Gençler, çok iyi sayılmam. Yani lanet edenler yoruma yazsın. Bu arada Gaius'un yanına 18 yaşında gitti. Dizide de böyle. Ben diziden öncesini yazıp hem Hogwarts hem de Kral Arthur'u birleştiriyorum. Bana bu fikri dolaylı yoldan bahşeden AdelaideDia ya teşekkür ederim. Bu bölümü ona ithaf ediyorum.
Evet, hikayemiz sabah uyanmamla başlıyor. Kalktım, yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım vs vs biliyorsunuz. Sonra aşağı indim ve annemi kahvaltı hazırlarken gördüm. Bu inanılmaz bir şeydi çünkü benden yardım istememişti ve o an cübbemi görerek neden olduğunu hatırladım. Hogwarts'a gidiyordum.
Hemen tekrar lavaboya gidip kendime çeki düzen verdim ve güzel kokular için bir büyü yaptım. Ben okula başlamadan önce tüm zamanların en iyi büyücüsü olmam üzerine bir kehanet vardı ve kehanetteki özellikler tüm Krallıklarda sadece bende vardı. Ve ben çoğu büyüyü ve birkaç iksiri okula başlamadan önce yapabiliyordum. Sadece biraz kontrol etmem gerekirdi. Bir an görünüşümü değiştirsem mi*bilemedim ama yapmamaya karar verdim. Aşağı indim ve kahvaltımı yaptım.
Bir süre sonra birisi kapının önüne cisimlendi ve beni beklediğini işaret etti. Anneme görüşürüz dedim ve dışarı çıktım. Cismlendiğimiz yeri görünce baya heyecanlandım. Benim gibi bir sürü çocuk vardı. Birden bir adam geldi ve bizi götüreceğini söyledi. Ama bir terslik vardı. Ben adamın sihirsel aurasını hissemedim ve birden "Affedersiniz ama siz bir kofti misiniz?" diye sordum.
Adam yutkundu, pis pis baktı ve ağlayarak koşmaya başladı. Herkes bana pis pis baktı ama o sırada gür saçlı, iri yarı, aslanı andıran bir adam geldi ve gür sesiyle"Evet çocuklar, ben Godric Gryffindor. Dört Kurucudan biri, Biçim Değiştirme öğretmeni ve Gryffindor Başkanı'yım. Hepiniz seçmeye." dedi ama beni bir köşeye çekti.
"Sen Merlin Emrys Peverell'sin değil mi?"
Evet, efendim"
Merlin, senden bir şey isteyeceğim. Tüm zamanların en iyi büyücüsü olduğunu biliyorum. Senden istediğim ne olursa olsun derslerini dinle ve sıkı çalış, burada büyüler hariç iksirler, astronomi ve kehanet de var. Söz ver bana."
"Söz, efendim."
"Hadi seçmeye."
Biz içeri girince Helga Hufflepuff Seçmeyi başlattı. Bir şapka vardı ortada, herkesin binasını söylüyordu. Adlar okunmaya başladı.
Ravenclaw, Helena "RAVENCLAW"
Wyllt, Cadogan "GRYFFİNDOR"
Ve sonunda "Peverell, Merlin Emrys" denildi. Herkes fısıldadı. Ravenclaw endişeli, Slytherin somurtkan, Hufflepuff neşeli ve Gryffindor ise kendinden emindi. Ben ise pek umursamıyordum çünkü herkesin öbür binalardan dostu oluyordu. Ayrıca binalar küçük bir ayrıntıydı. Oturdum ve şapkayı taktım.
"Sonunda Emrys'i, En Güçlü Olanı seçebilirim. Hangi binaya seçilirsen kupayı her sene o kazanacak sanırım. Binalar önemsiz bir ayrıntı olabilir ama diğer insanların yargısını etkiler. Neyse arkadaş canlısı pek değilsin bu Hufflepuff'ı eliyor. Zekisin ama çalışmak senlik değil. Ravenclaw'da gidiyor. Çok büyük bir sadakatin var, kehanette bahsedilenden de büyük ama sinirlendiğinde olmayacak şeyler yapabilirsin. Hem ayrıca açık ara tüm büyü alanlarında en iyisin, özellikle Ravenclaw dersi Tılsım ve Slytherin dersi Kara Büyü'de ve bu seni Slytherin'e en yakın yapar. O yüzden SLYTHERİN!
Şapkayı çıkardım ve saate baktım. 7 dakika olmuştu ve Hatstall olmuştum. Ayrıca tüm okul şaşırmıştı. Slytherin gülüyor, Hufflepuff şaşkın, Ravenclaw yıkılmış ve Gryffindor bakışlarıyla Seçmen Şapka'yı yakacak gibi bakıyordu. Bir anda gözüm Slytherin'in Madalyonu'na kaydı ve gözüm karardı.
*Merlin bir Metamorfmagus'tur ama kontrol edebiliyor ve pek sevmiyor bu özelliğini.
Acaba ne oldu?
Merlin neden bayıldı?
Bir sonraki bölümde ne olacak?
Görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merlin Ve Dört Kurucu
FanficDedem Merlin'in ilk üç senesini onun anlatımından dinleyeceğiz. Türlü türlü badireler atlatacak. Merlin'in Torunu olarak bu anıları teker teker anlatacağım. İyi okumalar dilerim. Tüm hakları Slytherin'in Madalyonu'nda ve Merlin'in Sakalında gizlidi...