2.3

159 12 27
                                    

Sövmeyin

Bu bilinmeyen numara olayı artık çok canımı sıkmaya başlamıştı. Lucas'ın da ben olduğumu öğrenmesi kendimi öldürmek için yeterli olan sebeplerden biri haline gelmişti. Ne yaparsam yapayım her şekilde boka batmış gibi hissediyordum. En ufak bir adımımda daha da derinlere iniyordum. Telefonumu elime aldım ve Justin'e bir şeyler yazdım.

Bilinmeyen Numara: Justin senin istediğin oldu.

Bilinmeyen Numara: Bundan sonra sana yazmayacağım.

Bilinmeyen Numara: Ama sana yemin ederim seni gerçekten seviyorum.

Justin: Ne oldu?

Justin: Pes mi ediyorsun?

Bilinmeyen Numara: Üzgünüm ama böyle olmak zorunda

Bilinmeyen Numara: Elimden gelse seni asla bırakmam.

Bilinmeyen Numara: Yazdıklarıma da bana da güvenmiyorsun biliyorum.

Bilinmeyen Numara: Ama gerçekten seni çok seviyorum, buna da inanmaya bilirsin senin kararın. Ama kalbim her zaman seninle ve seni sevmeye daima devam edeceğim.

Justin: Birazdan ölecekmişsin gibi konuşuyorsun neden?

(bu kişiye mesaj göndermeniz engellenmiştir.)

Justin: Cidden beni engellediğine inanamıyorum

(bu kişiye mesaj göndermeniz engellenmiştir.)

...

Hiç istemeyerek okuldan içeri girerken sanki bişey beni geri çekiyor gibi hissediyordum. Gerçekten okuldan bu kadar nefret etmemin sebebi Lucas'tı. Yavaş yavaş binaya doğru ilerlerken gözlerimi kapattım. Birden biri arkamdan sarılıp yanağımı öpünce ufak bir çığlık atmamla birinin ağzımı tutması bir oldu.

"Sakin ol ufaklık," diyen Justin'in senini duymamla rahatladım. Aynı yaşta olmamıza rağmen bana her zaman ufaklık derdi, bu da fiziksel anlamda gerçekten ufak olduğumdandı. Hoşuma gidiyordu.

"Psikopat mısın sen ya?" dedim ve güldüm. Kolunu omzuma atıp beni kendine çekti, "Ucunda sen varsın, neden olmasın ki," diyince bende bir kolumu ona doladım ve harika kokusunu içime çektim.

"Annabel bir şey sorabilir miyim?"

"MİİTİYM MŞ DEEŞİN?"

"Kızım bir sakin ol, sabah sabah bütün domuz yemiş gibisin,"

"Kusura bakma ya ilk defa kibardın." dedim ve ona dönerek arka arka yürümeye başladım.

"Sor bakalım?"

"Lucas'la aranızda bir şe-" demesine kalmadan korkudan tam düşecekken beni tuttu ve burunlarımız birbirine değerken kalbim ağzımda götümde gözüme her yerimde atmaya başladı.

Gözlerimi dudaklarına indirmemek için dua ederken gülmeye başladı. Benimle birlikte kendini de kaldırınca,
"Sakar mısın yoksa soruma mı cevap vermek istemedin anlayamadım," dedi ve ellerini ceplerine koyarak yürümeye başladı. Olduğum yerde kaldım ve etraftakilerin bana bakışlarına 'ne var?' der gibi geri dönüş yaptım ve binaya doğru yürüdüm.

Kitaplarımı almak için dolabımın olduğu kata çıkmamla Justin'in kendi dolabına yaslanıp bir kızla öpüştüğünü görmem bir olmuştu.

Geç kalmamıştı. Her zamanki gibi

Gerçekten bir an için beni düşündüğünü sanmıştım ama gerçekten yanılmıştım. Bu kadar zorluk ve stres omuzlarıma kara bulut gibi çökmüştü. Onlara bakmamaya çalışarak hızlıca dolabıma gittim ve içinden kitaplarımı alıp sınıfa doğru gittim.

Normalde Justin'in yanında oturuyordum ama bu sefer boş olan en arka sıraya geçtim ve kafamı koyarak uyumaya çalıştım.

Sanki bütün zorlukları uyuyarak yenebilecekmişim gibi hissediyordum.

Uyurken yeniyor uyanınca yeniden ürüyorlardı.

"Annabel öğle arasına çıktık sen hala uyuyorsun, "

"Uyurken bile rahat yok değil mi?" diye isyan edip olduğum yerden kalktım.

İleride kapıya yaslanmış olan Lucas telefonunu bana göstererek elinde salladı ve tebessüm etti.

Yanından geçerken kulağına doğru kısık bir sesle, "Sen tam bir orospu çocuğusun." dedim ve okulun arka tarafındaki çardaklara doğru gittik.

Alex, "Avery sence bana uzun saç mı yoksa kısa saç mı yakışıyor,"

Avery, "Sana sadece sik beyinli olmak yakışıyor Alex,"

Alex, "Güzelim kalbimi kırıyorsun ama,"

Avery, "Gerçekten mi? Çok mutlu oldum,"

Alex, "Avery çok zorsun, çok zorsun Avery, zorsun çok Avery,"

Avery gözlerini devirip kahvesini yudumlarken, Justin kıkırdadı.

Lucas eline telefonunu aldı, bir şey açtı ve konuşmaya başladı, "Hey çocuklar size bir şey göstereceğim." derken neyi kastettiğini anlayarak direk konuşmaya daldım.

"Bizi mi Lucas?" dedim sevimli olmaya çalışarak. Yüzüne memnun olmuş bir gülümseme eklerken, "Sen söyle," dedi.

Sıkıntıyla bir nefes aldım ve,

"Lucas'la bir kaç gündür birlikteyiz," dedim ve gülümsedim.









Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

No Pressure//Jb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin