MANDALORE YANDI

169 3 1
                                    

       MANDALORE YANDI.

       Hepsi değil, tabii ki, ama onun etrafındaki havayı dumanla doldurmaya yetecek kadar. Ahsoka Tano derin nefes aldı. Ne yapması gerektiğini biliyordu, ancak işe yarayacağından emin değildi. Daha da kötüsü, işe yarasa bile ne kadar süreceğini bilmiyordu. Ama fazla seçeneği yoktu ve bu geriye kalan tek şansıydı. Bir ordusu ve göreviyle oradaydı, aynı hala Anakin Skywalker'ın padawanıyken olduğu gibi. Tabii eğer Anakin onunla olsaydı muhtemelen daha iyi giderdi.

       "Dikkatli ol, Ahsoka," demişti Anakin, ışın kılıçlarını ona teslim etmeden ve Şansölye'yi kurtarmaya gitmeden önce.

       "Maul çok kurnazdır. Ve hiç merhamet göstermez."

       "Hatırlıyorum," diye yanıtladı Ahsoka, ona ilk tanıştıklarında Ufaklık takma adını kazandıran pervasızlıktan kurtulmaya çalışarak. Ahsoka, çabasının müthiş derecede başarılı olacağını düşünmüyordu, ama Anakin yine de gülümsedi.

       "Biliyorum," Şimdiden kendi kavgasını düşünerek omuzlarını silkti. "Ama ne kadar endişelendiğimi biliyorsun."

       "Ne olabilir ki?" Eski benliği gibi davranmak ikinci sefer daha kolaydı ve sonra o da kendisini gülümserken buldu.

       Şimdi, ellerindeki ışın kılıçlarının ağırlığı rahatlatıcıydı, ama ikisini de Anakin'in varlığını hissedebilmek için hiç düşünmeden takas edebilirdi.

       Maul'u görebiliyordu, kendisinden çok uzakta değildi artık. Duman siyah-ve-kırmızı yüzünü kaplıyordu, ama bu onu rahatsız etmiyor gibiydi. Pelerinini çoktan kenara atmıştı, duruşundan savaşa hazır oluşu süzülüyordu. Daha yanmayan meydanlardan birindeydi, Ahsoka'yı beklerken adımlarını hızlandırarak ilerliyordu. Eğer bacaklarının yapay olduğunu bilmeseydi, Ahsoka bunların doğuştan gelen bacakları olmadığını asla tahmin edemezdi. Protezler onu hiç de yavaşlatmadı. Ahsoka kararlı bir şekilde ona doğru yürüdü. Ne de olsa, onun bilmediğinden emin olduğu bir şeyi biliyordu.

       "Ordun nerede, Leydi Tano?" diye seslendi Maul, Ahsoka işitme menziline girer girmez.

       "Seninkini yenmekle meşgul," diye yanıtladı Ahsoka, doğru olmasını umarak. Ona Leydi Tano diye seslenmesinin ne kadar acıttığını görme zevkini vermeyecekti. Artık bir komutan değildi, her ne kadar tabur ona itibarı nedeniyle her zamanki nezaketiyle davransa da.

       "Eski ustalarının seni buraya yalnız yollamaları ve beni doğru düzgün bir dövüş zahmetinden alıkoymaları çok hoştu," dedi Maul. "Sen gerçek bir Jedi bile değilsin."

       Kin her kelimesinden damladı ve sinirle dişlerini sıktı.

Onunkisi, Usta Yoda'nın ufaklıkları uyardığı türden bir öfkeydi, kişiyi bütün halde yiyen ve artık tanınmayacak hale getirene kadar her parçasını büken. Ahsoka, Maul'un bu hale gelmesi için ne çekmiş olabileceğini düşünerek titredi. Yine de bunu kendi çıkarları için kullanacak kadar akıllıydı: onun, üstünlüğün elinde olduğunu zannedecek kadar sinirli olmasına ihtiyacı vardı.

       "Adil bir dövüş olacak o zaman," diye terslendi Ahsoka, onu yukarıdan aşağı süzerek. "Sen de sadece yarı bir Sith'sin."

       Bu gereksiz yere kabaydı, Usta Kenobi'nin gözlerini yuvarlayacağı türden, ama Ahsoka kendini pişman hissedemedi. Düşmanınla alay etmek alışılmış bir şeydi ve Ahsoka kibar olmasa da elindeki tüm kartları kullanacaktı. Nasıl olsa Maul haklıydı: o bir Jedi değildi.

