodaki aynada görüntüm her zamankinden 2 kat daha korkuç görünüyordu. İki haftadır sürekli üzerimde olan deri ceket artık ondan kurtulmam için bana yalvarıyor, siyah sporcu atletim kendini vücudumun bir parçası olduğuna inandırmaya çalışıyordu. Dün üstünkörü yaptığım kalın göz makyajım yer çekimine meydan okumuşçasına aşağı doğru emin adımlarla yol alıyordu. Tepemden topladığım sahte-siyah saçlarımsa dünkü halimden daha sarhoş görünüyordu. Derhal üstümdekilerden kurtulup kendimi sıcak suyun altına attım.

Bugün okul günüydü ve ben geç kalan ucube olmak istemiyordum. Sıcak suyu zorda olsa terk edebildiğimde derin bir nefes alıp bu rahatsız edici ıslak-çıplak halimden kurtulabildim. Ayağıma geçirdiğim postallara flörtöz bakışlar atarken;

"Hey Cassandra". Açık unuttuğum kapıdan içeri bakan DNA'larımız dışında hiçbir bağımız olmayan babam bana Cassandra diyen tek ve biricik insandı.Yüzünde nadiren gördüğünüz sırıtışıyla bana bakan babam sonunda niye burada olduğunu belli etmiş "bu akşam bir toplantım var eve gelmeyeceğim beni bekleme" demişti. Başımı onaylarcasına salladım ve gülmemek için kendimi zor tuttum. Pekala aramızdaki ilişki oradan nasıl görünüyor bilmiyorum ama ben babamı, eve gelmemesine bahane olarak uydurduğu toplantıların içeriğini çok iyi bilecek kadar iyi tanıyordum kesin şirkete yeni bir bayan eleman gelmişti ve benim sevgili yardımsever babam ona şirkette işlerin nasıl yürüdüğünü anlatan bazı pozisyonlar gösterecekti ;) . Evet nerden mi biliyorum çünkü bu toplantıları genellikle bizim evde olurdu ve sevgili babam benim uyuduğumu düşünerek -yada inanmak istediği şey buydu- etkileyici İngiliz aksanıyla söze başlar ve işin sonunda konuşmak yerine uygulamalı derslere geçerdi. Eminim şimdi babamı benden bile daha çok seviyorsunuzdur değil mi?

"Seni bırakmamı istermisin diye soramayacağım çünkü biraz daha oyalanırsam geç kalacağım". En içten halimle gülümsemeye çalıştım. "Ha birde garajdan uzak dur! Uslu bir kız ol ve babanı bir daha üzme". Bir an olsun tereddüt etti ama sonunda yanıma gelip yanağıma yarım bir öpücük bırakıp gitti.

Geçen hafta yaptığım sözde küçük yaramazlıktan dolayı geniş araba koleksiyonu benim için kilit altına alınmıştı. Açıkçası umrumda değildi züppe bir 17'lik gibi görünmektense sıradan bir ergen olarak algılanmak bana daha uygundu.

YANLIŞ bir karar az önce yoğun bir özgüvenle söylediğim her şeyi geri alıyorum. Bu yağmurda şemsiyesiz gezmek görünen o ki sadece bana özgü bir normal ergen hareketiydi. Her mevsim yağış alabilme kapasitesine sahip bir ülkede yaşıyorken yanına şemsiye almamak fazla turist işiydi.

Okul yolunun %75'ini geride bırakmışken yanımda duran mercedesin klasik modellerinin birinin içinden Sam'in kafası çıktı. Açıkçası ürkütücüydü.

"Selam bebeğim, sanırım aynı yere gidiyoruz(J ) hadi atla arkaya güzel bacaklarının yorulmasını hiç istemem biliyorsun." Tamam açıkçası evden buraya kadar yürümek çok can sıkıcıydı. Ve bende bu piç kurusunu teklifini hiç reddetmeden kabul edip arka koltuktaki yerimi aldım çünkü ön koltukta Sam'in sadece ona sadık olan pitbullu Raley oturuyordu ara sıra da arkasına dönüp beni süzmeyi denediği an da Sam'in ürkütücü hırlamasıyla önüne geri dönüyordu.

Araba hızla okulun girişine döndüğünde az kalsın birini eziyorduk. Bunun dikkatsizlik sonucu olduğunu düşündüğüm sırada Sam ve Raley'nin kahkası bunun onların oyunu olduğunu açıklıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 16, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I WouldHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin