'Kimseyi takmadan yaşamak varken, uyuyamaz oldum düşünmekten'
-Dolu kadehi ters tut○○○○●●●
1969
Saman sarısı saçlı çocuk hipnoz olmuşcasına, içinde bulunduğu parkta ki muggle ailelere bakıyordu ve aynı zamanda derin düşünceler içerisindeydi. Bu büyülü dünya onu aşırı etkiliyordu ve sahip olduğu zekayla en iyi yerlere gelebileceğini biliyordu aslında. Lakin, ne için çabalayacaktı? Ona gram değer vermeyen ve cezaları, hareketleriyle onu kötü anlamda etkileyen bir baba varken niye onun için iyi bir şeyler yapsındıki? Tutunacak bir dal ararken ona sadece 'Baban meşgul biri.' diyip konuyu kapatan annesi için ise yapacak hiçbir şeyi olamazdı. Son 1 yıldır gördükleri ona yeterince ağır gelmişti. Gözü önünde, yanlış yola(!) sapmaması için, birçok karanlık taraf mensubu öldürülmüştü ve o sadece bakakalmıştı. Kendini o zamandan beri o kadar değersiz, o kadar çaresiz hissediyorduki önüne hangi fırsat çıkarsa değerlendirebilirdi. İşte herşey böyle başlamış oldu. Keşke başlamasaydı.
Önündeki mutlu aile tablolarına bakarken gözleri dolmuştu bile. Böyle bir ailesi olabilecek olsaydı hemen şimdi büyüsünden vazgeçebilirdi. Hemen şimdi en mutlu anlarını çöpe atabilirdi. Ne yazıkki imkansızın var olması zor olan bir dünyada bile bu doğal haliyle imkansızdı. Elbette bir aileye, onunda onlardan olduğunu düşünmelerini sağlayabilirdi. Fakat hepsi bir yalan olurdu, hepsi bir zavallılık olurdu.
Yanından gelen kısık bir gülüşle hızla o tarafa doğru döndü. Karşısında oturan vücut hatlarından erkek olduğu anlaşılan, heryeri koyu bir cüppeyle sarmalanmış kişi cüppesinin başlığını biraz daha öne çekip başkalarının onu görmesini tamamen engelledi. Çocuk ise düşüncelerinin etkisiyle iyice kafasını bulandırmıştı ve gözleri o kadar boş bakıyorduki karşısında başkası olsa çoktan onunla konuşmaktan vazgeçerdi. Çocuk, o kısık gülüşten sonra sesi çıkmayan kişiyi umursamamaya çalışarak tekrar önüne döndü. Yeterince gizemli olayla uğraşmıştı, biraz mola vermeliydi.
İstediği olmadı ve yanındaki kişi pürüzlü sesiyle,
"Neden seni komik bulduğumu merak etmiyor musun?" diye sordu. Çocuk tekrardan ona doğru dönünce biraz daha az pürüzle fısıldamaya devam etti.
"Çok sevdiğin babacığın(!) seni sevmedi diye, burada oturmuş muggle'ları kıskanman gülmem için yeterli bir sebep bence. Büyünden bile vazgeçecek kadar aptal mısın gerçekten?"
Bartemius sinirden dişlerini sıkarken gözlerinde hala bir duygu yoktu. Tek düşündüğü yanındaki kişinin babasının dostlarından biri olduğuydu. Bu kadar acımasız ancak onlar olabilirdi. Hızla ayağa kalkmak için hareketlenince şu ana kadar yerinden kıpırdamamış olan adam aniden çocuğun kolunu sıkıp cisimlendi.
Kendini aniden yerde bulan çocuk sımsıkı kapattığı gözlerini yavaşça açtı ve ona tepeden bakan gözlere baktı. Çocuk, acımasız ve karanlık bakan gözlerle okadar çok karşılaşmıştıki artık içinde bir korku kalmamıştı. Yani deliliğin ilk adımını tamamlamıştı bile.
Ayaktaki adam aniden çocuğa erişmek için yere çömeldiğinde hala ona tepeden bakabiliyordu. Normalde bu kadar cesurca gözlerine bakan aptallara sinirlenirdi. Lakin bu sefer doğru avın kokusunu aldığını hissetmeninin mutluluğunu yaşıyordu. Hala çocuğa dik dik bakarken onun ani hareketine karşı bile yerinden oynamadı. Titreyen elleriyle asasını sıkıca tutan çocuk derin bir nefes aldı ve sonrasında yavaşça serbest bıraktı. Aniden gelen hırsla olduğu yerden hızla kalktı ve adama yukarıdan bakmaya başladı.
"Babam yapabiliyorsa bende yaparım. Ben de yapabilirim. Onun dediği gibi beceriksiz değilim ben. Ben de yapabilirim." diye fısıldamaya başladı vücudu kadar titreyen sesiyle. Ne kadar yapabileceğini söylesede katil olmak istemiyordu. Hem yaşı hem vücudu bu hissi kaldıramazdı. Daha tamamen aklını kaybetmemişti.
Adam, bu sefer tamamen doğru avın kokusunu aldığını biliyordu. Asla yapmayacağı bir şekilde samimiyetsizce gülümsedi. Uzun zamandır gülümsememenin etkisiyle dudaklarında bir acı hissetsede umursamadı.
"Elbette yapabilirsin. Bu hırsla ve doğru(!) fikirlerle ilerlersen her şeyi yapabilirsin. Sence de çok acı çekmedin mi? Artık acı çekmesi gerekenler 'bizden' olmayanlar! Bu acıyı sende yaşatabilirsin seni üzenlere."
Bartemius Crouch Junior, uzun zaman sonra ona inanan birinin varlığını hissetmeye başlamıştı. Bu küçük çocuk, yaşına göre o kadar çok acı çekmişti ki tek ihtiyacı olan ona karşı olacak azıcık sevgi ve inançtı. Karşısındaki kişi ilerideki adıyla Lord Voldemort, bunu farketmesiyle çocuğa sarıldı. Tiksinse bile dayanmalıydı çünkü kolayca kandırabileceği birini bulmuştu.
Çocuğun sonunda gözlerindeki duygular okunabiliyordu. Hem şaşırmış hem de mutlu olmuştu bu harekete. Ona sarılan kişiye titreyen elleriyle yavaşça sarıldı. Gözleri yaşlara, dudakları mutlulukla oluşan kocaman bir tebessüme ev sahipliği yaptı. Adamın "Bana katıl!" demesiyle kafasını hızlıca sallamış ve saçlarını havalandırmıştı.
Uzun zamandan sonra o kadar mutlu olmuştuki ilerisini sonra düşünmeye karar vermişti. Hırsı adım adım artarken, zekasını ona sevgisini verdiğini düşündüğü adama adamıştı. Onun için herşeyi yapabileceğini düşünüyordu ve haklıydı onu daha çok sevmesi uğruna birçok kötü şeyi yapacaktı zevkle yapacaktı.
26
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BARTEMIUS
Fanfiction○○○○ Kötü karakter diye umursamadığınız kişinin geçmişini hiç merak etmediniz mi? ●●●● Bu kitapta oldukça zeki ve sevdiklerine bağlı kalan kişinin -yani Bartemius Crouch Junior'ın kendimce neler yaşamış olabileceğini kurguladım. Bence Azkaban'ın 30...