       Maul elindeki ışın kılıcının kabzasını döndürerek, ağır adımlarla garip şekilde hipnotize edici bir kedi zarafetiyle yana doğru ilerledi. Ahsoka ışın kılıçlarındaki kavrayışını sıkılaştırdı ve kendini sakinleşmeye zorladı. Maul'un daha yakınına gelmesine ihtiyacı vardı. Biraz meditasyon gibiydi, bu bekleyiş. Bunun daha önceden, Naboo'da Obi-Wan onu ilk kez yendiğinde işe yaradığını biliyordu. Güç'e uzandı ve onun bir rahatlık ve güç kaynağı olarak beklediğini fark etti. Zihnini ona açtı ve elinden gelen her parçasıyla onu dinledi. Sonra harekete geçti, meydanın karşısındaki Maul'a odaklandı ve onun kendisine doğru her adımında o da geri adım attı.

       "Bir Jedi değil, ama hâlâ bir korkak," dedi Maul. "Yoksa Skywalker seni bir kenara atmadan önce yerinde nasıl duracağını öğretmedi mi?"

       "Ben kendi seçimimle ayrıldım," dedi Ahsoka ona. O an kelimeler altında yatan acıya rağmen gerçek gibi hissettirdi. Ahsoka acıyı görmezden geldi ve tekrar denge duyusuna, Maul'a odaklandı.

       "Tabii ki. Ve ben de bu çöp yığını korkunç bacaklar için gönüllü oldum," dedi Maul alay edercesine. Ahsoka, Maul'un öfkesinin içinde kabarıp neredeyse kırılma noktasına geldiğini hissetti, ama tam değil.

       Maul ışın kılıcını etkinleştirdi ve adımlarını hızlandırdı. Ahsoka için sanki gafil avlanmış gibi davranmak, Maul'un hınçlı saldırısından uzağa, geriye doğru tökezlemek daha kolaydı.

       "Bahse varırım bunun için de gönüllü olmuşsunuzdur, Leydi Tano," diye alay etti Maul. Bu kısım doğruydu ama Maul yalnızca Ahsoka'nın zayıflıklarını seziyordu. Öfkesi diğer her şeyi kör etmişti. "Sana başka bir faydası olmayan ustayı etkilemek için son bir şanlı girişim."

       "Bu doğru değil!" diye bağırdı Ahsoka. Birazcık daha ileriye... Az sonra tuzağa düşecekti.

       Maul, karşı hücuma geçti, gaddar bir kahkaha boğazından sıyrıldı, ama Ahsoka yine de bekledi. Sonra, Maul ona ulaşmadan hemen önce tuzağı etkinleştirdi.

       Işın kılıçlarını açar açmaz tanıdık yeşil enerji uğuldadı ve Ahsoka son bir aldatmacayla hücuma geçti. Maul ileri atıldı ve Ahsoka hemen geri çekildi, onu geri dönüşü olmayan bir yola sürükleyerek. Maul ışın kılıcını Ahsoka'nın başına doğru salladı ve Ahsoka tüm kuvvetiyle cevap verdi. Ahsoka'nın ışın kılıçları onunkisiyle çarpıştı, onu tam da olmak istediği yerde tutarak.

       "Şimdi!" diye emretti Ahsoka, görünmeyen müttefiklerine.

       Cevap çok hızlıydı, Maul'un dikkati savunmayla dağılmış hali için çok hızlı. Ahsoka kendini tam zamanında kenara attı.

       Işın kalkanı canlandı, ışın kılıcını hala Ahsoka'ya doğrultmuş halde olan avını hapsetmiş şekilde.

(Y/N: ÇOK SIK BÖLÜM YÜKLEYEMEYECEĞİM. BİR BÖLÜMÜN ÇEVİRİSİ BAZEN 2-3 HAFTAYI BULUYOR Kİ ARTIK OKULLAR DA BAŞLAYINCA SADECE HAFTASONLARI ÇEVİRİ YAPABİLİYORUM. AYRICA BAZI KELİMELERİ TÜRKÇE KARŞILIĞI OLMADIĞI, STAR WARS EVRENİNE AİT KELİMELER OLDUĞU İÇİN AYNEN YAZDIM NE ANLAMA GELDİĞİNİ ALTTA AÇIKLAYACAĞIM. UMARIM ÇEVİRİ HOŞUNUZA GİTMİŞTİR. İYİ OKUMALAR! :D











AHSOKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin