3 |

122 19 60
                                    

Medya; Rap Monster- Do You

Jimin gittikten sonra Bayan Park yavaş hareketlerle masayı topladı. Bugün extra yorgun hissediyordu. Düşünmekten yorulmuştu. Her şey hem çok basitken hem çok karmaşıktı. Son zamanlarda kazandığı okuma alışkanlığıyla dün aldığı kitaba devam etti. Her gün kütüphaneye gidebilmek için kitabı bitirmeye çabalıyordu. Bazen kitap o kadar sürükleyici olurdu ki biterdi. Bazense kendini zorlaması gerekiyordu.

Şansına kitap çok akıcıydı. Bitirdikten sonra kanepede uzanmaya devam etti. Gözlerini tavana dikti ve ne yapacağını tekrar düşündü. Bayan Riley'ı bulmak için buraya taşınmışlardı. Jimin'in çoğu şey gibi bundan da haberi yoktu. habersiz dışarı çıkamazdı. Zaten bu yorgunlukla adım dahi atamazdı. Bu kanser onu çok yoruyordu.

En azından Meg'in burada kütüphanede çalıştığını öğrendim. Diye düşündü. Tanrı varlığını kanıtlarcasına bu konuda ona yardım etmişti. Doktorun önerisi ile taşındıktan sonra kütüphaneye gelip birkaç kitap almışlardı. Kitapları ödünç veren görevli kızın yakasında yazan Meg Riley yazısı kendini şanslı hissetmesine neden olmuştu. O günden sonra her gün Jimin'i kütüphaneye götürüyordu. Sürekli Meg'le konuşmak için fırsat kollasa bile kız çok utangaçtı. Başta Jimin'le gittiği için en azından Jimin'le konuşmak için geleceğini düşünmüştü. Herkes gibi Bayan Park'ta oğlunun yakışıklı bir genç olduğunu biliyordu. Oğlu aklına gelince bir an rahatladığını, huzurla dolduğunu hissetti. Biraz uyusam iyi olacak diye düşünüp gözlerini yumdu.

Birkaç saat sonra uyandığında saçlarını karıştırıp doğruldu ve saate baktı. Ortalama 3 saattir uyuyordu. Bu zamana kadar Jimin çoktan gelirdi. Telefona bakarken cevapsız arama ve mesajları gördü. Hepsi Jimin'dendi.

Gönderen: Jimin
Anne
kitabını aldım
Sanırım uyuyorsun
Hoseok'la buluşacağız
Seni seviyorum~

Bu neden evde olmadığını açıklıyordu. Yapacak bir şey bulamayınca kanepeden kendini zorla kaldırıp yanındaki sandalyeye attı. Bacakları çok güçsüz düştüğü için tekerlekli sandalye kullanıyordu. Yavaşça kendini bahçeye sürdü. Biraz oyalanıp yemek hazırlamak için mutfağa döndü. Yemek hazırlamaktan kastı haftada birkaç kez gelen kadının yaptığı yemekleri ısıtmaktı. Jimin'in gözünde ben iyiyim imajı verebilmek için yapıyordu bunları ama bir sorun vardı. Hiç iyi değildi.

Masayı hazırlayıp başına oturdu ve Jimin'in geleceği anı beklemeye başladı. Birazdan gelirdi. Onu beklerken her zaman yaptığı şeyi yaptı. Düşündü. Ama bu sefer başka bir şeyi;

Öldükten sonra, Jimin çok üzülür müydü? Tabiki üzülürdü. Muhtemelen dağılacaktı. Babasının ölümünden sonra olanların aynısı mı olacaktı? Ona destek olan annesi olmayacaktı bu sefer. Herkesten küçük olan ellerini tutamayacak mıydı artık? Bazen kafasına çok takardı, parmaklarının küçüklüğünü. Aklına dans ederken yakaladığım seksiliği ellerimi saçlarımın arasından geçirirken kaybediyorum deyişi geldi. Acaba inat edip yaptırmadığı dişini yaptırır mıydı?

Güldüğünde kısılan o gözleri ağlamaktan kızarır mıydı?

Oğlunu düşündüğünden fazla seviyordu. Aklına bunun gibi binlerce şey gelince kafasını iki yana sallayarak aklındakileri dağıtmak istedi. Düşünmek kötü fikirdi. Eliyle yanağındaki yaşları silip mutlu gibi gözükmeye çalıştı.

Kapının açılma sesi gelince Jimin'in geldiğini anladı. Sona yaklaştığını hissetse de Jimin'e bunu hissettirmeyecek birlikte mutlu olmalarını sağlayacaktı.

~Bölüm Sonu~
Bu bölüm garip bir şeydi ister geçiş bölümü diyin isterseniz ne olduğu belli olmayan bölüm cmekcj çünkü ben öyle diyeceğim ckskjc

Library | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin