Ve yine sıradan bir haftanın sıradan bir günde Kyungsoo mutfakta 11 kişiyi doyurmak için yemek hazırlıyordu. Ah, onlar kimler miydi? Seul'un en bütün şirketi olan Exo'nun kurucuları
'Ayrıca 11 mafyanın başı'
''Kıçımın mafyaları.'' Kyungsoo elindeki eti incelikle keserken mırıldanmıştı. Kendisi üniversite öğrencisiydi ve harç parasını çıkarmak için çalışmak zorundaydı. Ve burası para yönünden cidden mükemmeldi. Sonuçta zenginlerle dolu evi resmen Kyungsoo hallediyordu. O parayı bi zahmet almalıydı değil mi?
''Kyungsoo~'' içeriye giren Jongin ile Kyungsoo mutsuzlukla homurdanmıştı. Yine bir yerine zarar verecekti ve yine Kyungsoo onunla ilgilenecekti. Derin nefes verirken kapıda duran Jongin'e baktı. Bu adamın mafya olduğuna inanıyordu, orda sıkıntı yoktu. Ama hangi gerizekalı ocağa eline sokardı ki?!
Kyungsoo aklına gelen anıyla derin bir nefes verdi. 11 mafyanın hepsi- Düzeltelim Suho ve Kris dışında kalan 9 kişinin hepsi salaktı ve başlarında kesinlikle Jongin vardı. Buna karşı olan inancı büyüktü.
Jongin, yine dalıp önündeki malzemelerle yemek yapan Kyungsoo'yu izlerken yüzünü gülümseme kaplamıştı. Aşık mıydı? Evet. Söyleyecek miydi? Asla. Hayır hayır gururla alakası yoktu. Kyungsoo'ya aşık olduğunu kabul ettikten sonra onun için gururunu köşeye atmıştı. Sadece düşmanlarının ona zarar vermesinden korkuyordu.Aklına gelen şeylerle titredi Jongin. Ona zarar verilmesi... Kanını donduruyordu.
Kyungsoo üstünde hissettiği bakışlarla içi ürpermişti.Bakışları jongin'e kayınca boş boş baktığını fark etmişti.
''Hey, Jongin?''
Jongin ona seslenen Kyungsoo ile düşüncelerinin içinden sıyrılmıştı. ''Dalmışımda. Bişi mi kaçırdım? Tanrım yoksa şarkı söylerken kalçalarını sallamanı mı kaçırdım?! Ah... Bu cidden büyük bir kayıp.. Kyungsoo-ah hadi beraber şarkı söyleyelim!''
Jongin elbette bilerek böyle konuşmuştu. Ama yapmacıktı konuşması. Çünkü bugün içinde iyi hisler yoktu... Hiç iyi hisler yoktu... Fakat Kyungsoo bunu fark etmişti. Elindeki bıçağı tezgaha koyup yanına gelmişti.
''Senlik davranışlar değil Jongin bunlar. İyi olduğuna emin misin? Endişelendiğimden değil sana bir şey olursa çalışmam yine aksayacak.'' Yalandı. Vizeler bittiği için rahattı.
Jongin gülümseyip Kyungsoo'nun yanaklarını çekiştirmeye başlamıştı. ''Aww. Küçük Soo benim için mi endişeleniyoooor~?'' derken gülmüştü. Ama kalbi adeta maraton koşusundan daha yeni çıkmıştı. Sadece ona yakın olmak bile kalbini bu hale getiriyorsa ilerisinde...
Kyungsoo Jongin'in eline tokat atıp gözlerini devirmişti.''Hah. Sadece harç parası için bunları çekiyorum.''
Ve bu sözler Jongin'in kalbini biraz kırmıştı... Yine de biliyordu. Kyungsoo asla onu sevmeyecekti. Dişlerini sıkarken dolan gözlerle gözlerini kapattı. ''Ben daha fazla meşgul etmeyeyim o zaman.''
Kyungsoo derin nefes verip elini bir kendi alnına sonrada Jongin'in alnına koydu. Biraz ateşi vardı ama abartılacak bir şey değildi. Yaptığı yemekleri yedikten, sıcak dış aldıktan ve ilaç içtikten sonra hiçbir şeyi kalmayacağına emindi.
Kyungsoo tekrardan derin nefes verdi. Jongin hastayken adeta sarhoş oluyordu. Ve anlamsız şeyler söyleyebiliyordu. Ve bir seferinde ''Seni seviyorum Kyungsoo... Neden bana bu kadar yakın ama bir o kadarda uzaksın?'' demişti. Ve daha yüzlercesi... Kyungsoo elbette ki Jongin'in ona olan aşkını biliyordu. Geçici bir şey olduğunu düşünüyor, buna kafa yoruyordu. Sonuçta Jongin gibi biri neden ona baksındı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Moon/KaiSoo (One Shot)✔
Fanfic-One Shot yarışma kazananı- Ve Kyungsoo o gün birisi için hayatını tehlikeye atmıştı...