Sesle arkamızı döndük. İşte gönlümün efendisi Şevki. Mahallenin delisi. Küçüklükten beri 'ben senle evlençem' der artık aşkı ilan edicem bende. (!)
"Naber Azraaam" dedi. Şizofren midir nedir. Ulan geçen sen değilmiydin fırından çaldığın oklavayla beni kovalayan. Psikopat yemin ederim. Acaba o oklavayla ne yapmayı planlıyordu. Mahallecek merak konumuz. Tabi benim de eve kaçmak yerine kıçını ateşe vermişler gibi avazım çıktığı kadar bağırıp evin etrafını 4 defa turlamak ayrı bi ironi.
Hayatı sorguluyordum bazen.
Okula vardık çok şükür. "İsyaaaaan " diye girdim okulun içine Halil Sezaiden parçalar seslendirerek."Allahını seven zengin koca bulsun kaçsın bu okuldan" diye bize bağırıp gelen okulun en zeki öğrencisi Cemre ve onu sorularıyla delirten Ali'ye kahkaha patlattım. Yemin ederim okulun en trajikomik ikilisi bunlar. Aslında yakın arkadaşlar ama bazende şekil A da görüldüğü gibi o zeki kız 'koca bulun' diye kaçıyordu. Bunlara bi kahkaha patlattıp yolumuza devam ettik.
Sınıf kapısına tekmeyle dalıp açtım kapısını. Tabi içerdekiler ikinci bir bigbang patlaması yaşamış gibi korkmaları ayrı bir zevk. Çantamı sıraya fırlatıp oturdum.
Telefonum çaldı. İnanamıyorum. Annemden başka kim acaba?
'Özel Numara'
Yok artık!! İlk kez özel numara tarafından aranıyordum. Ulan ben şimdi sana gösteririm gününü "Lan sen kimi arıyorsun sünepe, hadsiz,ukala, seni öldürürüm."
"Dur be güzelim bi nefes al"
"Ne diyosun be sen sensin güzelim terbiyesize bak."
Telefon suratıma kapandığımda bu sefer telefona bakıp sövmeye başladım.
Ki sövmem hocanın gelmesiyle yarıda kaldı.
"Günaydın arkadaşlar"
Geldi yine yanık kafa. Çok akıllı hocamız kafasını ateş kırmızısına boyattığı için böyle bir lakapla sesleniyorduk. "Tahta kalemi olan var mı?" Ve hoca kafasına 20 kalemlik yer. Bir yarıştır bizim sınıfta. Hoca kalem istediği zaman yarış başlar ve kalemlik yer kafasına. Çılgın sınıfım.
***
Öğle zili çalmıştı. "Ohh sonunda kalkın açlıktan geberiyorum.
Yemekhane kapısında gördüğüm mücadeleyi izledim. "Ulan kabenin örtüsüne ellemek için bile bu kadar çaba verilmiyo be yuh"
Akın ve aslı haykırarak verdiğim tepkiye gülüyorlardı.
Haksız mıyım ama? Töbe Allam ya.
O uzun kuyrukta "Ah ameliyatlı yerim diye kaynak yapmıştık. Oturacak yeri bulup -elimdeki yemeği dökme korkusunu saymıyorum- oturmuştuk. Akın karşıma Aslı da yanıma geçmişti. Yemeğe başlayıp sohpet ediyorduk. "Lan bugün beni gizli numara aradı." "Kimmiş""dedi Akın. Aslıya bakıp "Arkadaş mal mı biraz. Oğlum gizli numaradan ne anlıyon" "Kozom no boloyom yo" "Şu yemek ağzındayken göstere göstere konuşma bi ya. Yanımdaki Aslı da ağzındaki yemekle hapşırınca olanlar oldu tabi. İkimizde Aslı'ya dönünce aslı ağzını kapattığı elini önüne tutup " Siz yiyin ben burdan devam ederim dedi. "Öğwklğşçkl. (Bu ben dilinde anırarak gülme)
***
Telefonumu çıkarıp bildirim kalabalığına baktım ve tek tek incelemeye koyuldum. Telefon birden elimden kayıp mercimeğin içine culup...
Gözyaşım daha önce düştü. Bir ananın çocuğunu yitirmişcesine bakakaldım.
Akın anırma sesi çıkararak gülüyodu. Aslıda telefonumu çıkarıp yemekhanenin tomarla aldığımız peçetesiyle temizlemeye çalışıyordu. Bense felçli Ali Rıza Bey gibi karşıma bakıyodum.
**
Evet sınıfa çıkmış telefonumun şarz yerine giren mercimekleri temizliyordum. Telefon da aç mıdır nedir. küçücük deliğe 5 mercimek tanesini sen nasıl sığdırdın.Sonunda gün bitmişti eve gitmek için yola koyulduk. Yolda 5 şişe fıçı bira içmiş gibi gidiyorduk aynı. Her zamanki gibi ve ta ki Akın' ın kafasına apartmanın tepesinden bir kova su dökülene kadar. Eminim 1 saat boyunca Akını tepkisine karnımız ağrıyana kadar gülmüştük. "Mal karı ya. Kafama nasıl su döker" deyip apartmanın her ziline 20'şer kez basıp kaçmıştık. Sonun da hala kendi kendime gülerek insanların 'bu kız neyin kafasımı yaşıyor' bakışlarıyla eve gelmiştim. Zile Akının förmülüyle 10 kez basıp annemin mafya gelmiş tepkisiyle açmasını sağladım. "Kızım ödümü patlattın. Şimdi de zile mi göz diktin. Kır parçala da her gün buna maruz kalmayım." dedi. Sonra da artık alışkanlık olmuş bir şekilde dua etmeye başladı. "Bu kız akıl dağıtılırken şemsiye mi tuttu . Hayır aklı olan şemsiyeyi ters tutar...."
Odama girip etrafa baktım. Çok derli toplu olduğunu görünce kıyafetlerimi saçtım ortalığa. Yani öylesi bana göre değildi. Rahatsız oluyordum. Kasıntı insan gibi.
Tekrar üstümü giyinip mutfağa girdim.
Dolabı açıp Allah ne verdiyse ağzıma doldurdum.
Ve telefon çalaar. 'Özel Numara'
"No vor lon noyo" (öksürük krizi)
"Helal helal" "Sanane be sensin helal. Niye arıyorsun beni. Canın sıkıldı da oynatacak adam olarak benimi buldun"
"Niye oynatayım" sözünü kesip "Yiyosa numarandan ara o zaman" deyip suratına kapattım.
Karnımı doyurup çıktım mutfaktan ve tekrar telefonum çaldı. Ama bu sefer bir numara aradı. Hatta isim tanımadığım bir isim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKARZEDE
Humor"Allaaaah kaç lan. Allah'ım bu 5. kez oldu. köşedeki manavın tezgahını devirdiğim. Bırakmıyo da peşimi. Yaşlı amcayı atlet yaptık iyi mi... okurken haykırarak güleceğiniz bir hikaye sizleri bekliyor..