Kalemin arka kısmını dişlerimin arasında sıkıştırıyordum. Bu okulda sıkıldığım zamanlarda yaptığım bi alışkanlıktı. Dersin matematik olması beni bu alışkanlığa sürüklüyordu.
Bu dersi hiçbir zaman sevememiştim. Aslında bundan 2 ay öncesinde yani dönem başlayıp yeni hocamı gördüğümde belki bir umut güzel geçer diye düşünmüştüm ama işler pek yolunda gitmedi.
Sürekli akıllı tahtanın üzerinde asılı olan beyaz saate bakıp tenefüs ziline kaç dakika kaldığını hesaplıyordum. Artık dersten iyice sıkılmıştım ki o sırada zil çaldı. Afraya Tuğceyle konuşuyordu. Onlara benimle kantine gelip gelmeyeceklerini sordum. Sabah okula geç kaldığımdan kahvaltı yapamamıştım.
Onlar gelmek istemediğini söyleyince yalnız başıma kantine doğru ilerliyordum.
"Günaydın " dedi yan sınıftan Deniz.
"Günaydın " diye karşılık verdim.
Birlikte kantine iniyorduk."Nasılsın bugün " dedi Deniz.
"2 hafta sonra türkçe yazılısı olacağımızı öğrenene kadar iyiydim" dedi.
Güldüm.
Denizi seviyordum okuldaki çoğu erkekten daha saygılıydı. Bir gün yanlışlıkla onların sınıfına girmiştim. Sınıfındakiler dalga geçmeye kalkınca Deniz beni savunmuştu. Öylece arkadaş olmuştuk.
Ben bunları düşünürken kantine varmıştık.
"O bu ne kalabalık böyle"dedi Deniz.
Gerçekten kalabalıktı normalde bu kadar kalabalık olmazdı. Herkesten ayrı bir ses çıkıyordu ve çoğu insan bir noktaya bakıyordu. Orada ne vardı merak etmiştim.
Simit almak icin sıraya doğru ilerliyorken arkamı dönüp baktığımda şok oldum.
Okulun yeni açıldığı zamanlar bana 1 hafta boyunca boş boş bakan çocuk geri gelmişti. Tam da kurtuldum derken.
" Bu Ateş değil mi ? " diye sordu Deniz. Belli ki o da şaşırmıştı.
"Adını bilmiyorum ama bu çocuk eskiden de bizin okuldaydı "dedim sıkıntıyla.
2 ayın sonunda neden gelmişti acaba. Diyr düşünürken o nefret ettiğim boş bakışlar yeniden beni bulmuştu. Hemen önüme döndüm ve simitimi aldım.
Denizde istediğini alınca hızlı hızlı yürüyerek kantinden çıktım
"Hey ne bu hız? " dedi Deniz.
" He.. şey ..yok bi şey ya " dedim.
"Bi problem mi var eflin " dedi.
"Yok ne problemi olacak "deyip tebessüm ettim.
Konuşa konuşa bizim kata geldik.
"Görüşürüz "deyip sınıfıma girdim.
Afra kafasını sıraya gömmüş uyuyordu. Tuğçe yoktu sınıfta.
"Afra" dedim uyanması ümidiyle.
Uyanmamıştı şuan beni duyup uymadığına emindim.
"Afra " dedim tekrardan .
Halâ kafasını kaldırmıyordu.
"Cihangir geldi Afra uyan " dememle Afranın uyanması bir oldu.
Kahkahalarla gülüyordum bu haline. Cihangir Denizlerin sınıfındaydı ve arada bizim sınıfa uğrardı. Afra Cihangiri sevipte söyleyemiyordu. Cihangirle biraz arkadaştım garip biri olduğundan bazen benimle arkadaş olup olmadığını anlayamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köz
ChickLitBazı ateşler vardır insanın içinde ne yanmaya devam eder ne de söner köz kalır insanın içi de böyledir ne canınız cayır cayır yanar ne de biter acılar ,hep zihninizde bir yerlerde kalır benim ateşimde böyleydi ~~~~ Sezen Aksu'nun da dediği gibi "Sö...