RAHAT BİR GÜN

18 0 0
                                    

Sonunu bilmediğimiz bir yola çıkmıştık, lojmanda yaşam var mı? yoksa istila mı edildi, bilmiyoruz.Tam bu esnada Elly masum ve sevecen bir tavırla esprisini yaptı, "Oradaki askerler de soluk olmuşsa karşımızda çok kaslı ve hızlı soluklar olacak", önce tebessüm ettim, ve biraz hak verdim sanırım, silahımı kontrol ettim, 20 dakika sonra büyük lojman kapısının önündeydik, kapıyı Niko ben ve Hang el birliğiyle açtık, içeri girip birkaç Lojman binasını kontrol ettik, temizdi, arka kapının da kapalı olduğunu öğrendikten sonra burada güvenle kalabilirdik, arkaya doğru gittik, birden Sude bize "Sessiz olun" dedi, arka kapının olduğu civarda 300'den fazla soluk vardı, Elly haklıydı, çetin cevizdi bunlar, hepsi iri ve uzun boyluydu, aklıma laboratuardan kaçarken yaptığım geldi ve orda Sude'den parfüm istedim, olmadığını söyledi, arkadan Welson "Bende var" dedi, biraz komikti, gülümsedim ve parfümü aldım, şişeyi kapının arkasına fırlatmam gerekti, ama bunu bu kadar uzaktan yapamazdım, Niko anlamış olmalı ki parfümü elimden alıp 20 metre önümüzdeki çöp konteynırının üstüne tırmandı, ve parfüm şişesini fırlattı, Welson bir an "Ah, parfümüm" dedi, solukların hepsi kapının diğer tarafındaydı, hemen koştuk ve kapıyı kapattık, artık sadece binaların içinde tek tük soluklar vardı, bazılarını tedavi edebilirdik, ordunun kendi gizli laboratuarı vardı, kışlaya girdik, içerde bir tane soluk vardı sadece, onun kollarını kırdık, sonra çöpten bir poşet alıp başına geçirdik, sersem gibi gidiyordu, onu sedyeye bağlayıp orda bıraktık.

Burada bulduğumuz tek soluk oydu, onunla araştırma yapacaktık, şimdi kalmamız için iyi bir yer seçmeliydik, benim aklıma lojman binaları geldi, elektrik olmasa da güneş enerjisi ile ısınan sıcak su vardı, herkes beni onayladı, ama hepimiz tek kalmaktan korktuğumuz için bir daireye geçtik, burda bizden önce burda bulunmuş insanların kıyafetleri ve ayakkabıları vardı, sıcak bir banyodan sonra üstümüze yeni kiyafetlerimizi giydik, burda gıda sıkıntımız yoktu çünkü ordu evinde büyük bir mutfak vardı ve deposunda yeterince sebze ve et vardı.

Rahat bir gün geçirdik, Sude araştırmalara devam etti, kan dolaşımı olmadığı için ilaç enjekte edemiyordu, bunu kulaktan direk beynine yapmasını söyledim, ilk ve tek deneğimize kendisinin kokteyl olarak belirttiği ilaçtan verdi, soluk önce bayıldı, kan dolaşımı başlamıştı, ama hala soluk gibi davranıyordu, daha güçlü ve hızlıydı, onu öldürmek zorunda kaldık, bize yeni bir denek lazımdı, bunun için bir tuzak kurmayı denedik.

SolukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin