'130917'

1.3K 129 95
                                    

            Merhaba Jimin, 

Hyung diyerek başlamadım fark ettiysen.

Çünkü ; 

Sana 'Hyung' demek çok zor Jimin. 

Gülüşünü uzaktan izlemek çok zor Jimin. 

Yüzüne uzaktan bakmak çok zor Jimin. 

Sarılamamak çok zor Jimin.

Benim olmaman çok zor Jimin. 

Senin olamamam çok zor Jimin.

Her çok zor... Sana bu kadar aşıkken, senin bana soğuk davranman, senin bana yaklaşmaman çok zor Jimin. 

Ben her gün seni özlemekten harap olmak istemiyorum, ben her gün seni beklemek istemiyorum. Biraz daha erken gelsen Jimin? Biraz daha güzel vakit geçirebilsek. 

Biz neden böyleyiz? Ben cidden...cidden ben ölecek gibiyim Jimin..

Dayanamıyorum ben, sana söyleyeceğim. 

Biliyorum yine bana inanmayacaksın ama bir umutla belki sen de beni seviyorsun umuduyla soracağım..

*defteri kapattım ve aşağıya yemek yiyen, her yeri ayrı ayrı mükemmel olan Jimin'imin yanına inmeye başladım ki inemiyordum, halim kalmamıştı. Acı çekmekten bitmiştim..İndikten sonra tam karşısına oturdum ve kafasını kaldırıp bana baktı.

"Jimin konuşmamız gereken bir şey var." 
"Anlat."

yemeğe geri koyuldu. Normal olarak sinirlendim ve tabağı önünden çekip yere fırlattım.

"ÖNEMLİ!" 

gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. Bu haliyle bile anlatılamayacak kadar mükemmeldi. 

"Sana, çıkış yapmadan önce pratik odasında dediğim şeyi hatırlıyor musun?"

"H-" sözünü kestim.

"Sana aşık olduğumu söyledim."

"Evet, hatırladım."

"Jimin, ben sana aşığım."

güldü, hatta kahkaha attı. Oysa ki, kalbimin ne kadar acıdığını bilmiyordu.

"Jimin ben ciddiyim, hem de hiç ciddi olmadığım kadar. Ben her gün seninle uyumanın hayalini kuruyorum, seni kedi gibi seviyorum. Geceleri, 2 yastıkla uyuyorum tekine Jimin adını verdim ve sen diye ona sarılıyorum. Senin yerini tutmaz, senin kokunu tutmaz, senin tenini tutmaz, senin sıcaklığını tutmaz ama...olsun."

"Ne tür bir kamera şakası bu? Ya da üyeler geriden bizi izliyorsa, şakaysa güzel şaka." 

güldü...tekrar güldü...oysaki ben ölüyordum, çöktüm. Ama gülüşü tekrar dirilmemi sağlıyordu her geçen gün..

"Evde bizden başka kimse yok Jimin."

"Hey, sen bana neden Hyung demiyorsun?"

"Çünkü sana bu kadar aşıkken Hyung demesi zor."

"Off.. Bak Jungkook, bir süre uzak dur benden tamam mı? Böyle şakaları kaldıramam ben."

"Biz hiç yakın olmadık ki.." gözümden yaşlar akarken gülümsedim.

"Oyunculuğun güzelmiş. Neden bir, K-Drama'da oynamıyorsun ki?"

güldü ve elleri cebinde odaya çıktı. Daha o odaya gidebileceğimi sanmıyordum. Ama ya defter? 
Koşarak odaya çıktım. Ve Jimin'e bakmadan defteri sakladığım yerden gizlice aldım. Çalışma masasına oturdum ve defteri açtım.*

Gördün mü?  yine inanmadın..

Ve ben yine harap oldum..

Ben yine kötüyüm.

Sen şaka zannediyorsun,  mutlusun.

Ben içten içe ölüyorum..

Ama ne önemi var..

Senin için ölürüm bile...

Bir gün anlayacaksın Jimin...

Ama her şey için çok geç olacak.

Seni uzay kadar seviyorum.

Seni çok seviyorum.




Please, love me~ ||JiKook.||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin