Ingenuous | YoonKook & VMin

Twenty-Nine

Yoongi'den

Hızla Jimin'den aldığım adrese doğru yürümeye başladım. Benim sevgilimi korkutmak neymiş gösteririm o bacaksıza...

Sonunda adrese ulaştığımda baskın yaparcasına zile basmaya başladım.

Ancak kapıyı açan olmamıştı... Kapıyı kırmak desen bu cüsseyle mümkün değil!

Dudak büzüp etrafa bakındım. Yedek anahtar falan yok muydu?

Yani... Teknik olarak Taehyung aptalın teki, Jungkook ise hırsız gelme olasılığını düşünemeyecek kadar masum biriydi.

Hızla paspası kaldırdığımda gördüğüm anahtarla sırıttım. Anahtarı elime aldım ve kapıyı açtım.

Kapıya vurma sesinin geldiği yere gittiğimde Taehyung'un bir odanın kapısına vurarak 'Çık dışarı!' diye bağırdığına şahit oldum.

Hızla yanına ulaşıp kafasına bir tane geçirdim. Anında kafasını bana çevirmişti.

"Y-yoongi hyung?"

Şaşırmış görünüyordu. Bende aynı şekildeydim.

Tanrı aşkına! Üzerinde sadece boxer vardı!

Düşüncelerimi başımı iki yana sallayarak dağıttıktan sonra sinir bozucu bir şekilde güldüm. "Sevgilimden uzak dur velet!"

Yutkunup başıyla onayladığında sırıttım. Ardından kafasına bir tane daha geçirdim.

"Ahh!! Acıttın! Bu ne içindi?!"

Onu baştan aşağı süzdüm ve konuştum. "Bir daha sevgilimin yanında böyle dolaştığını görür ya da işitirsem öldün sen!"

Kaşlarını anlamazca çattı.

"Neden? Ondaki de pipi bendeki de pipi. N'olur böyle dolaşsam? Esiyor böyle püfür püfür."

Kafasına bir tane daha geçirdim.

"Esmese de olur..."

Taehyung konuştuğu sırada duyduğumuz kilit sesi ve açılan kapı ile görüş açımıza bir adet Jungkook girdi.

"Hyung?"

Gözlerini tatlı bir şekilde kırpıştırarak bana baktığında bedenini kucağıma aldım. O kadar tatlı bakıyordu ki dudaklarına minik bir öpücük armağan etmeden edememiştim...

Bu hareketimle gözleri sonuna kadar açıldı. Yanakları pembeleşirken istemsizce kıkırdamıştım.

"Öğğkk!! Gökkuşağı kusuyorum!"

İkimizinde sert bakışları aynı anda, konuşan Taehyung'u bulduğunda Taehyung ağzına fermuar çeker gibi yaptı.

"Yoongi hyung? Sen nasıl eve girdin?"

"Aynen ya. Nasıl girdin hyung eve?"

İkiside şaşkınca sorduğunda sırıttım. "Paspasın altındaki anahtar ile."

Ardından ikiside aynı anda birbirine bakıp bağırdı.

"Gizli yer deşifre oldu!"

"Gizli yer deşifre oldu!"

Bu hallerine gülmeden edememiştim.

"Evet Jungkook. Gizli yeriniz deşifre oldu. Bu yüzden bu gece seni benim evime kaçıracağım."

"Beni kaçıracak mısın hyung?! Hyung beni kaçırma ben çok korkarım."

Bu tatlı hali beni gülümsetiyordu. Eh, Jungkook'tan başka ne bekleyebilirdim ki?