Etraf karardı birden. Adrian öyle dediği an gözleri bembeyaz oldu. İçine cin girmiş. Kaçarak arkadaşlarıma sesledim ve zaten onlarda anlamıştı galiba ellerinde el feneri vardı. Cin üstümüze doğru geliyordu. David el fenerini cinin üstüne tuttu. Ve cin birden ortalıktan kayboldu, ortalık aydınlandı.
Hepimiz odamıza doğru koştuk ve kapımıyı kilitledik. Anladık ki cin ışıktan kaçıyordu. Bu el fenerleri bizim çok işimize yarıcaktık. Bu olaylardan sonra çok acıktık. David sandviçleri buzdolabından almak için buzdolabında ne görsün bomboş. Hepimiz yemekhaneye inecektik, çok korkuyorduk ama yemek depomuz ordaydı. En az 2 aylık yemeklerimiz vardı. Hepimizin elinde el feneri yemekhaneye yavaş yavaş iniyorduk çok tedirgindik, aniden birşey olacak diye. Birşey olmadan indik ve sandviçlerimizi aldık oturduk, hız hızlı yedik.
Doyduktan sonra yine yavaş yavaş odalarımıza çıktık. Odamızın kapısı açıktı. Hepimiz elimizdeki el fenerlerini açıp yavaş yavaş odamıza adımlarımızı attık. Odamıza ayağımızı attığımız an el fenerleri sönmüştü. Ama etraf aydınlıktı. Aydınlıktı derken saatler 23.00'ı gösteriyordu, odamızda az derecede loş bir ışık yanıyordu sadece. Kafamızı odamıza çevirdğimizde Adrian vardı, yani cindi gözleri beyazdı. Korktuk ama kaçmadık konuşma zamanı gelmişti. Cin:
- Size çok kızgınım, sizi acı çektirerek öldüreceğim !!!
Diyip ortadan kayboldu. Biz artık ne yapacağımızı bilemedik, nasıl kurtulacağımızı bilmiyorduk...
Kusura bakmayın aceleye denk geldi :ASD Kısa oldu söz bidakine uzun atıcam :Ad:ASd
+10 VOTEYE YENİ BÖLÜM ;))