Birkaç dakika önce, size veya bize çok yakın biryerde büyük bir olay oldu! En başta hikayenin kurgusu için yazdığımı zannedeceksiniz ama değil. Tarihin tekerrür edişi gibi bugün diriliş başlayacak ve kehanetler her yerde yankı yapacak. Bu dirilişin bir tanığa, bir katile ve suşu atmalık bir uşağa ihtiyacı var. Bunları bulmak kimine iki dakika, kimine iki asır gibi gelir. Yalanların aynası, aşkın intikam planları ve diğer tüm duygularım sorguları sürerken bu dönemde bu hikayeyi okumak size büyük zevk verecek...
Bölüm Bir
Mezarlık Görevlisinden, Mezar Görevlisine
Her yerin karanlık olduğunu hayal edin. Yirmili yaşlarda bir kız için korkutu, sokak serserileri için rahatlatıcı, ölüler içinde özgür bir ortama girilir bu karanlıkla birlikte. Bir mezarlık görevlisi, Josh Stonehangan o saatlerde mezarlardan birkaçını inceliyor, birkaçını selamlıyor arada sadece kan kırmızısı gözleri görünen ecel köpeklerinide titreye titreye geçiyordu. Herkesin korktuğu mezarlık, Marrie Marwin' e aitti. Her gece mezarı kilitlenir, dışarı çıkmasını engellemek için inançlarına göre sarımsak yağdırırlardı. Gene o gece yani 13 Eylül Cuma saat 22.59'ta Stonehangan bu durumdaydı. On dakika sonra başına geleceklerden habersiz, yeni doğmuş bir kedi duygularıyla ve rahatça bir uyku çekeceğinin düşüncesiyle kulübesine doğru adımlarını atıyordu. Yeni aldığı ayakkabıların gıcırtısı ile dinlediği eski şarkıları mixlerken bir anda bir hışırtı sesi duydu. Arkasını dönmek istedi ama yanağında süzülen kan damlaları ona hemen bu düşünceyi unutturuverdi. Dudağına damlayan birkaç damlayan kanın tadına bakarken bir anda sağ gözü karardı. Yere inen ilk kar taneleri gibi dökülen kanların ardına kaptıran sağ gözüde aşağı yani mezar taşlarında. birinin üstüne düşme kararı aldı. Ağzını açtığı gibi bir şey onu kapattı. Koli bandı gibi yapış yapıştı ama elini götürdüğünde alt dudağını ayırabiliyordu. Son dakikalarını yaşarken en büyük korkusu olan üç ecel köpeği aldığı kan kokusuyla Josh'un üstüne koşmaya başladılar. Yanlarında ise beyaz gecelikli göz bebekleri olmayan etten, deriden çok damarları görünen bir kız hatta bir yaratık birkaç yıldır kesilmeyen sarı tırnaklarından oluşan elini kaldırdı ve işaret parmağıyla adama gösterdi. Sonra iki saniyelik bir hışırtı ile her yer
"Josh, orda mısın? Ben amirin Perrilon..." dedi arka plandan gelen gür bir ses. Hafifçe başını kaldırmayı denedi. Başardı! Gördüğü kabusun etkisiyle bir irkildi ama yaşıyordu elleri,ayakları ve gözü hepsi yerindeydi fakat bir gölge hemen altında. Bir sol göz,bir el ce cansız bir Josh bedeni. Oturduğu sandalyeden sıçradığı gibi kapıya koştu ama geceleri tedbirinden dolayı kapıyı kilitlemiş anahtarını da koyduğu yerde unutmuştu. Gözlerini kısarak gardıroba gitti ve kapağını açtı. Diğer bir cansız Josh bedeni! En sonunda dayanamayarak camı kırmak için taş attı ama eline taş yerine sağ eli geldi. Bir diğer cansız Josh'tan kalan kanlı miras...
