2

798 46 57
                                    

Bu yaşadıklarım bir dün gibi aklıma geldi ve affalladım. Yeniden birine satılmaktan korktum. Artık istemiyordum.

-Flashback-

"Hşş. Sesini sakın çıkarma güzellik. Anlaştık mı?"

Başımı onaylamak üzere salladım. Gözlerimi sımsıkı kapatıp olacakları bekledim.
İçime giren sertliği hissettiğimde çığlık attım. Sanırım bu iğrenç oyun başlamıştı.

Neredeyse hiç inlemedim ve zevk almadım. Sadece uyumak istiyordum. Bu yüzden bu iğrençliğin bir son bulmasını bekledim.

Vücuduma inlemem için şaplaklar atsada hiçbirinde sesimi çıkarmadım.

"Sen zevk almak nedir bilmez misin be!"

Sesimi çıkarmamakta direndim.
Korkunç bir bakış atmıştı.

"Ceza alacaksın ve seni o bara geri satıp paramı geri alacağım!"

-Flashback end-

Yine buraya geri gelmiştim. Birbirine sürtünen bedenler, orgazm zirvesinde bir sürü insan.... Ne Liam ne de Niall beni gördüğüne sevinebilmişti. Çünkü, tanrı aşkına! Buraya geri gelmeye sevinen kişi ancak gerizekalı falan olabilir. Ama o adamın elinden kurtulduğum için bir miktar sevinmiştim.
Yine üzerimizi değiştiriyorduk. Tabii ki vücudumdaki morluklar kimsenin gözünden kaçmamıştı.
"Dostum! Bu ne hal??!" Liam, endişeleniyordu. Onu bu yüzden biraz fazla seviyordum. Hepimizi fazla düşünürdü. Abi gibiydi.
Cevap vermeden önüme döndüm. Zaten herkes cevabı biliyordu.
Yine üzerimize ışıltılı şeyler, yani iç çamaşırları giyip çıktık. Müzik her zamanki gibiydi. İğrenç ve yüksek sesli. Çoğu zamanki insanlar gelmişti. Liam yine ortalığı çoşturuyordu. Niall ve ben ise onu izliyorduk. Bu bara bir tek Liam bile yeterdi. Belirgin kasları, büyük uzunluğu, ve yuvarlak poposu... Arkadaşım olmasa asılabilirdim. Gerçi arkadaşlık kimin umrunda? Bu konuyu bir ara düşünmem gerekiyordu.
Gözlerimi barın içinde dolandırdım. Kimisinin eli şişliğinde, kimisi birilerine kendini yaslamış, kimisi de bizi inceliyordu. Niall kolumu dürttü. Sonra koparacak gibi çimdikledi.
"Niall ne bok yiyorsun!"

"Hey Loueh şu en arkadaki köşede duran ışık almayan masaya bak. Yeni geldi ve geldiğinden beri seni dikizliyor."

Arka masalara göz gezdirdim. Açık kumral olan saçları ve yeşil gözleri vardı. Onu incelemek zor değildi. Sahne masaya çok uzak sayılmazdı. Takım elbisesi ve damarlı elleriyle göz kamaştırıyordu. Sinirli bakışları vardı, ürkütücüydü.

Yanında zarif bir kadın vardı. Siyaha yakın renkte saçları ve koyu renk gözlere sahipti. Bilemiyorum güzel vücudu ve güzel kıyafetleri vardı. Pahalı mücehveriyle göz kamaştırır cinsteydi.

Zarif bayan yavaşça adama yaklaştı ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Sinirli bakışları yüzünden hiç eksilmese de ukala bir tavırda gülümsedi ve göz göze geldik. Gülümsemesi kayboldu ve tekrar eski halini aldı. Niall'ın uyarmasıyla sersemledim ve dans etmeye devam ettim.

Adam hala beni izliyordu. Yani buna alışıktım tabii ki ama biraz... Değişik bakıyordu.
**
Barda neredeyse kimse kalmamıştı. Liam ve ben terasa çıkıp sigara içmek için zaman bulabilmiştik. Zaten Liam da olmasa tek başıma kalacaktım.

"Lou, dostum gergin misin?. "
"Ah Liam, içeride biri var. Bakışları çok...Rahatsız edici." dememle gülmeye başladı. Tabii ki burada insanların bakışlarından rahatsız olmak normal değildi. Tek kelime etmeden içeri döndüm.
Hala oradaydı. Müdürün sağ kolu ile konuşuyordu. Siktir. Müdürün sağ kolu etrafa bakmaya başladı. Gözlerim onun siyah gözleri ile buluştu. Piç bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Sonra yeşil gözlü adama bir şeyler dedi.

I Won't Hurt You ➳Larry Stylinson ❥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin